 
          250
        
        
          • içi yanmak:
        
        
          1.
        
        
          Çok susamak.
        
        
          ‹çim yand›, içecek bir fley yok mu?
        
        
          2.
        
        
          Çok ac› çekmek, çok üzülmek.
        
        
          Babas› ölmüfltü, içi yan›yordu.
        
        
          • içler ac›s›:
        
        
          Çok ac›kl›, çok üzücü (durum, olay).
        
        
          ‹çler ac›s› bir trafik kazas›yd›.
        
        
          • içli d›fll› olmak:
        
        
          Birbirlerinden özel yaflamlar›n› dahi saklamayacak den-
        
        
          li yak›n arkadafl olmak.
        
        
          Birkaç gün içinde içli d›fll› olmufllard›.
        
        
          • içten içe:
        
        
          Belli etmeden, gizli gizli.
        
        
          Bu hastal›k onu içten içe eritiyordu.
        
        
          • içtikleri su ayr› gitmemek:
        
        
          Çok yak›n arkadafl olmak.
        
        
          Onlar›n içtikleri su ayr› gitmez.
        
        
          • idare etmek:
        
        
          1.
        
        
          Tutumlu kullanmak.
        
        
          Bu paray› idare edersen, ay sonunu getirirsin.
        
        
          2.
        
        
          Göz yummak.
        
        
          Bu defa idare edin, bir daha yapmaz.
        
        
          3.
        
        
          Yetmek, yetiflmek.
        
        
          Bu para bir hafta idare eder.
        
        
          • ifadesini almak:
        
        
          Sorguya çekmek.
        
        
          ‹fadesi al›n›rken avukat› da yan›ndayd›.
        
        
          • ifade vermek:
        
        
          Sorguya yan›t vermek.
        
        
          Karakolda ifade vermiflti.
        
        
          Deyimler/238-258  21/07/2010  21:02  Page 250