469
        
        
          dek hükûmeti elde tutan burjuva de-
        
        
          mokrat bir siyasî örgütlenme. Cemiye-
        
        
          tin kurulufl tarihi tart›flmal› olmakla bir-
        
        
          likte, kuruculardan ‹brahim Temo’ya
        
        
          göre 21 May›s 1889’dur. Cemiyetin ku-
        
        
          rucular›, Askerî T›p Okulu ö¤rencilerin-
        
        
          den ‹brahim Temo (Ohri), Abdullah
        
        
          Cevdet (Harput), Mehmet Reflit (Kaf-
        
        
          kasya), Hüseyinzâde Ali (Bakû) ve ‹s-
        
        
          hak Sükûti’dir (Diyarbak›r). ‹ttihad-›
        
        
          Osmanî olan ilk ad› k›sa süre sonra Os-
        
        
          manl› ‹ttihat ve Terakki Cemiyeti olarak
        
        
          de¤ifltirildi. Varbonari ve Mason örgüt-
        
        
          lenme modelinden esinlenen gizlili¤e
        
        
          dayal› bir yap›ya sahip olan, küçük hüc-
        
        
          reler hâlinde oluflan örgütte, her hücre-
        
        
          nin ve her hücre üyesinin bir numaras›
        
        
          vard›. Örgüt içinde her üye yaln›zca
        
        
          kendi hücresindeki befl üyeyi tan›rd›.
        
        
          K›sa zamanda örgüt büyüyüp Harbiye,
        
        
          Bahriye, Mülkiye, Veterinerlik, Topçu,
        
        
          Mühendishane gibi yüksekokullarda da
        
        
          benzer flekilde örgütlendi. Zamanla, ör-
        
        
          güte Asaf Dervifl Pafla, Süleyman Emin
        
        
          Pafla, ‹smail Safa Bey, Naci Pafla gibi
        
        
          üst düzey bürokratlardan da kat›lanlar
        
        
          oldu. ‹zmir’de ve fiam’da cemiyetin gö-
        
        
          rüfllerini yaymak için propagandaya
        
        
          baflland›. Cemiyetin varl›¤› ilk kez,
        
        
          1892’de II.Abdülhamid’e verilen bir
        
        
          jurnal sonucu a盤a ç›kt›. Bunun üzerine
        
        
          okul kumandanlar› ve bir grup bürokrat
        
        
          görevlerinden al›n›p örgütün önde gelen
        
        
          üyeleri tutukland›ysa da üç ay sonra
        
        
          II.Abdülhamid taraf›ndan affedilerek
        
        
          görevlerine iade edildiler. Aftan sonra
        
        
          cemiyetin çal›flmalar› yo¤unlaflarak sür-
        
        
          dü. Bu dönemde cemiyetin yöneticileri,
        
        
          örgütü güçlendirip yurt ölçüsünde yay-
        
        
          g›nlaflt›rmadan eyleme geçmeme dü-
        
        
          flüncesindeydiler. Bununla birlikte
        
        
          1895’te patlak veren Ermeni olaylar›,
        
        
          bu düflüncenin yaflama geçirilmesini en-
        
        
          gelledi. ‹ttihat ve Terakki, duvarlara as-
        
        
          t›¤› bildirilerle halk› birli¤e ça¤›rd›. Bu-
        
        
          nun üzerine genifl tutuklamalara gidildi;
        
