turkce sozluk - page 303

kalk›p gö¤e do¤ru yükselmek:
Uçak ha-
valand›.
3.
(bir fley) Hava ak›m›yla yer
de¤ifltirmek:
K⤛tlar rüzgârla birlikte
havaland›.
4.
mec.
Be¤enilmeyen yersiz
davran›fllarda bulunmak.
havale
a. (hava:le) Ar.
1.
Bir ifli, bir fleyi
baflkas›n›n sorumlulu¤una b›rakma,
devretme.
2.
Banka, postane arac›l›¤›y-
la gönderilen para.
3.
Resmî bir belge-
yi, ilgili yere göndermek üzere yetkili ki-
fli taraf›ndan yap›lan ifllem.
4.
Gebe ka-
d›nlarda, küçük çocuklarda görülen bir
çeflit ç›rp›nmal›, bazen de ateflli hasta-
l›k.
havale etmek 1)
bir iflin, bir fleyin
yap›lmas›n› baflkas›na b›rakmak, dev-
retmek:
Bu ifli sana havale ediyorum, il-
gilenirsin.
2)
Yollamak, göndermek.
haval›
ön a.
1.
Havas› belirtilen nitelikte
olan:
pis haval› bir yer.
2.
‹yi, temiz ha-
va alan.
3.
Çekici, albenisi olan:
haval›
bir k›z.
havali
a. (hava:li) Ar.
Çevre, yöre, dolay.
hava liman›
a.
Hava tafl›tlar›n›n inifl, kalk›fl,
ikmal, park, yolcu ve yük indirip bindir-
me gibi ifllemlerin yap›ld›¤›, içinde tek-
nik ve ticari kurulufllar›n yer ald›¤› te-
sisler bütünü.
havan
a. Far.
‹çinde bir fley dövüp ufalama-
ya yarayan tahtadan, tafltan, metalden
ya da plastikten yap›lm›fl derince kap.
havaneli
a.
Havanda bir fleyi dövmeye ya-
rayan bir ucu fliflkin ve yuvarlak tok-
mak.
hava paras›
a.
Bir dükkân›n devri duru-
munda dükkân sahibine, bir yeri kira ile
tutabilmek için kirac›ya ya da sahibine
aç›ktan verilen para.
havari
a. (hava:ri) Ar.
Hz. ‹sa’n›n, inanç ve
ö¤ütlerini yaymak için seçti¤i on iki yar-
d›mc›s›ndan her biri.
hava sahas›
a. huk.
Bir devletin yaln›z ken-
disinin kullanma hakk› oldu¤u, di¤er
devletlerin ancak izin alarak yararlana-
bilece¤i gökyüzü bölümü.
hava tahmini
a.
Meteorolojik yöntemlerle
k›sa bir zaman dilimi için hava durumu-
nun nas›l olaca¤›n› tahmin etme.
hava üssü
a.
Askerî hava harekâtlar›nda
kullan›lan her türlü donan›ma sahip üs.
hava yolu
a.
Hava tafl›tlar›n›n uçufl s›ras›n-
da izledikleri yol.
hava yuvar›
a. gökb.
Hava küre, atmosfer.
havlamak
(nsz.)
(köpek) Ba¤›rmak, ürü-
mek.
havl›can
a. far. bitb.
Zencefilgillerden, kök
saplar› baharat olarak kullan›lan, ›t›rl›,
çok y›ll›k, otsu bir bitki.
havlu
a.
Kurulanmakta kullan›lan dokuma
bez.
havluluk, -¤u
a.
1.
Havlu asmak için özel
olarak yap›lm›fl ask›.
2.
Banyolarda
havlular›n konuldu¤u küçük dolap.
havra
a. (ha’vra) ‹br.
Sinagog.
havsala
a. Ar. mec.
Bir fleyi anlama, alg›la-
ma yetisi.
havsalas› almamak
akl› al-
mamak.
havuç, -cu
a. Far.
Maydanozgillerden, koni
biçimindeki etli kökü için sebze olarak
yetifltirilen, iki y›ll›k, otsu bir bitki.
havuz
a. Ar.
1.
Yüzmek, çevreyi güzellefltir-
mek ya da su biriktirmek gibi türlü
amaçlarla alt› ve yanlar› su mermer, be-
ton gibi su geçirmeyen maddelerle ya-
p›larak içine su doldurulan, genellikle
üstü aç›k çukur yer.
2.
den.
Gemilerin
bak›m ve onar›m›n›n yap›ld›¤›, her türlü
donan›ma sahip yap›.
havya
a. (ha’vya)
Kaynak ifllerinde, lehimi
eritmek için ateflte ya da elektrikle k›zd›-
r›larak kullan›lan, genellikle çekiç biçi-
minde alet.
havyar
a.
Genellikle mersin bal›¤› yumurta-
lar›ndan haz›rlanan bir yiyecek.
havza
a. Ar.
1.
co¤.
Sular› ayn› denize, gö-
le ya da ›rma¤a akan; da¤ ve tepelerle
s›n›rlanm›fl bölge.
2.
Maden bölgesi:
Zonguldak kömür havzas›.
hay
ünl.
fiaflk›nl›k, sevinç, k›zg›nl›k, hay›f-
lanma gibi duygular› belirtmekte kulla-
n›l›r:
Hay, sen çok yafla!
havale
hay
303
Emel-Zuhal Sözlük-Harfler 21/07/2010 20:59 Page 303
1...,293,294,295,296,297,298,299,300,301,302 304,305,306,307,308,309,310,311,312,313,...688
Powered by FlippingBook