turkce sozluk - page 290

gün geçmifl ya da geçecek olan:
‹ki
günlük iflim var.
3.
Her gün yap›lan, ç›-
kan ya da yay›mlanan:
günlük toplant›,
günlük gazete.
4.
a. ed.
Günce.
günlük günefllik
be.
(yer ve hava için) Aç›k
hava, bol ›fl›kl› yer; günefllik.
günöte
a. gökb.
Dünya yörüngesinin Gü-
nefl’e en uzak bulundu¤u nokta.
günübirlik
be.
Bir günlü¤üne, sabah gidip
akflamdan önce dönmek üzere.
güpegündüz
be. (güpe’gündüz)
Ortal›k iyi-
ce ayd›nl›kken.
gür
ön a.
S›k, bol, güçlü ç›kan ya da f›flk›-
ran:
gür a¤açlar.
gürbüz
ön a.
Geflilmifl, sa¤lam, güçlü.
Gürcü
öz. a. Far.
Gürcistan halk›ndan ya da
bu halk›n soyundan olan kifli.
gürefl
a. sp.
‹ki kiflinin belli kurallara göre
birbirinin s›rt›n› yere getirmelerine ya
da rakibinden daha fazla puan topla-
malar› temeline dayanan bir spor dal›.
güreflmek
(nsz., -le)
(iki kifli) Çeflitli oyun-
larla birbirinin s›rt›n› yere getirmeye ça-
l›flmak.
gürgen
a. bitb.
Gürgengillerden, 150 y›l ya-
flayabilen bir orman a¤ac›.
gürgengiller
ç. a. bitb.
‹ki çeneklilerden;
gürgen, f›nd›k, k›z›la¤aç gibi kereste-
sinden yararlan›lan a¤açlar› kapsayan
bir familya.
gürlemek
(nsz.)
Kal›n ve gürültülü bir ses
ç›karmak.
gürüldemek
(nsz.)
Sürekli kal›n ve gürül-
tülü bir ses ç›karmak.
gürül gürül
be.
Gürüldeyerek:
Irmak gürül
gürül ak›yor.
gürültü
a.
1.
Uyumsuz, düzensiz ve rahat-
s›z edici sesler bütünü:
trafik gürültüsü.
2.
mec.
Bir çok kiflinin kar›flt›¤› kavga,
tart›flma ya da kar›fl›kl›k:
Sokakta bir-
den bir gürültü ç›kt›.
gürültü etmek
(yapmak) 1)
uyumsuz, düzensiz ve ra-
hats›z edici sesler ç›karmak;
2)
kavga,
tart›flma ya da kar›fl›kl›k ç›karmak.
gürültücü
ön a.
Gürültü yapan kifli.
gürz
a. Far. esk.
Silah olarak kullan›lan sap-
l› ve a¤›r topuz.
gütmek
(-i)
1.
Hayvan ya da hayvan sürü-
sünü önüne kat›p otlatarak sürmek.
2.
Bir duyguyu, bir düflünceyi gerçeklefl-
tirmeye çal›flmak:
Hangi amac› güdü-
yorsun, anlayam›yorum.
güve
a. hayb.
Pul kanatl›lardan; giysi, ku-
mafl ve dokuma yiyerek büyük zarar ve-
ren bir böcek.
güveç, -ci
a.
1.
‹çinde yemek piflirilen de-
rince toprak kap.
2.
Bu kapta piflirilen
yemek.
güven
a.
1.
Korku ve kuflku duymaks›z›n
bir kimseye, bir fleye inanma ve ba¤lan-
ma duygusu; itimat:
Arkadafllar›m›n
hepsine her konuda güven duyar›m.
2.
Yüreklilik, cesaret:
Kendine olan güveni
yeterli de¤il.
güvence
a.
1.
Bir anlaflmada taraflardan
birinin sorumlulu¤u yüklenmesi, temi-
nat, garanti.
2.
bir sorumluluk karfl›l›¤›
ortaya konulan para vb. bir fley; temi-
nat; garanti.
3.
mec.
Birinin herhangi
bir konuda kuflkular›n› da¤›tmak için
söylenen inand›r›c› söz.
güvence ver-
mek 1)
bir anlaflmada taraflardan biri-
nin sorumlulu¤unu yüklenmek, teminat
vermek, garanti vermek;
2)
bir sorum-
luluk karfl›l›¤› ortaya para vb. bir fley
koymak, teminat vermek, garanti ver-
mek.
güvenç, -ci
a.
Güvenme duygusu, itimat.
güvenilir
ön a.
Güven duygusu veren: gü-
venilir bir adam.
güvenilmek
(-e)
Güven duyulmak.
güvenlik, -¤i
a.
Bir kiflinin, bir toplumun
tehlikelerden uzak olma, güven içinde
bulunma durumu; emniyet.
güvenlik görevlisi
a.
Güvenli¤i sa¤lamakla
görevli kifli.
güvenlik kuvvetleri
a.
Ülkede düzeni, hu-
zuru sa¤lamakla görevli polis, jandar-
ma ve kimi zaman da ordu birliklerine
verilen ortak ad.
günlük günefllik
güvenlik kuvvetleri
290
Emel-Zuhal Sözlük-Harfler 21/07/2010 20:59 Page 290
1...,280,281,282,283,284,285,286,287,288,289 291,292,293,294,295,296,297,298,299,300,...688
Powered by FlippingBook