        
          doktor Abdullah Cevdet ve bir grup
        
        
          T›bbiye ö¤rencisi, Trablusgarp, fiam ve
        
        
          Manast›r’a sürüldü. ‹brahim Temo, ‹s-
        
        
          hak Sükûti, Tunal› Hilmi, ‹zmirli Nev-
        
        
          zat, Âkil Muhtar gibi cemiyetin önde
        
        
          gelen üyeleri ve cemiyet üyesi olmayan
        
        
          Mizan gazetesi sahibi Murat Bey gibi li-
        
        
          beral ayd›nlar Romanya, M›s›r ve Avru-
        
        
          pa’ya kaçt›lar. Böylece ‹ttihat ve Terak-
        
        
          ki Cemiyeti’nin ‹stanbul’daki örgütlen-
        
        
          mesi geçici bir süre çöküntüye u¤rad› ve
        
        
          cemiyet çal›flmalar› yurt d›fl›na kayd›r›-
        
        
          larak baflta Bükrefl, Paris, Cenevre ve
        
        
          Kahire olmak üzere dört merkezden yü-
        
        
          rütüldü. Bükrefl çal›flmalar› ‹brahim Te-
        
        
          mo’nun yönetimi alt›nda, Balkan ülke-
        
        
          lerinde flubeler kurmak biçiminde ör-
        
        
          gütlendi. Paris’te cemiyetin yöneticisi,
        
        
          1895’ten bafllayarak Meflveret gazetesi-
        
        
          ni ç›karan ve daha önce ‹ttihat ve Terak-
        
        
          ki Cemiyeti’nin Avrupa temsilcili¤i yü-
        
        
          rüten Ahmed R›za’yd›. Cenevre ve Ka-
        
        
          hire’de ise kal›c› örgütlenmelere gidile-
        
        
          medi, Tunal› Hilmi, ‹shak Sükûti ve Mi-
        
        
          zanc› Murat beyler buralarda yay›n et-
        
        
          kinli¤ini sürdürdü. 1895-1890 aras› ya-
        
        
          y›mlanan tüzü¤ünde cemiyetin amaç ve
        
        
          ödevleri s›ralanarak Meflveret gazetesi,
        
        
          cemiyetin yay›n organ› kabul edildi.
        
        
          Ancak, ‹ttihat ve Terakki Cemiyeti’nin
        
        
          yurt d›fl› çal›flmalar› sistemli ve merkezî
        
        
          bir biçimde yürütülemedi. Bunun nede-
        
        
          ni, cemiyetin amaca ulaflmak için tuta-
        
        
          ca¤› yola iliflkin görüfl ayr›l›¤› ve II.Ab-
        
        
          dülhamid’in cemiyeti parçalamak için
        
        
          gösterdi¤i çabayd›. Bir baflka farkl›l›k
        
        
          da özellikle din konusunda kendini gös-
        
        
          terdi. Pozitivist anlay›fl› benimseyen
        
        
          Ahmed R›za, kimi üyelerce dinsizlikle
        
        
          suçland›. M›s›r h›divi de bu nedenle ‹tti-
        
        
          hat ve Terakki’ye para yard›m› yapmak-
        
        
          tan vazgeçti. ‹stibdat yönetimini alafla¤›
        
        
          etme yolunda kimi üyeler nizam yanl›s›,
        
        
          kimileri ise, bir suikastla II.Abdülha-
        
        
          mid’i ortadan kald›rmak istiyordu. Su-
        
        
          ikastta bomba ya da tabanca kullan›lma-
        
        
          s› konusunda bile görüfl ayr›l›¤› vard›.
        
