turkce sozluk - page 301

haset, -di
a. Ar.
K›skançl›k, çekememezlik.
hâs›l
ön
a.
(ha:s›l) Ar.
Ortaya ç›kan, oluflan.
hâs›l olmak
ortaya ç›kmak, oluflmak.
hâs›lat
a. (ha:s›la:t) Ar.
1.
Ürün.
2.
Gelir,
kazanç.
has›m, -sm›
a. Ar.
1.
Düflman.
2.
Bir olay,
dava ya da yar›flta karfl› taraf.
has›r
a. Ar.
1.
Saz, yaprak, bitki sap› gibi
maddelerle örülmüfl yayg›.
2.
ön a.
Ha-
s›rdan yap›lm›fl:
has›r flapka.
hasis
ön a. Ar.
1.
Cimri, pinti.
2.
mec.
‹n-
san› küçülten, baya¤›, adi.
hasret
a. Ar.
Özlem.
hasretlik, -¤i
a.
Sevilen bir fleyden, bir
kimseden ayr› kalma durumu; ayr›l›k.
hassas
ön a. (hassa:s) ar.
Duyarl›.
hassasiyet
a. (hassa:siyet) Ar.
Duyarl›k.
hasta
ön a. Far.
1.
Sa¤l›¤› bozulmufl, bir
hastal›¤a yakalanm›fl olan (kifli, hayvan,
bitki).
2.
tkz.
Ruhsal dengesi bozuk
olan:
Hasta m›s›n sen, böyle yap›l›r m›?
3.
mec.
Bir fleyin tutkunu olan:
futbol
hastas›.
hasta olmak
hastalanmak.
hasta bak›c›
a.
Hastan›n bak›m› için hem-
flireye yard›mc› olan kifli.
hastane
a. (hasta:ne) Far.
Hastalar›n, ge-
rekti¤inde yat›r›larak tedavi edildi¤i
sa¤l›k kuruluflu.
hastanelik
ön a.
Hastaneye kald›r›lmay›
gerektirecek durumda olan.
hastanelik
olmak 1)
hastaneye kald›r›lmay› gerek-
tirecek kadar hastalanmak;
2)
afl›r› öl-
çüde dayak yemek.
hastalanmak
(nsz.)
Sa¤l›¤› bozulmak,
hasta olmak.
hastal›k, -¤›
a.
1.
Canl›larda fizyolojik ya
da ruhsal yap›y› de¤ifltiren ve birtak›m
belirtilerle ortaya ç›kan bozukluk.
2.
Bitkilerin geliflmesine engel olan orga-
nik bozukluk.
3.
mec.
Afl›r›, saplant›l›
tutum:
temizlik hastal›¤›.
hâflâ
ünl.
Bir söz ya da davran›fl›n kesinlik-
le kabul edilmedi¤ini belirtir:
Hâflâ, ben
o kifli ben de¤ildim.
haflarat
ç. a. (haflara:t) Ar.
Küçük ve zarar-
l› böcekler.
haflar›
ön a.
Yaramaz, yerinde duramayan
(çocuk).
haflat
ön a. argo
1.
(nesne için) Kullan›la-
maz duruma gelmifl, bozuk, darmada-
¤›n›k.
2.
Yorgun, bitkin.
haflat› ç›kmak
1)
(nesne için) kullan›lamaz duruma
gelmek, bozulmak;
2)
afl›r› yorulmak,
bitkin düflmek:
Bugün ifl yerinde hafla-
t›m›z ç›kt›.
haflere
a.Ar.
Böcek.
haflhafl
a. Ar. bitb.
Gelincikgillerden, kap-
sülünden afyon, tohumundan ya¤ elde
edilen, bir y›ll›k otsu bitki.
hafl›rdamak
(nsz.)
(k⤛t, kolal› kumafl
için) Birbirine sürtünürken kal›n ve bo-
¤uk ses ç›karmak.
haflin
ön a. (hafli:n) Ar.
Sert, k›r›c›, kaba.
hafllamak
(-i)
1.
Suda kaynatarak piflir-
mek:
patates hafllamak.
2.
Bir fleyin
üzerine kaynar su dökmek ya da bir fle-
yi kaynar suya dald›rmak:
çay haflla-
mak.
3.
(kaynar s›v› için) Yakmak:
Kay-
nar su elimi hafllad›.
4.
mec.
Paylamak,
azarlamak:
Babas› onu iyice hafllam›fl.
haflmetli
ön a.
Görkemli, heybetli.
hat, -tt›
a. Ar.
1.
Ulafl›m› sa¤layan bir tafl›-
t›n u¤rak yerlerinin bütünü, ulafl›m yo-
lu.
2.
Telefon, telgraf, televizyon vb. ay-
g›tlarda iletiflimi sa¤layan yol, sistem:
telefon hatt›.
3.
Elektrik ak›m› tafl›yan
tel ya da kablo sistemi:
elektrik hatt›.
4.
esk.
Çizgi:
s›n›r hatt›.
5.
esk.
Arap harf-
lerinin belirli kurallara uyularak, zarif ve
süslü bir biçimde düzenlenmesine da-
yanan yaz› sanat›, güzel yaz›, el yaz›s›.
hata
a. (hata:) Ar.
Yanl›fl, yanl›fll›k, yan›lg›.
hata etmek
yanl›fll›k yapmak, yan›lg›ya
düflmek.
hat›r
a. Ar.
1.
Ak›lda tutma, haf›za, zihin,
ak›l:
Söyledikleri hat›r›mdayd›.
2.
Gö-
nül:
Hat›r›n› k›racak bir fley yapt›m m›?
3.
Birine karfl› duyulan sevgi, sayg›:
Bu
ifli senin hat›r›n için yap›yorum.
hat›ra
a. (ha:t›ra) Ar.
An›.
haset
hat›ra
301
Emel-Zuhal Sözlük-Harfler 21/07/2010 20:59 Page 301
1...,291,292,293,294,295,296,297,298,299,300 302,303,304,305,306,307,308,309,310,311,...688
Powered by FlippingBook