e¤lence
a.
1.
E¤lenmek eylemi.
2.
Hoflça
vakit geçirten fley:
Top oynamak en bü-
yük e¤lencesiydi.
3.
Hoflça vakit geçiri-
len toplant›; e¤lenti:
E¤lenceye sen de
kat›l›yor musun?
e¤lencelik, ¤i
a.
Oyalanmak için yenilen
kuru yemifl türü fleyler.
e¤lenmek
(nsz.)
1.
Hoflça vakit geçirmek.
2.
Bir yerde geçici bir süre durmak,
beklemek:
Orada biraz e¤lenin, size ye-
tifliriz.
3.
(-le)
Bir kimsenin herhangi bir
kusuruyla, zay›f bir yönüyle alay etmek:
Utanmadan yafll› adamla e¤lenmifller.
e¤lenti
a.
E¤lence.
e¤leflmek
(nsz.)
1.
Oyalanmak, bir yerde
beklemek.
2.
Bir yerde oturmak, yafla-
mak, ikamet etmek.
e¤meç, -ci
a.
Kavis.
e¤mek
(-i)
1.
Bir fleyi e¤ik duruma getir-
mek.
2.
Sert bir cismi bükmek ya da
onun biçimini bozmak.
e¤relti otu
a. bitb.
E¤relti otugillerden; kök,
gövde ve yapraklar› olan; çiçeksiz, çok
y›ll›k ve otsu bir bitki.
e¤relti otugiller
ç. a. bitb.
Damarl› çiçek-
sizlerden, sporla ço¤alan ve örne¤i e¤-
relti otu olan bir bitki familyas›.
e¤reti
ön a.
1.
Bir süreli¤ine baflka bir fle-
yin yerine kullan›lan, geçici:
fiimdilik
e¤reti bir yatak bulduk.
2.
Takma:
Ma-
san›n e¤reti bir aya¤› vard›.
3.
‹yi yer-
leflmemifl:
Bu dolap burada e¤reti dur-
mufl.
4.
Uyumsuz, yak›flmam›fl:
Elbisen
üzerinde çok e¤reti duruyor.
e¤retileme
a. ed.
Bir fleyi anlatmak için
ona benzetilen baflka bir fleyin ad›n›n
söylenmesiyle yap›lan söz sanat›; isti-
are.
e¤ri
ön a.
1.
Do¤ru ve düz olmayan, her-
hangi bir noktas›ndan yön de¤ifltirmifl
olan:
e¤ri tel.
2.
Biçimiyle yay› and›ran,
yay gibi kavislenmifl:
e¤ri k›l›ç.
3.
Yatay
ve düfley bir yüzeye göre e¤ik olan:
e¤-
ri direk.
4.
a.
ve
ön a. mat.
Do¤ru olma-
yan çizgi, yüzey.
5.
a.
Bir olay›n gelifli-
mini gösteren çizgi:
s›cakl›k e¤risi.
eh
ünl.
1. “Olur”, “peki”, “fena de¤il”, “çok
flükür” anlam›nda kullan›l›r:
Eh, bu para
da idare eder.
2.
B›kk›nl›k, bezginlik an-
lat›r:
Eh, kes art›k!
ehemmiyet
a. Ar.
Önem.
ehil, -hli
a. Ar. esk.
Bir ifli yapmakta yete-
nekli, yeterli, becerikli kifli.
ehlîleflmek
(nsz.)
Evcilleflmek.
ehliyet
a. Ar.
1.
Yeterlik, uzluk.
2.
Bir kim-
seye, herhangi bir alanda yeterli oldu-
¤unu belirtmek için verilen belge.
3.
Sürücü belgesi.
ehliyetli
ön a.
1.
Yeterli, yeterlikli.
2.
Bir
konuda yeterlik belgesi olan.
3.
Sürücü
belgesi olan.
ejder
a. Far.
Ejderha.
ejderha
a. Far.
1.
Türlü biçimlerde tasarla-
nan bir masal yarat›¤›.
2.
Büyük y›lan.
ek
a.
1.
Bir fleyin eksi¤ini gidermek, onu
tamamlamak için konulan parça:
Dilek-
çenizin ekleri yok.
2.
Bir gazete ya da
dergiyle birlikte ondan ayr› ve ücretsiz
olarak verilen parça, ilave:
spor eki.
3.
Eklenen parçan›n belli olan yeri.
4.
‹ki
borunun birbiriyle birlefltirildi¤i yer.
5.
ön a.
Sonradan eklenmifl, kat›lm›fl, ko-
nulmufl:
ek sefer.
6.
dlb.
Tek bafllar›na
anlamlar› olmayan, ancak eklendikleri
sözcükleri türeten ya da sözcüklerin
tümce içindeki görevlerini belirleyen
seslerin oluflturdu¤u bir dil bilgisi biri-
mi:
fleker-ci, ç›k-›nt›, yak-›c›, kalem-im,
kufl-lar, uyu-du-k, siz-e, gel-me-di, ka-
p›-y-a.
ek eylem
a. dlb.
Ad ve ad soylu sözcükle-
rin sonuna gelerek onlar› yüklem göre-
vine sokan, çekimlenmesini sa¤layan
bir tür yard›mc› eylem:
yorgundu (yor-
gun idi), üzgünmüfl (üzgün imifl), do¤-
ruysa (do¤ru ise), benimdir.
ek fiil
a. dlb.
Ek eylem.
ekim
a.
1.
Topra¤› ekmek eylemi.
2.
Y›l›n
31 gün süren onuncu ay›.
ekin
a.
1.
Tah›l›n tarlaya ekimiyle biçimi
e¤lence
ekin
235
Emel-Zuhal Sözlük-Harfler 21/07/2010 20:59 Page 235