467
        
        
          mahkeme daha aç›ld›. Cumhuriyet döne-
        
        
          minde kurulan ‹stiklâl Mahkemeleri’nde
        
        
          Ali (Çetinkaya), K›l›ç Ali, Necip Ali
        
        
          (Küçüka), Ali (Z›rh), Ali Saip (Ursavafl),
        
        
          Asaf (Hakkâri), Avni (Do¤an), Cevdet
        
        
          (‹zrap), Hacim Muhiddin (Çar›kl›), ‹bra-
        
        
          him (Tolon), ‹hsan (Eryavuz), Lütfi Mü-
        
        
          fit (Özdefl), Mazhar Müfit (Kansu), Re-
        
        
          fik (Koraltan), Reflit Galip, Vas›f (Ç›nar)
        
        
          görev yapt›lar. Atatürk Devrimlerinin
        
        
          uygulanmas› s›ras›nda görev yapan bu
        
        
          mahkemelerde isyanlarla ilgili olarak
        
        
          dolayl› yoldan k›flk›rt›c›l›k yapt›klar› ne-
        
        
          deniyle baz› gazeteciler, kapat›lan Ay-
        
        
          d›nl›k ve Orak Çekiç yazarlar›, Gazi
        
        
          Mustafa Kemal Pafla’ya suikast giriflimi
        
        
          san›klar›, fieyh Said Ayaklanmas›’na ka-
        
        
          t›lanlar ve teflvikçileri, Terakkiperver
        
        
          Cumhuriyet F›rkas› kurucular› yarg›lan-
        
        
          d›. 7 Mart 1927’de kald›r›ld›.
        
        
          
            ‹stiklâl Marfl›
          
        
        
          Türkiye Cumhuriyeti’nin ulusal marfl›.
        
        
          Sözleri Mehmed Âkif Ersoy’un, bestesi
        
        
          Osman Zeki Üngör’ündür. 12 Mart
        
        
          1921’de TBMM taraf›ndan kabul edildi.
        
        
          Kurtulufl Savafl›’n›n en heyecanl› günle-
        
        
          rinde toplumu bir araya getirici ve ortak
        
        
          duygular›n› canland›r›c› bir ulusal marfl
        
        
          için Maarif Vekâletince 1921’de bir
        
        
          güfte yar›flmas› düzenlendi. Bu yar›flma-
        
        
          ya 724 fliir kat›ld›ysa da hiçbiri be¤enil-
        
        
          medi. Kazanan güfteye para ödülü kon-
        
        
          du¤undan yar›flmaya kat›lmayan Meh-
        
        
          
            ‹stiklâl Marfl›
          
        
        
          ‹ST‹KLÂL MARfiI
        
        
          -Kahraman Ordumuza-
        
        
          Korkma, sönmez bu flafaklarda yüzen al sancak;
        
        
          Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
        
        
          O benim milletimin y›ld›z›d›r, parlayacak;
        
        
          O benimdir, o benim milletimindir ancak.
        
        
          Çatma, kurban olay›m, çehreni ey nazl› hilâl!
        
        
          Kahraman ›rk›ma bir gül; ne bu fliddet, bu celâl?
        
        
          Sana olmaz dökülen kanlar›m›z sonra helâl;
        
        
          Hakk›d›r, Hakk’a tapan, milletimin istiklâl!
        
        
          Ben ezelden beridir hür yaflad›m, hür yaflar›m.
        
        
          Hangi ç›lg›n bana zincir vuracakm›fl? fiaflar›m!
        
        
          Kükremifl sel gibiyim; bendimi çi¤ner, aflar›m;
        
        
          Y›rtar›m da¤lar›, enginlere s›¤mam taflar›m.
        
        
          Garb›n âfâk›n› sarm›flsa çelik z›rhl› duvar;
        
        
          Benim iman dolu gö¤süm gibi serhaddim var.
        
        
          Ulusun, korkma! Nas›l böyle bir iman› bo¤ar,
        
        
          “Medeniyet!” dedi¤in tek difli kalm›fl canavar?
        
        
          Arkadafl! Yurduma alçaklar› u¤ratma, sak›n;
        
        
          Siper et gövdeni, dursun bu hayâs›zca ak›n.
        
        
          Do¤acakt›r sana va’detti¤i günler Hakk’›n...
        
        
          Kim bilir, belki yar›n, belki yar›ndan da yak›n.
        
        
          Bast›¤›n yerleri “toprak!” diyerek geçme, tan›!
        
        
          Düflün alt›ndaki binlerce kefensiz yatan›.
        
        
          Sen flehit o¤lusun, incitme, yaz›kt›r, atan›;
        
        
          Verme, dünyalar› alsan da, bu cennet vatan›.
        
        
          Kim bu cennet vatan›n u¤runa olmaz ki fedâ?
        
        
          fiühedâ f›flk›racak, topra¤› s›ksan, flühedâ!
        
        
          Cân›, cânân›, bütün var›m› als›n da Hudâ,
        
        
          Etmesin tek vatan›mdan beni dünyada cüdâ.
        
        
          Rûhumun senden ‹lâhî fludur ancak emeli:
        
        
          De¤mesin mabedimin gö¤süne nâmahrem eli;
        
        
          Bu ezanlar -ki flahadetleri dinin temeli-
        
        
          Ebedî yurdumun üstünde benim inlemeli.
        
        
          O zaman vecd ile bin secde eder -varsa- tafl›m;
        
        
          Her cerîhamdan, ‹lâhî, boflan›p kanl› yafl›m,
        
        
          F›flk›r›r rûh-› mücerred gibi yerden na’fl›m!
        
        
          O zaman yükselerek arfla de¤er, belki bafl›m.
        
        
          Dalgalan sen de flafaklar gibi ey flanl› hilâl!
        
        
          Olsun art›k dökülen kanlar›m›n hepsi helâl.
        
        
          Ebediyyen sana yok, ›rk›ma yok izmihlâl;
        
        
          Hakk›d›r, hür yaflam›fl, bayra¤›m›n hürriyet;
        
        
          Hakk›d›r, Hakk’a tapan, milletimin istiklâl.
        
        
          
            Ali R›fat Ça¤atay’›n besteledi¤i ‹stiklâl Mar-
          
        
        
          
            fl› kitap盤›n›n kapa¤›.
          
        
        
          
            Harf Devrimi öncesi bast›r›lan “‹stiklâl Marfl›” broflürünün kapa¤› (solda)
          
        
        
          
            ve ayn› broflürün son sayfas›nda yer alan, o y›llarda Türk alfabesi henüz
          
        
        
          
            haz›rlanmad›¤›ndan Frans›z alfabesiyle yaz›lm›fl “‹stiklâl Marfl›” dizeleri.
          
        
        
          
            Tablo: fievket Da¤