tuflmak, dalaflmak.
3.
Bir yar›flmada,
bir karfl›laflmada h›rsla sald›rmak:
Ezelî
rakipler hafta sonu kap›flacak.
kapital, -li
a. Fr.
Anamal, sermaye.
kapitalist
a. Fr.
Anamalc›, sermayedar.
kapitalizm
a. Fr.
Anamalc›l›k.
kapitülasyon
a. Fr.
Bir ülkede, yurttafllar›n
zarar›na olarak yabanc›lara anlaflmalar-
la verilen ayr›cal›kl› haklar.
kap kacak, -¤›
a.
Tencere, tava gibi mutfak
eflyas›.
kapkaç
a.
Bir fleyi kap›p kaçmak yoluyla
yap›lan h›rs›zl›k.
kapkaçç›
a.
Bir kimsenin bir fleyini al›p
kaçmak yoluyla h›rs›zl›k yapan kifli.
kapkara
ön a. (ka’pkara)
Çok kara, simsi-
yah:
Kapkara gözleri vard›.
kapkaranl›k, -¤›
a.
ve
ön a. (ka’pkaranl›k)
Çok karanl›k.
kaplama
a.
1.
Kaplamak eylemi.
2.
Koru-
mak ya da süslemek amac›yla bir fleyin
d›fl›na geçirilen baflka bir maddeden
kat:
ceviz kaplama.
3.
Kal›nl›¤› 5 mm’
den az, ince a¤açtan levha.
kaplamak
(-i, -e, -le)
1.
Her yan›n› örtmek,
sarmak:
Hal›, tüm oday› kaplad›.
2.
Çe-
peçevre sarmak:
A¤açlar, evimizin dört
bir yan›n› kaplam›flt›.
3.
Bir fleyin üzeri-
ne bir k›l›f, bir kap ya da bir örtü geçir-
mek:
Kitaplar›m› kaplad›m.
4.
Bir ma-
deni baflka madenle örtmek:
Bak›r kol-
yeyi alt›nla kaplad›.
5.
(-i)
Yay›l›p dol-
durmak:
Kenti sis kaplam›flt›.
6.
Mobil-
yac›l›kta korumak ya da süslemek ama-
c›yla bir kaplama malzemesini a¤aç yü-
zeylere yap›flt›rmak.
7.
Bir fleyin yüze-
yinde bir tabaka oluflturmak:
Yolu as-
faltla kaplad›lar.
kaplan
a. hayb.
Kedigillerden, Asya’da ya-
flayan, enine siyah çizgili ve koyu sar›
renkte postu olan, çevik ve y›rt›c› bir
hayvan.
kaplan gibi
çevik, atik, güçlü
(kifli).
kapl›ca
a. (kapl›’ca)
Do¤al s›cak su kay-
naklar›n›n tedavide kullan›lmas› ama-
c›yla kurulmufl tesis, ›l›ca.
kapl›k, -¤›
a.
Defter, kitap gibi fleyleri kap-
lamaya yarayan k⤛t vb.
kaplumba¤a
a. (kaplu’mba¤a) hayb.
Ka-
pumba¤alardan, sert ve kabuksu kabu-
¤u içinde yaflayan, dört ayakl›, a¤›r yü-
rüyüfllü sürüngen hayvan.
kaplumba¤alar
ç. a. hayb.
Sürüngenler-
den, kara ve deniz kaplumba¤alar›n›n
türlü cinslerini içeren tak›m›.
kapmak
(-i)
1.
Birdenbire yakalayarak, çe-
kerek almak:
Elimdeki simidi kapt›.
2.
Is›rmak, ›s›r›p parçalamak:
Kedi fareyi
kapt›.
3.
K›st›rmak, koparmak:
Kolunu
makineye kapt›rm›fl.
4.
Görür görmez
ya da duyar duymaz bellemek, ö¤ren-
mek:
Çocuk iflte, her gördü¤ünü kap›-
yor.
5.
Bulaflmak, geçmek:
Bu kötü
huylar› arkadafl›ndan kapm›fl.
kaporta
a. (kapo’rta) ‹t.
Bir motorlu tafl›t›
örten, sacdan yap›lm›fl örtü.
kapris
a. Fr.
De¤iflken, geçici, düflüncesiz-
ce istek.
kapris yapmak
de¤iflken, geçi-
ci, düflüncesizce isteklerde bulunarak
huysuzca davranmak.
kapsam
a.
Bir fleyin içeri¤ini oluflturan, s›-
n›rlar› içinde yer alan fleylerin bütünü.
kapsamak
(-i)
S›n›rlar› içine almak, içer-
mek.
kapsül
a. Fr.
1.
Ateflli silahlarda bir fifle¤i
atefllemeye yarayan, içi barutla dolu,
yuvarlak, küçük, metal parça.
2.
Labo-
ratuvarlarda kullan›lan yar›m küre biçi-
mindeki kap.
3.
t›p
Baz› ilaçlar›n kolay-
ca yutulmas›n› sa¤lamak için yap›lm›fl
jelatin kap.
4.
bitb.
Baz› bitkilerde to-
humlar› içinde tafl›yan ve kendili¤inden
çatlayan kuru kabuk.
kaptan
a. ‹t.
1.
Bir geminin yönetimiyle il-
gili en yüksek görevli.
2.
Spor karfl›lafl-
malar›nda tak›mdan sorumlu olan
sporcu, tak›m bafl›.
3.
fiehirler aras›
yolcu otobüslerinde sürücü.
kaptan›derya
a. (kapta:’n›derya) ‹t.+Ar. tar.
Osmanl›larda deniz kuvvetlerinin en
kapital
kaptan›derya
359
Emel-Zuhal Sözlük-Harfler 21/07/2010 20:59 Page 359