turkce sozluk - page 233

edepsiz
ön a.
1.
Utanmaz, s›k›lmaz, terbi-
yesiz.
2.
Yaramaz.
edepsizleflmek
(nsz.)
Edepsizce davran›fl-
larda bulunmak, terbiyesizleflmek.
eder
a.
Fiyat, de¤er, paha.
edilgen
ön a.
Bir durum karfl›s›nda tepki
göstermeyen.
edilgen çat›
a. dlb.
‹flin kimin taraf›ndan
yap›ld›¤› belli olmayan eylem çat›s›:
k›-
r›lmak (k›r-›l-mak).
edilgen eylem
a. dlb.
Öznesi tümcede bel-
li olmayan ve ço¤u zaman “l”, kimi za-
man da “n” çat› ekleriyle kurulan eylem:
aç›lmak (aç-›l-mak), bulunmak (bul-un-
mak).
edilgen fiil
a. dlb.
Edilgen eylem.
edim
a.
1.
Yap›lm›fl, gerçekleflmifl ifl, fiil.
2.
huk.
Alacakl›n›n isteyebilece¤i, borç-
lunun yerine getirmekle yükümlü oldu-
¤u fley.
edinmek
(-i)
Herhangi bir yolla bir fleye sa-
hip olmak, elde etmek, kendine sa¤la-
mak:
Tuhaf bir huy edinmifl.
edip, -bi
a. (edi:p) Ar.
Edebiyatla ilgili eser-
ler veren, yazar.
editör
a. Fr.
Yay›mc›.
efe
a.
1.
Yi¤it, zeybek.
2.
Kabaday›.
efekt
a. ‹ng.
Radyo ve televizyon yay›nla-
r›nda, tiyatro oyunlar›nda ya da film
seslendirmelerinde, hareketleri izlemesi
gereken seslerin yapay olarak yarat›l-
mas› ifli.
efelenmek
(nsz.) mec.
Diklenmek, kafa
tutmak.
efendi
a.
ve
ön a. (efe’ndi) Rum.
1.
esk.
E¤itim görmüfl kifliler, flehzadeler, din
adamlar› için kullan›lan unvan.
2.
Bey
unvan›ndan farkl› olarak özel adlardan
sonra kullan›lan ikinci dereceden bir un-
van.
3.
Sözü geçen kimse:
evin efendi-
si.
4.
Koca.
5.
Sayg›de¤er, çelebi.
6.
ünl.
Erkekler için kullan›lan bir seslen-
me sözü.
efendim
ünl. (efe’ndim)
1.
Bir seslenme
karfl›s›nda “buraday›m” anlam›nda kul-
lan›l›r:
–Ezgi! –Efendim.
2.
Anlafl›lma-
yan bir sözü yineletmek için kullan›l›r:
–Acele et! –Efendim! –Acele et, dedim.
3.
Karfl›s›ndakinin ne düflündü¤ünü
sormak ya da bir düflünceyi onaylatmak
için kullan›l›r:
Öyle de¤il mi, efendim?
4.
Sayg› ve nezaket için söze kat›l›r:
Çok
do¤ru davranm›fls›n›z, efendim.
efendimiz
a.
Hz. Muhammed ya da padi-
flahlar ve büyük din adamlar› için kulla-
n›lan sayg› sözü.
efkâr
ç. a. (efkâ:r) Ar. tkz.
Tasa, kayg›, iç s›-
k›nt›s›.
efkârlanmak
(nsz.) tkz.
Tasalanmak, kay-
g›lanmak, üzülmek.
eflatun
a. (efla:tun) Ar.
1.
Aç›k mor renk.
2.
ön a.
Bu renkte olan.
efor
a. Fr.
Zihince ve bedence ortaya konan
çaba, emek.
efsane
a. (efsa:ne) Far.
1.
Ola¤anüstü var-
l›klar›, olaylar› konu edinen ve eski ça¤-
lardan beri söylenegelen hayalî anlat›;
söylence.
2.
mec.
Gerçek olmayan as›l-
s›z söz, hikâye vb.
efsaneleflmek
(nsz.)
Efsane durumuna
gelmek.
efsun
a. (efs:un) Far.
Büyü, sihir.
efsunlamak
(-i)
Büyülemek, büyü yapmak.
eften püften
ön a.
Dayan›ks›z, bafltan sav-
ma yap›lm›fl, de¤ersiz, önemsiz (fley):
eften püften bir ev.
egemen
ön a.
1.
Herhangi bir k›s›tlama ve
denetime ba¤l› olmayan hâkim:
egemen
devlet.
2.
mec.
Üstün, bask›n, sözünü
geçiren; hâkim:
egemen görüfl.
egemenlik, -¤i
a.
1.
Egemen olma duru-
mu:
ulusun egemenli¤i.
2.
Ulusun ve
devletin yetkilerinin tümü, hâkimiyet:
Egemenlik kay›ts›z flarts›z ulusundur.
ego
a. Lat. fel.
1.
Ben.
2.
Bir kimsenin ki-
flili¤ini oluflturan temel öge.
egoist
ön a. Fr.
Bencil.
egoistlik, -¤i
a. Fr.+T.
Bencillik.
egoizm
a. Fr.
Bencillik.
egzama
a. (e’gzama) Yun.
Mayas›l.
edepsiz
egzama
233
Emel-Zuhal Sözlük-Harfler 21/07/2010 20:59 Page 233
1...,223,224,225,226,227,228,229,230,231,232 234,235,236,237,238,239,240,241,242,243,...688
Powered by FlippingBook