        
          Bu farkl› görüfller çerçevesinde genel
        
        
          arzuya uyularak 1897’de yap›lan bir
        
        
          toplant›da ço¤unlukla genel baflkanl›¤a
        
        
          Murad Bey, merkez baflkanl›¤›na Çü-
        
        
          rüksulu Ahmed Pafla seçildi ve yönetim
        
        
          mekanizmas›n›n denetimi Ali Kemal,
        
        
          fierafeddin, fiefik ve fieref Beylere geç-
        
        
          ti; Dr. Nâz›m, saymanl›¤a getirildi. Ah-
        
        
          med R›za Bey ise, cemiyetin organ›
        
        
          olan Meflveret’i yay›mlamaya devam
        
        
          edecekti. Cenevre’de bulunan yeni yö-
        
        
          neticilerin yay›n organ› ise Osmanl› ga-
        
        
          zetesiydi. Hatta bu dönemde Ahmed R›-
        
        
          za Bey’in kimi kaynaklara göre cemi-
        
        
          yetten ihrac›, kimi kaynaklara göre ay-
        
        
          r›lmas› nedeniyle Meflveret’i tek bafl›na
        
        
          yürütmesi söz konusuydu. II.Abdülha-
        
        
          mid’in cemiyeti parçalama çabalar›,
        
        
          1897’de Mahmud Celâleddin Pafla’n›n
        
        
          Mizanc› Murad’› ikna etmesiyle baflar›-
        
        
          ya ulaflt›. Mizanc› Murat, Ubeydullah
        
        
          Rahmi, Süleyman Nazif’le birlikte, sa¤-
        
        
          lanan ç›karlar karfl›l›¤› ‹stanbul’a döner-
        
        
          ken, ‹shak Sukuti, Abdullah Cevdet,
        
        
          Tunal› Hilmi gibi cemiyetin önde gelen
        
        
          üyelerine elçiliklerde görev verildi ve
        
        
          cemiyetin etkinli¤i, Paris’te kalan Ah-
        
        
          med R›za, Doktor Nâz›m ve Hoca Kad-
        
        
          ri taraf›ndan sürdürüldü. Bu arada 1889
        
        
          sonlar›nda Avrupa’ya kaçan Damat
        
        
          Mahmud Pafla ve o¤ullar› Prens Saba-
        
        
          hattin ve Lütfullah, II.Abdülhamid’e
        
        
          karfl› ‹ttihat ve Terakki d›fl›nda muhale-
        
        
          fet yürütüyorlar ve tüm Jön Türklerin
        
        
          bafl›na geçmek istiyorlard›. Gerçekten
        
        
          de o dönemde de¤iflik ulusal toplulukla-
        
        
          r›n örgütlenmeleri d›fl›nda Jön Türkler,
        
        
          esas olarak bir yanda ‹ttihat ve Terakki
        
        
          Cemiyeti’nde, di¤er yanda Damat Mah-
        
        
          mud Pafla ile Prens Sabahattin’in çevre-
        
        
          sinde toplanm›flt›. Bu iki grup aras›nda
        
        
          Jön Türklerin birli¤ini sa¤lamak için
        
        
          yürütülen görüflmeler 4 fiubat 1902’de
        
        
          Paris’te bir kongre toplanmas›yla so-
        
        
          nuçland›. ‹lk Jön Türk Kongresi olarak
        
        
          adland›r›lan bu kongrede çal›flmalar iki
        
        
          sorun üzerinde yo¤unlaflt›. Birincisi yal-
        
        
          n›z bafl›na propaganda yoluyla meflruti-
        
        
          yete ulafl›l›p ulafl›lamayaca¤›, dolay›s›y-
        
        
          la baflka yöntemlerin kabul edilip edil-
        
        
          memesi, ikincisi ise ülkede reformlar›n
        
        
          sa¤lanmas›nda d›fl devletlerin yard›m›-
        
        
          na baflvurulup vurulmamas›yd›. Prens
        
        
          
            ‹ttihat ve Terakki Cemiyeti (F›rkas›)
          
        
        
          
            14 Kas›m 1918 tarihli Diken dergisinin 2. say›s›nda “‹ttihatç› Devrinin Bilançosu” bafll›¤›yla
          
        
        
          
            yay›mlanan Sedat Simavi’nin bir karikatürü.
          
        
        
          Bo¤dular
        
        
          Ast›lar
        
        
          Lokmalar›n›
        
        
          a¤z›ndan
        
        
          ald›lar.
        
        
          Ezdiler
        
        
          Ceplerini
        
        
          doldur-
        
        
          dular
        
        
          ve... kaçt›lar
        
        
          
            ‹ttihat ve Terakki liderlerinden (soldan sa¤a) Talât Pafla, Cemal Pafla ve Enver Pafla.