turkce sozluk - page 357

luyla kardefl olanlardan her biri.
kanlanmak
(nsz.)
1.
Kan bulaflmak:
Göm-
le¤in kanlanm›fl.
2.
(bir organ›) Kanl›
duruma gelmek:
Gözlerin kanlanm›fl.
3.
Kan› ço¤almak.
kanl›
ön a.
1.
Kan bulaflm›fl olan:
kanl› çar-
flaf.
2.
Kan bürümüfl olan:
kanl› göz.
3.
Kan dökülmesine neden olan:
kanl› sa-
vafllar.
4.
‹steyerek kan dökmüfl, çok
say›da insan öldürmüfl olan; cani:
kanl›
katil.
5.
Kan davas›nda taraf olan.
kanl› canl›
ön a.
Sa¤l›kl›, güçlü oldu¤u yü-
zünden belli olan.
kanmak
(-e)
1.
Birine, bir fleye inanmak:
Her söylenilene kan›yorsun.
2.
Aldan-
mak:
Bofl vaatlere kan›p gitmiflti.
kano
a. Fr.
Düz dipli, kürekle hareket ettiri-
len, dar, uzun ve hafif tekne.
kanser
a. Fr.
Bir organ ya da dokudaki hüc-
relerin düzensiz olarak bölünüp ço¤al-
mas›yla beliren kötü ur.
kanserleflmek
(nsz.)
Kansere dönüflmek.
kanserojen
ön a.
ve
a. Fr.
Kansere yol açan
(madde).
kans›z
ön a.
1.
Yeterli kan› olmayan.
2.
Kan dökülmeden gerçeklefltirilen:
kan-
s›z devrim.
3.
mec.
Korkak, duygusuz.
kans›zl›k, -¤›
a.
1.
t›p
Kandaki alyuvar sa-
y›s›n›n ya da hemoglobin miktar›n›n
azalmas›yla ortaya ç›kan hastal›k duru-
mu, anemi.
2.
mec.
Korkakl›k, duygu-
suzluk.
kant
a. Ar.
S›cak suya fleker ve limon kata-
rak haz›rlanan içecek.
kantar
a. Ar.
1.
Kald›raç koluna dik olarak
tutturulmufl bir ibrenin sapmas›yla küt-
leleri tartan araç.
2.
Baskül.
kantaron
a. Yun. bitb.
K›z›lkantarongiller-
den; sar›, pembe, k›rm›z› çiçekli; hekim-
likte kullan›lan otsu bir bitki.
kantin
a. Fr.
1.
Okul, k›flla, fabrika vb. yer-
lerde yiyecek, içecek maddelerinin sa-
t›ld›¤› yer.
2.
Bu gibi kurumlarda yaln›z
o kuruma ba¤l› kiflilerin yemek yedi¤i
yer.
kanto
a. (ka’nto) ‹t.
Eskiden tuluat tiyatro-
lar›nda, oyundan önce ço¤unlukla ka-
d›n sanatç›lar›n flark› söyleyip dans
ederek yapt›klar› gösteri.
kanton
a.
‹sviçre Konfederasyonu’nu olufl-
turan eyaletlerden her biri.
kanun (I)
a. (ka:nu:n) (k kal›n okunur) Ar.
Yasa.
kanun (II)
a. (ka:nu:n) (k kal›n okunur) Ar.
Yass› bir sand›k üzerine gerilmifl teller-
den oluflan ve t›rnak ad› verilen m›zrap-
larla çal›nan bir çalg›.
kanuni
ön a. (ka:nu:ni:) (k kal›n okunur) Ar.
Yasal.
kanuni
ön a. (ka:nu:ni:) (k kal›n okunur) Ar.
Kanun çalan.
kanunlaflmak
(nsz.)
Yasalaflmak.
kanunsuz
ön a.
1.
Kanunu olmayan, yasa-
s›z.
2.
Yasaya ayk›r›.
kanyak, -¤›
a.
Konyak.
kanyon
a. ‹ng. co¤.
Bir akarsuyun kalkerli
bir alanda oyarak oluflturdu¤u derin,
dar bo¤az.
kaos
a. (ka’os) Fr.
1.
Evrenin düzene gir-
meden önceki biçimsiz, uyumsuz ve
kar›fl›k durumu.
2.
mec.
Kar›fl›kl›k, kar-
gafla, düzensizlik.
kap, -b›
a.
1.
‹çi; s›v›, gaz, kat› durumdaki
her türlü maddeyi alan çukur nesne.
2.
Kapak.
kapak, -¤›
a.
1.
Çukur bir kab›n üstünü ört-
meye, bir deli¤i kapamaya yarayan nes-
ne:
tencere kapa¤›.
2.
Dolap, sand›k gi-
bi fleylerin kap›s›.
3.
Kitap, defter gibi
nesnelerin d›fl›na geçirilen koruyucu k›-
l›f; kap.
kapakç›k, -¤›
a.
1.
Küçük kapak.
2.
anat.
Kalp ve damarlar ya da borular içinde,
kan›n ya da baflka s›v›lar›n geri akmas›-
n› önleyen küçük kapak.
kapaklanmak
(nsz.)
Aya¤› tak›larak yüz
üstü düflmek.
kapal›
ön a.
1.
Kapat›lm›fl, aç›k olmayan:
kapal› pencere.
2.
Çal›flma süresi sona
ermifl:
Bu saatte f›r›n kapal›d›r.
3.
(ka-
kanlanmak
kapal›
357
Emel-Zuhal Sözlük-Harfler 21/07/2010 20:59 Page 357
1...,347,348,349,350,351,352,353,354,355,356 358,359,360,361,362,363,364,365,366,367,...688
Powered by FlippingBook