turkce sozluk - page 237

¤eri s›f›rdan küçük olan (say›), negatif.
eksik, -¤i
ön a.
ve
a.
1.
Gereksinim duyu-
lan, gerekli olan, noksan:
Eksiklerimi gi-
dermeye çal›fl›yorum.
2.
(bütüne göre)
Bir bölümü olmayan:
Bu kitap eksik, ilk
sayfalar› yok.
3.
Mükemmel ve yeterli
olmayan, noksanl›¤› bulunan, sakat:
Anlatt›klar›n eksik, bu konuda daha söy-
lenecek çok fley var.
eksik gedik, -¤i
a.
Önemli olmayan ufak
tefek gereksinimler.
eksilen
a. mat.
Ç›karma iflleminde ilk say›
ya da kendisinden bir baflka say› ç›kar›-
lan say›:
8-3=5 eflitli¤indeki 8 say›s› ek-
silendir.
eksilmek
(nsz.)
1.
Azalmak, eksik duruma
gelmek:
Param her gün biraz daha eksi-
liyordu.
2.
(-den)
Bulunmak, var olmak:
Bafl›ndan bela eksilmezdi.
eksi uç
a. kim.
Elektrikli ayr›flt›rmada s›v›-
ya bat›r›l›p ak›m›n geçmesini sa¤layan
metal uçlardan eksi yüklü olan›, katot.
eksper
a. Fr.
Bilirkifli, uzman.
ekspres
a. Fr.
1.
Yaln›zca belli bafll› durak-
larda ya da büyük iskelelerde duran ve
çok h›zl› bir ulafl›m sa¤layan tren, gemi
ya da uçak.
2.
ön a.
H›zla yerine getiril-
mesi ya da ulaflt›r›lmas› istenilen (fley):
ekspres mektup.
ekstra
ön a. (e’kstra) Fr.
1.
Benzerlerine
göre en iyi, en üstün durumda olan:
ekstra un.
2.
Her zaman yap›lan›n ve
gerekenin d›fl›nda olan, fazladan:
ekstra
ücret.
ekstrafor
a. Fr.
Giysilerin, etek, kol, yaka
bölümlerine, perdelerin uçlar›na geçiri-
len seyrek dokunmufl keten flerit.
ekfli
ön a.
1.
Sirke ya da limon tad›nda
olan:
ekfli elma.
2.
a.
Tad› ekfli olan fley.
ekflimek
(nsz.)
1.
Bozularak tad› kötü bir
tat kazanmak:
Bu yemek ekflimifl.
2.
Mayalanmak:
Hamur ekflidi.
3.
hlk.
Su-
rat asmak:
Yüzün niçin birden ekflidi?
4.
argo
Birine ask›nt› olmak, s›rnaflmak:
Bu adam yine bize ekflimeye bafllad›.
ekflimsi
ön a.
Tad› az ekfli olan, ekflimt›rak.
ekflimt›rak
ön a.
Ekflimsi.
ekvator
a. Fr. co¤.
Yer yuvar›n›n eksenine
dik olarak geçti¤i ve yer yuvar›n› iki eflit
parçaya böldü¤ü var say›lan en büyük
çember.
el (I)
a.
1.
Kolun bilekten parmak uçlar›na
kadar olan ve tutmaya, yakalamaya,
kavramaya yarayan esnek bölümü.
2.
(iyelik ekleriyle birlikte) Sahip oldu¤u,
mülkiyetinde olan fley:
Bu iflte elindeki
evi de yitirdi.
3.
Kez, defa:
‹ki el silah se-
si duyuldu.
4.
K⤛t oyunlar›nda k⤛t
atma s›ras› ya da bir defada kazan›lan
k⤛tlar›n tümü:
El sende.
5.
Bask›, oto-
rite, yönetim, etki:
Ülke düflman eline
geçmiflti.
6.
mec.
Arac›, vas›ta:
Sana,
arkadafl›m eliyle biraz para gönderece-
¤im.
ellerin dert görmesin
“Allah sen-
den raz› olsun.” anlam›nda kullan›lan iyi
dilek sözü.
el (II)
a.
1.
Yak›nlar›n›n d›fl›nda olan kifli,
yabanc›:
“El at›na binen tez iner.”
-Ata-
sözü.
2.
Yurt, ülke, il:
Babam, y›llard›r
gurbet ellerde çal›fl›yor.
3.
Halk, ahali:
Bu ifle el ne der acaba?
ela
a. (ela:)
1.
Gözde sar›ya çalan aç›k kes-
tane rengi.
2.
ön a.
Gözü bu renkte olan:
ela gözlü güzel.
el adam›
a.
Tan›d›k olmayan, yabanc› kifli.
el âlem
a.
Herkes, yabanc›lar, el gün.
el arabas›
a.
Tafl, toprak, gübre vb. fleyler
tafl›maya yarayan, tek tekerlekli ve iki
kollu araç.
elastiki
ön a. (elastiki:) (k kal›n okunur) Fr.
Esnek.
elastikiyet
a. (k kal›n okunur) Fr.+Ar.
Es-
neklik.
el ayas›
a.
Elin bilekle parmaklar aras›nda-
ki bölümü.
elbette
be. (elbe’tte) Ar.
Kuflkusuz, her hâl-
de.
el birli¤i
a.
Bir ifli gerçeklefltirmek için ifl
birli¤i yapma, güçleri birlefltirme:
El bir-
li¤iyle bu iflin de üstesinden geliriz.
eksik
el birli¤i
237
Emel-Zuhal Sözlük-Harfler 21/07/2010 20:59 Page 237
1...,227,228,229,230,231,232,233,234,235,236 238,239,240,241,242,243,244,245,246,247,...688
Powered by FlippingBook