249
• içini çekmek:
bk. iç geçirmek.
• içini dökmek:
Bir kimseye derdini anlatmak.
Sonunda anneme içimi döktüm.
• içini kemirmek:
Kendisini sürekli rahats›z eden bir üzüntüsü olmak.
Suçluluk duygusu içini kemiriyordu.
• içinin ya¤› erimek:
Kötü bir durum do¤acak diye kayg›lanmak.
K›z› hastalanacak diye içinin ya¤› eriyordu.
• içi parçalanmak:
Çok ac›y›p üzülmek.
Yaralanan köpe¤ini görünce içi parçalanm›flt›.
• içi rahat etmek:
Kayg›lanacak bir durum olmad›¤›n› ö¤renerek rahatla-
mak.
Hava kararmadan eve gelince, anne ve babas›n›n içi ra-
hat etmiflti.
• içi s›k›lmak:
bk. içi daralmak.
• içi s›zlamak:
Bir kimse ya da bir fley için üzülmek.
Kardeflim yine hastaland›, içim s›zl›yor.
• içi titremek:
Sevdi¤i bir fleye zarar gelecek duygusu içinde bulun-
mak.
Bebe¤ine içi titrerdi.
Deyimler/238-258 21/07/2010 21:02 Page 249