240
• hokka
(*)
gibi oturmak:
(Giysi) Vücuda iyice uymak.
Yeni elbisesi hokka gibi oturdu.
• hop oturup hop kalkmak:
Öfkesinden yerinde duramaz olmak.
K›z›n›n yapt›klar›n› ö¤renince hop oturup hop kalkt›.
• hor görmek (birini):
De¤er vermemek.
Utanmal›s›n, engelli insanlar› hor görüyorsun.
• hor kullanmak:
Özensiz, h›rpalayarak kullanmak.
Kitaplar›n› hor kullan›yorsun.
• hoflbefl etmek:
Söyleflmek, sohbet etmek.
Haftada bir buluflup hoflbefl ederdik.
• Hoflça kal (kal›n):
Ayr›l›rken birbirimize söyledi¤imiz iyi dilek sözü.
“Hoflça kal›n.” diyerek oradan ayr›ld›m.
• Hofl geldiniz:
Gelenlere söylenen bir nezaket sözü.
“Hofl geldiniz.” diyerek bizi karfl›lad›lar.
• hofl görmek:
Olumsuz, gücenilecek bir davran›fl› anlay›flla karfl›la-
mak.
Ö¤retmenimiz bu davran›fl›m› hofl gördü.
• hofl tutmak (birini):
Bir kimseye sevecenlikle davranmak, onu incitmemek.
Aile bireyleri yafll› dedelerini hep hofl tutarlard›.
• hofluna gitmek:
Bir kifliden ya da bir fleyden hofllanmak.
Bu oyun hofluma gitti.
(*) hokka:
Metal, cam ya da topraktan yap›lan küçük kap.
Deyimler/238-258 21/07/2010 21:02 Page 240