turkce sozluk - page 305

hayret
a. Ar.
1.
Beklenmedik, garip bir fle-
yin neden oldu¤u flaflk›nl›k.
2.
ünl.
fiafl-
k›nl›k yaratan bir fley karfl›s›nda söyle-
nir.
hayrola
ünl. (ha’yrola) Ar.+T.
“Ne var”, “ne
oluyor” anlam›nda kullan›l›r.
haysiyet
a. Ar.
1.
Sayg›nl›k, itibar.
2.
Onur,
fleref.
hayvan
a. Ar.
1.
Bitkilerden farkl› olarak
hareket yetene¤i ve duyarl›¤› olan canl›
varl›k.
2.
‹nsandan farkl› olarak ak›l ve
dilden yoksun canl› varl›k.
3.
At, eflek
gibi çeflitli hizmetlerde kullan›lan varl›k.
4.
kaba Bir azarlama ve afla¤›lama sö-
zü.
5.
ön a. mec.
Duygusuz, ak›ls›z, ka-
ba (kifli).
hayvanat
ç. a. (hayva:na:t) Ar. esk.
Hay-
vanlar.
hayvanat bahçesi
a.
Türlü hayvanlar›n do-
¤al koflullarda kafesler içinde ya da ya-
r› özgür olarak beslendi¤i, korundu¤u
ve insanlara sergilendi¤i büyük bahçe.
hayvan bilimi
a.
Hayvanlar›n yap›, görev,
davran›fl ve s›n›fland›r›lmalar› ile yeryü-
zündeki da¤›l›fllar›n› inceleyen bilim da-
l›; zooloji.
hayvan bilimci
a.
Hayvan bilimiyle u¤ra-
flan kifli, hayvan bilimi uzman›, zoolog.
hayvanc›l›k, -¤›
a.
Evcil hayvanlar›n ba-
k›m, besleme, yetifltirilme ve üretme
ifli.
hayvani
ön a.
1.
Hayvansal.
2.
‹nsandan
çok hayvana yak›flan:
hayvani davran›fl-
lar.
hayvanlaflmak
(nsz.)
‹nsanl›k erdemlerini
yitirmek, hayvan gibi davranmak.
hayvanl›k, -¤›
a.
1.
Hayvana özgü davran›fl
ve niteliklerin tümü.
2.
mec.
‹ncelikten
uzak, kaba ve görgüsüz, sald›rgan bir
kifliye özgü davran›fl.
hayvansal
ön a.
Hayvana özgü olan, hay-
vandan elde edilen:
hayvansal ya¤.
haz, -zz›
a. Ar.
Hofllanma; zevk, tat alma.
hazan
a. (haza:n) Ar.
Sonbahar, güz.
haz›m, -zm›
a. Ar.
Sindirim, sindirme.
haz›ms›z
ön a.
1.
Yediklerini kolay sindire-
meyen.
2.
mec.
Hoflgörülü olmayan,
katlanamayan.
haz›ms›zl›k, -¤›
a.
1.
Yenilen, içilen fleyle-
rin kolay sindirilmemesi durumu.
2.
mec.
Hoflgörülü olmama, katlanama-
ma.
haz›r
ön a. Ar.
1.
Bir ifli yapmak için gerek-
li her fleyi tamamlam›fl olan, amade.
2.
Belli bir kullan›ma uygun duruma geti-
rilmifl olan:
Yemek haz›r.
3.
Belli ölçü ve
kal›plara uygun bir biçimde seri hâlinde
üretilerek sat›fla sunulan:
haz›r elbise.
4.
be.
Bafl›na getirildi¤i tümcede “f›r-
sat” belirtir:
Haz›r ç›km›flken fluradan
al›flverifl yapal›m.
haz›r olmak 1)
bir
yerde var olmak;
2)
bir ifli hemen yapa-
bilecek durumda bulunmak.
haz›rcevap
ön a. Ar.
Hemen, çabuk ve ye-
rinde cevaplar bulup veren.
haz›rc›
a. mec.
Hiç emek harcamadan her
fleyi haz›r olarak elde etmek isteyen ki-
fli.
haz›r kahve
a.
S›cak suda eritilerek haz›rla-
nan kahve.
haz›rlamak
(-i)
1.
‹lerisi için gerekli olan
fleyleri önceden haz›r duruma getirmek:
Yar›n tatile ç›k›yoruz, bavulunu haz›rla-
d›n m›?
2.
Bir fleyi kullan›lacak, yararla-
n›lacak duruma getirmek:
Tören için
spor salonunu haz›rlad›k.
3.
Bir fleyi
yapmak, ortaya koymak:
yemek haz›rla-
mak.
4.
Birini, bir fleyi yapabilecek du-
ruma getirmek:
üniversiteye haz›rla-
mak.
5.
Al›flt›rmak:
Bundan sonra daha
yoksul bir yaflant›m›z olaca¤›na kendi-
mizi haz›rlamal›y›z.
6.
Neden olmak, yol
açmak:
Bu kötü gidifl sonumuzu haz›r-
layacak.
haz›rlanmak, -¤›
a.
1.
Bir fleyi haz›r duru-
ma getirme.
2.
Haz›rlanmak için yap›lan
ifller.
haz›rl›k s›n›f›
a.
Ö¤rencilere, belli bir e¤i-
tim program›n› izlemek ya da belli bir
okulda okumak için gerekli temel anla-
hayret
haz›rl›k s›n›f›
305
Emel-Zuhal Sözlük-Harfler 21/07/2010 20:59 Page 305
1...,295,296,297,298,299,300,301,302,303,304 306,307,308,309,310,311,312,313,314,315,...688
Powered by FlippingBook