turkce sozluk - page 356

kan ba¤›
a.
Ayn› soydan, atadan gelme du-
rumu ya da özelli¤i.
kan bankas›
a.
Kan ve kan ürünlerinin top-
lanmas›n›, korunmas›n› ve da¤›t›lmas›-
n› sa¤layan kurum.
kan bas›nc›
a. t›p
Kan›n damarlara içeriden
yapt›¤› bas›nç, tansiyon.
kan bilimi
a.
Kan›, kan yap›c› organlar› ve
kan hastal›klar›n› inceleyen t›p dal›; he-
matoloji.
kanca
a
. (ka’nca)
Bir fleyi asmaya, çekme-
ye yarayan ucu çengelli çubuk.
kancalamak
(-i)
Kancay› bir fleye takmak,
geçirmek.
kandafl
ön a.
Ayn› soydan gelen.
kan davas›
a.
Geçmiflte birbirlerini öldür-
mekten ya da baflka bir nedenden düfl-
manl›klar› bulunan iki ailenin karfl›l›kl›
olarak birbirlerini öldürme duygusu
içinde olmas› durumu.
kand›rmak
(-i)
1.
‹nanmas›n› sa¤lamak,
inand›rmak, ikna etmek.
2.
Aldatmak,
kand›rmak.
kandil
a. (k kal›n okunur) Ar.
1.
A¤z› olduk-
ça küçük, yayvan ve yuvarlak bir kap bi-
çiminde olan, içinde s›v› bir ya¤ ile bir
fitil bulunan ayd›nlatma arac›.
2.
Kandil
gecesi.
kandil gecesi
a.
Berat, miraç, regaip ve
mevlit gecelerine verilen ad.
kandil simidi
a.
Kandil günlerinde yap›lan
ya¤l› çörek.
kan doku
a. anat.
Doku biliminde kana ve-
rilen ad.
kanepe
a. (kane’pe) Fr.
1.
Birkaç kiflinin
oturabilece¤i genifllikte koltuk.
2.
Üze-
rinde peynir, salam, sosis vb. yiyecek-
ler bulunan küçük ekmek dilimleriyle
haz›rlanm›fl bir yiyecek.
kangal (I)
a.
1.
‹p, tel, boru vb. uzun ve bü-
külebilir fleylerin halka biçiminde sar›l-
mas›yla oluflturulan ba¤.
2.
Bu biçimde
oluflturulmufl ba¤lar›n her biri:
kangal
sucuk.
kangal (II)
a. hayb.
Türkiye’de özellikle Si-
vas’›n Kangal ilçesinde yetifltirilen bir
çoban köpe¤i cinsi.
kangren
a. Fr.
Vücudun herhangi bir yerin-
de yaralanma ya da iltihaplanma nede-
niyle oluflan doku ölümü.
kangrenleflmek
(nsz.)
1.
Kangren olmak.
2.
mec.
(ifl, durum için) Uzamak, düzel-
meyecek duruma gelmek.
kan gruplar›
a.
Bireylerde serum ve alyu-
varlar›n tafl›d›¤› antijen ya da antikorla-
r›n türüne göre ay›r›c› özellikler tafl›yan
gruplardan her biri.
kanguru
a. (ka’nguru) Fr. hayb.
Kanguru-
gillerden, Avustralya’da yaflayan, ön
ayaklar› k›sa, diflisinin karn›nda yavru-
lar›n› tafl›yacak kesesi olan, uzun ve
güçlü art ayaklar› üzerinde s›çrayabilen,
memeli, otçul bir hayvan.
kangurugiller
ç. a. hayb.
Memelilerden,
s›çray›c›, keseli hayvanlar familyas›.
kan›
a.
Birinin bir konudaki düflüncesi, gö-
rüflü, yarg›s›; kanaat.
kan›s›nda olmak
inanc›nda, düflüncesinde, kanaatinde
olmak:
Ben, bizi merak ettikleri kan›s›n-
da de¤ilim.
kan›ksamak
(-i)
Sürekli yinelenmesi nede-
niyle art›k ondan etkilenmez olmak,
al›flmak:
Onun bu sözlerini art›k kan›k-
sad›m.
kan›rmak
(-i)
Bir fleyi zorlayarak yerinden
oynatmak ya da ç›karmaya, koparmaya
çal›flmak.
kan›t
a.
Bir olay, bir olgu ya da bir fleyin
varl›¤›, gerçekli¤i konusunda fikir verici
belge, fley; delil.
kan›tlamak
(-i)
Bir fleyin gerçek oldu¤unu
kan›tla göstermek, ispat etmek, ispatla-
mak.
kanifl
a. Fr.
K›v›rc›k, bol tüylü bir köpek cin-
si.
kan kanseri
a. t›p
Kan yap›c› organlarda
habis hücrelerin afl›r› ço¤almas› nede-
niyle ortaya ç›kan bir hastal›k, lösemi.
kan kardefli
a.
Karfl›l›kl› olarak birbirinin
kan›n› emerek kardefllik and› içmek yo-
kan ba¤›
kan kardefli
356
Emel-Zuhal Sözlük-Harfler 21/07/2010 20:59 Page 356
1...,346,347,348,349,350,351,352,353,354,355 357,358,359,360,361,362,363,364,365,366,...688
Powered by FlippingBook