güvenmek
(-e)
Bir kimseye, bir kurulufla,
bir toplulu¤a, bir fleye güven duymak;
itimat etmek:
Tak›m›m›za güveniyorum.
2.
Bir kimseden, bir fleyden güç ve des-
tek almak:
fians›na çok güvenirdi.
güven mektubu
a.
Bir büyük elçinin, kendi
ülkesinin devlet baflkan›ndan al›p atan-
d›¤› ülkenin devlet baflkan›na sundu¤u
belge.
güvenoyu
a.
Hükûmet göreve bafllarken ya
da görevi bafl›ndayken tutumunu de-
¤erlendirmek için mecliste milletvekil-
leri taraf›ndan verilen oy.
güvenoyu al-
mak
hükûmetin tutumu meclis taraf›n-
dan onaylanmak.
güvercin
a. hayb.
Güvercingillerden, baz›
türleri evcillefltirilmifl, genifl kanatl›, s›k
tüylü, h›zl› ve uzun zaman uçabilen bir
kufl.
güvercingiller
ç. a. hayb.
Güvercin, kumru
gibi hayvanlar› kapsayan genifl bir kufl
familyas›.
güverte
a. (güve’rte) ‹t.
Gemilerde ambar›n
ve kamaralar›n üstündeki yatay düzlem.
güvey
a.
1.
Evlenmek üzere olan erkek.
2.
K›z›n ailesine göre k›zlar›n›n kocas›, da-
mat.
güveyi,
-si
a.
Güvey.
güya
be. (gü’:ya) Far.
Sözde, sanki:
Güya
sabah bana u¤rayacakt›, oysa dün gezi-
ye ç›km›fl.
güz
a.
Sonbahar.
güzel
ön a.
1.
Uyum ve ölçülerindeki den-
geyle hayranl›k uyand›ran:
Güzel bir
bahçeniz var.
2.
‹yi, hofl:
Güzel bir or-
tamd›.
3.
Baflar› düflüncesi uyand›ran:
Güzel bir öneri yap›ld›.
4.
Soyluluk, ah-
laki üstünlük derecesi uyand›ran:
Güzel
sözler söyledi.
5.
Görgü kurallar›na uy-
gun olan:
Güzel davran›fllar sergiledi.
6.
Gönül okflay›c›, aldat›c›:
Güzel vaatlerde
bulundu.
7.
Uygun, elveriflli:
Güzel bir
f›rsat ç›kt›.
8.
(hava için) Sakin, hofl:
Güzel bir hava var.
9.
Pek iyi, do¤ru:
Güzel, ama bir de beni dinle.
10.
be.
Hofla giden, hayranl›k uyand›ran, do¤ru
biçimde:
Bu yeme¤i güzel yapar
.
11.
a.
Güzellik kraliçesi.
güzelce
ön a. (güze’lce)
1.
Biraz güzel, gü-
zel say›labilir:
güzelce bir hava.
2.
be.
‹yice, adamak›ll›:
Odam› güzelce temiz-
ledim.
güzel duyu
a.
Estetik.
güzel güzel
be.
Bir s›k›nt›ya u¤ramadan,
ola¤an bir biçimde.
güzelleme
a. ed.
Halk edebiyat›nda konu-
su aflk olan lirik bir fliir türü.
güzelleflmek
(nsz.)
Güzel bir duruma gel-
mek:
K›z›n›z çok güzelleflmifl.
güzellik, -¤i
a.
1.
Güzel bir duyguya yol
açan, hayranl›k uyand›ran nitelik:
do¤a-
n›n güzelli¤i.
2.
S›cak, yumuflak söz ya
da davran›fl:
fiu ifli güzellikle yapt›rama-
d›k.
3.
Sanatsal ya da manevi nitelikle-
riyle hayranl›k uyand›ran:
tablonun gü-
zelli¤i.
güzellikle
be.
Yumuflak, okflay›c› söz ve
davran›fllarla:
Sorunu güzellikle çöze-
lim.
güzellik yar›flmas›
a.
Vücut ve yüz güzelli-
¤iyle birlikte genel kültür düzeyinin de
ölçü olarak al›nd›¤› yar›flma.
güzel sanatlar
ç. a.
‹nsanda coflku ve hay-
ranl›k uyand›ran tiyatro, sinema, hey-
kel, müzik, resim gibi sanatlar.
güzergâh
a. (güzergâ:h) Far.
Geçilen, izle-
nen yol:
Yolculuk güzergâh›m›z› flimdi-
den belirleyelim.
2.
U¤ran›larak geçilen
yol:
Bak›rköy-Ataköy-Yeflilköy güzergâ-
h›.
güzide
ön a. (güzi:de) Far.
Seçkin, seçil-
mifl, seçme.
güvenmek
güzide
291
Emel-Zuhal Sözlük-Harfler 21/07/2010 20:59 Page 291