y›fl, bilgi ve becerileri kazand›rmak
amac›yla bir okula ya da bir üniversite-
ye ba¤l› olarak aç›lan s›n›f.
haz›rlop
ön a.
1.
(yumurta için) Sar›s› ka-
t›lafl›ncaya kadar kaynat›lm›fl.
2.
mec.
tkz.
Baflkas› taraf›ndan haz›rlanm›fl,
emeksiz elde edilen.
haz›r yemek, -¤i
a.
Ayaküstü yenilen hafif
yiyecek.
hazin
ön a. (hazi:n) Ar.
Üzüntü veren, hü-
zünlü, ac›kl›, dokunakl›.
hazine
a. (hazi:ne) Ar.
1.
Alt›n, gümüfl,
mücevher gibi de¤erli eflyalar›n tümü:
padiflah›n hazinesi.
2.
De¤erli fleylerin
sakland›¤› yer:
hazine dairesi.
3.
Gömü.
4.
Devlet mal›, paras› ya da bunlar›n
sakland›¤› yer:
devlet hazinesi.
5.
Kay-
nak:
bilgi hazinesi.
6.
Paha biçilmez de-
¤erde kabul edilen kifli ya da fley:
Sa¤-
l›k en büyük hazinedir.
haziran
a. (hazi:ran)
(Süryaniceden) Y›l›n
otuz gün süren alt›nc› ay›.
hazmetmek
(-i) (ha’zmetmek) Ar.+T.
1.
Sindirmek.
2.
mec.
Katlanmak, dayan-
mak:
Sabahki davran›fl›n› hazmedemi-
yorum.
hazret
a. Ar.
1.
Kutsal say›lan kiflilerin ad-
lar›n›n bafl›na getirilir:
Hz. Ali.
2.
tkz.
Ad› söylenmeyen bir kifliden söz eder-
ken ya da bir seslenme sözü olarak kul-
lan›l›r:
Hazret böyle istiyor.
hazzetmek
(-den) Ar.+T.
Hofllanmak.
He
kim.
Helyum elementinin simgesi.
heba
a. (heba:) Ar.
Hiçbir ifle yaramama,
bofla gitme.
heba olmak
bofla gitmek,
ziyan olmak:
Bütün emeklerim heba ol-
du.
hece
a. Ar. dlb.
Bir ya da birkaç sesten olu-
flan ve bir solukta ç›kan ses öbe¤i, ses-
lem.
hece düflmesi
a. dlb.
Ses düflmesi.
hecelemek
(i)
Bir sözcü¤ü hecelerine ay›-
rarak söylemek.
hece ölçüsü
a. ed.
fiiirde dizelerdeki hece
say›s›na göre düzenlenen ölçü.
hece vezni
a. ed.
Hece ölçüsü.
hedef
a. Ar.
1.
Niflan al›nan yer.
2.
mec.
Amaç, gaye, maksat.
hediye
a. Ar.
Arma¤an.
hediyelik, -¤i
ön a.
1.
Arma¤an edilecek
nitelikte olan:
hediyelik eflya.
2.
a.
Ar-
ma¤an olarak verilmek üzere haz›rlan-
m›fl fley.
hegemonya
a. (hegemo’nya) Yun.
Bir dev-
letin baflka bir devlet, ya da bir toplum-
sal s›n›f›n di¤er s›n›flar üzerindeki üs-
tünlü¤ü, bask›s›.
hekim
a. Ar.
‹nsanlardaki hastal›klar› teflhis
ve tedavi eden kifli, doktor, tabip.
hekimlik, -¤i
a.
1.
Hekim olma durumu,
tabiplik, doktorluk.
2.
T›p.
hektar
a. Fr.
100 ar ya da 10 000 m
2
de¤e-
rinde yüzey ölçüsü birimi (simgesi: ha).
hektogram
a. Fr.
Yüz gram de¤erinde küt-
le ölçüsü birimi (simgesi: hg).
hektolitre
a. (hektoli’tre) Fr.
Yüz litre de¤e-
rinde hacim ölçüsü birimi (simgesi: hl).
hektometre
a. (hektome’tre) Fr.
Yüz metre
de¤erinde uzunluk ölçüsü birimi (sim-
gesi: hm).
hela
a. (hela:) Ar.
Tuvalet, ayakyolu, yüznu-
mara, abdesthane.
helak, -ki
a. (hela:k) Ar.
1.
Ölme, öldürme,
yok etme, yok olma.
2.
mec.
Bitkin du-
ruma gelme.
helak etmek 1)
öldürmek,
yok etmek;
2)
mec.
bitkin duruma getir-
mek:
Bu yolculuk beni helak etti.
helak
olmak 1)
yok olmak, ölmek:
Düflman
ordusu helak olmufltu.
2)
mec.
bitkin
duruma gelmek
helal
ön a. (hela:l) Ar.
Dinin kurallar›na uy-
gun olan.
helal etmek
Tanr›’y› tan›k
göstererek bir fleyi ba¤›fllamak:
Bunu
helal ediyor musun?
helal olsun 1)
bir
yard›m›n isteyerek yap›ld›¤›n› belirtmek
için kullan›l›r;
2)
bir davran›fl›n, bir ey-
lemin be¤enildi¤ini belirtmek için kulla-
n›l›r.
helalleflmek
(-le)
Hakk›n› karfl›l›kl› olarak
birbirlerine ba¤›fllamak:
Anne ve baba-
haz›rlop
helalleflmek
306
Emel-Zuhal Sözlük-Harfler 21/07/2010 20:59 Page 306