248
• içine dert olmak:
Yapmak istenilen bir fleyi yapamamaktan dolay› sürekli
üzülmek.
fiu filmi izleyemedim, içime dert oldu.
• içine do¤mak:
Hiçbir belirti yokken bir fley olaca¤›n› bilmek, sezinle-
mek.
Gelece¤iniz içime do¤mufltu.
• içine etmek:
Bir ifli çok kötü bir duruma getirmek.
‹flin içine ettiniz.
• içine ifllemek:
Bir sözün, (bir davran›fl›n) bir kimseye çok dokunmas›.
Arkadafl›n›n bu sözleri içine ifllemiflti.
• içine kapanmak:
Çevresindekilerle iliflki kurmamak, duygular›n› kimseye
anlatmamak.
O olaydan sonra içine kapanm›flt›.
• içine kurt düflmek:
Kendisine zarar› dokunacak bir durum do¤aca¤›ndan
kuflkulanmak.
‹çine kurt düflmüfltü, bu yüzden çok dikkatli davran›yor-
du.
• içine oturmak:
Çok etkilemek, çok üzmek.
Bu davran›fl› içime oturmufltu.
• içine sinmemek:
Bir fley gönlünün istedi¤i gibi olmamak.
Yapt›¤›m bu resim içime sinmedi.
• içine sokaca¤› gelmek (birini):
Bir kimseyi çok sevmek.
Onu içine sokaca¤› geliyordu.
Deyimler/238-258 21/07/2010 21:02 Page 248