 
          244
        
        
          ‹
        
        
          • icab›na bakmak:
        
        
          1.
        
        
          Gere¤ini yapmak.
        
        
          ‹cab›na bak›p ifli sonuçland›r›r›m.
        
        
          2.
        
        
          Bir kimseyi, bir fleyi yok etmek.
        
        
          Senin de icab›na bakacaklar, ortalarda görünme.
        
        
          • iç açmak:
        
        
          Güzel duygular uyand›rmak.
        
        
          ‹ç aç›c› bir manzara karfl›s›ndayd›k.
        
        
          • içeri girmek (içerde olmak):
        
        
          1.
        
        
          Bir iflte, al›flveriflte zarara u¤ramak.
        
        
          Ne kadar içeri girdi¤imizi bilemiyorum.
        
        
          2.
        
        
          Hapishaneye girmek.
        
        
          Sonunda yakalan›p içeri girmiflti.
        
        
          • iç etmek:
        
        
          Baflkas›n›n olan bir fleyi sahiplenip ortadan kald›rmak.
        
        
          Param› iç etti.
        
        
          • iç geçirmek:
        
        
          Üzüntüsünü derin bir soluk alarak belli etmek.
        
        
          S›k s›k iç geçiriyordu.
        
        
          • içi aç›lmak:
        
        
          ‹ç s›k›nt›s› yok olmak.
        
        
          Seni görünce içim aç›ld›.
        
        
          Deyimler/238-258  21/07/2010  21:02  Page 244