turkce sozluk - page 228

ola¤anüstü olarak nitelenen yedi an›ta
verilen ad (M›s›r Piramitleri, Semira-
mis’in Asma Bahçeleri, Zeus Heykeli,
Artemis Tap›na¤›, Rodos Heykeli, ‹sken-
deriye Feneri, Mausolos’un An›tkabiri).
düpedüz
be. (dü’pedüz)
1.
Çok düz ve
do¤ru biçimde.
2.
mec.
Aç›ktan a盤a,
tümüyle, aç›kças›, gerçekten:
Düpedüz
beni aldat›yorsun.
dürbün
a. Far. fiz.
Uzaktaki cisimlerin gö-
rüntülerini büyütmeye ya da yaklaflt›r-
maya yarayan, objektif ve oküler ad› ve-
rilen merceklerden oluflan optik alet.
dürmek (-i) 1.
Bir fleyi silindir biçiminde
k›v›rarak kendi üstüne sarmak:
hal›y›
dürmek.
2.
Bir fleyi düzgün biçimde üst
üste getirerek katlamak:
çamafl›r dür-
mek.
dürtmek
(-i)
1.
Elle ya da ucu sivri bir fley-
le hafifçe itmek.
2.
Dokunmak, de¤mek.
3.
mec.
Bir ifli yapt›rmak amac›yla biri-
ne uyar›c› bir söz söylemek, tahrik et-
mek.
dürtü
a. ruhb.
Fizyolojik ve ruhsal de¤ifl-
mesi sonucu ortaya ç›kan ve canl›y› tür-
lü tepkilere sürükleyen içsel gerilim.
dürtüklemek
(-i)
1.
Üst üste birkaç kez
dürtmek.
2.
mec.
Birini uyarmak, k›fl-
k›rtmak.
dürülmek
(nsz.)
1.
Dürmek ifline konu ol-
mak.
2.
Bükülmek.
3.
Sar›lmak, katlan-
mak.
dürüm
a.
1.
Dürerek silindir biçiminde k›-
v›rma, sarma.
2.
hlk.
‹çine peynir, et gi-
bi türlü kat›klar konulup dürülen yufka.
dürüst
ön a. Far.
Sözünde ve davran›fllar›n-
da do¤ruluktan ayr›lmayan, onurlu,
do¤ru:
dürüst bir adam.
2.
mec.
Do¤ru,
yanl›fls›z:
dürüst bir yaklafl›m.
düfl
a.
1.
Uyurken zihinde beliren düflünce-
ler, rüya.
2.
Gerçek olmayan, imge, ha-
yal:
Bu bir düfl, kendini kand›rma.
3.
mec.
Gerçeklefltirilmesi istenen fley,
umut:
En büyük düflü, bilim adam› ol-
makt›.
düfles
a. Fr.
Bir dükün kar›s› ya da bir dük-
lü¤ün kad›n hükümdar›.
düflefl
a. Far.
1.
Tavla oyununda her iki za-
r›n da alt›l› gelmesi.
2.
mec.
Umulma-
yan iyi bir raslant›.
düfley
ön a.
Yer çekimi do¤rultusunda
olan.
düfleyazmak
(nsz.)
Düflecek gibi olmak.
düfl gücü
a.
Bir fleyi zihinde canland›rma,
yaratma, düflünme yetene¤i; hayal gü-
cü.
düfl k›r›kl›¤›
a.
Çok istenilen, umulan bir
fleyin gerçekleflmemesi durumunda du-
yulan üzüntü, hayal k›r›kl›¤›.
düflkü
a.
Hobi.
düflkün
ön a.
1.
Bir fleye afl›r› ölçüde ba¤-
l›, tutkun, müptela:
‹fline çok düflkün bir
insand›.
2.
Geçim s›k›nt›s›na düflmüfl,
baflkalar›na muhtaç durumda olan.
3.
Hastal›k, sakatl›k ya da yafll›l›k nedeniy-
le çal›flma gücünü yitirmifl.
4.
mec.
Es-
ki de¤erini ve onurunu yitirmifl.
düflkünlerevi
a.
Çal›flma gücünden yok-
sun, kazanc› olmayan yoksul kimselerin
bar›nd›r›ld›¤› toplumsal bir yard›m ku-
ruluflu; darülaceze.
düflman
a. ve ön a. Far.
1.
Birine zarar ver-
meye, ona kötülük yapmaya çal›flan,
ondan nefret eden kifli; has›m.
2.
Birbir-
leriyle savaflan devletler ya da bu dev-
letlerin silahl› kuvvetleri, halk›.
3.
Arala-
r›nda çat›flmaya varacak denli anlafl-
mazl›k olan taraflardan her biri.
4.
Bir
fleye zarar veren, onu yok eden fley:
Te-
rörizm, insanl›¤›n en büyük düflman›d›r.
5.
mec.
Bir fleyi afl›r› derecede tüketen
kifli:
çikolata düflman›.
6.
mec.
Bir fleye
afl›r› ölçüde tepki gösteren, ondan tiksi-
nen kifli:
sigara düflman›.
düflmek
(-den, -e)
1.
Yer çekiminin etkisiy-
le bofllukta, yukar›dan afla¤›ya h›zla in-
mek:
‹ki cisim de bofllukta ayn› h›zla
düfltü.
2.
Durdu¤u, bulundu¤u, tuttu-
ruldu¤u yerden ayr›larak ya da dengesi-
ni yitirerek yukar›dan afla¤›ya inmek:
düpedüz
düflmek
228
Emel-Zuhal Sözlük-Harfler 21/07/2010 20:59 Page 228
1...,218,219,220,221,222,223,224,225,226,227 229,230,231,232,233,234,235,236,237,238,...688
Powered by FlippingBook