turkce sozluk - page 467

zanmak, meydana gelmek, belirmek,
ortaya ç›kmak, teflekkül etmek:
Havan›n
kaçta kaç› oksijenden oluflur?
oluflum
a.
1.
Oluflmak durumu ya da biçi-
mi, teflkil, teflekkül.
2.
yerb.
ve
gökb.
(katman, kütle, gök cismi vb.için) Bi-
çimlenme süreci.
omlet
a. Fr.
Ç›rp›lm›fl yumurtaya peynir,
k›yma, mantar vb. fleyler kat›larak ya¤-
lanm›fl bir tavada piflirilen bir yemek.
omur
a. anat.
Omurgay› oluflturan k›sa ke-
miklerden her biri.
omurga
a. (omu’rga)
1.
anat.
Kafatas›ndan
kuyruk sokumuna kadar uzanan omur-
lar›n bütünü, bel kemi¤i.
2.
Bir teknenin
alt bölümünde, bafltan k›ça kadar boy-
lamas›na uzanan temel yap› ögesi.
omurgal›lar
ç. a. hayb.
Memelileri, kufllar›,
amfibyumlar›, sürüngenleri, yuvarlak
a¤›zl›lar› kapsayan hayvan bölümü.
omurgas›zlar
ç. a. hayb.
Omurgas› olma-
yan çok hücreli hayvanlar› kapsayan
hayvan bölümü.
omurilik, -¤i
a. anat.
Omurga içindeki ka-
nal boyunca uzanan, ak ve boz madde-
lerden oluflan sinir dokusu.
omuz, -mzu, -uzu
a.
Boynun iki yan›nda
yer alan ve kollar›n gövdeye ba¤land›¤›
vücut bölgesi.
omuzlamak
(-i)
1.
Omuzuna almak.
2.
Omuzunu dayay›p itmek.
3.
mec.
(bir
ifli) Üzerine almak, yüklenmek:
Çocuk-
lar›n bak›m›n› da o omuzlam›flt›.
omuzluk, -¤u
a.
1.
ask.
Teçhizat› tafl›yabil-
mek için palaskay› omuza ba¤layan ka-
y›fl.
2.
hlk.
Omuza al›n›p iki ucuna yük
as›l›p tafl›nan kal›n s›r›k.
omuz omuza
be.
1.
Çok s›k›fl›k bir durum-
da, yan yana.
2.
mec.
Dayan›flma için-
de, birlikte:
Düflmana karfl› omuz omu-
za çarp›flm›fllard›.
on
a.
1.
Dokuzdan sonra gelen say› ve bu
say›y› gösteren rakam, 10, X.
2.
ön a.
Dokuzdan bir fazla olan:
on ö¤renci.
on
parma¤›m yakas›nda
bir kimsenin ya
da bir fleyin peflinin b›rak›lmayaca¤›n›,
onun sürekli izlenece¤ini belirtmek için
kullan›l›r.
on alt›l›k, -¤›
a. müz.
Birlik notan›n on al-
t›da biri uzunlu¤unda nota.
onamak
(-i)
Bir ifli do¤ru ve uygun bul-
mak, tasvip etmek.
onar
ön a.
Onlu gruplar biçiminde ülefltiril-
mifl olan:
onar kifli.
onar›m
a.
1.
Onarmak ifli, tamir, tamirat.
2.
Tarihî bir yap›n›n ya da bir sanat eseri-
nin bozulmufl yerlerini ilk durumuna
getirme, restore etme.
onarmak
(-i)
1.
Zarar görmüfl, bozulmufl,
y›pranm›fl, eskimifl bir fleyi düzeltip ifl-
ler duruma getirmek; tamir etmek.
2.
Tarihî bir yap›n›n ya da bir sanat eseri-
nin bozulmufl yerlerini ilk durumuna
getirmek, restore etmek.
3.
mec.
Bir
kusurun, bir yanl›fll›¤›n olumsuz sonuç-
lar›n› giderecek davran›fllarda bulun-
mak.
onay
a.
Uygun bulma, tasdik.
onaylamak
(-i)
Yap›lan bir ifli do¤ru, hakl›
ya da yerinde bularak kabul etmek; tas-
dik etmek.
onbafl›, -y›
a. ask.
Erden sonra gelen ilk
rütbe ve bu rütbeyi tafl›yan asker.
onca
be. (o’nca)
1.
Ona göre:
Onca bu bir
ifl de¤il.
2.
O kadar, o denli, epeyce:
On-
ca uyarmama karfl›n söylediklerimi dik-
kate almad›.
ondal›k, -¤›
ön a. mat.
On say›s›n› temel
alan.
ondal›k kesir, -sri
a.
Paydas› 10 ya da
10’un kuvvetleri olan kesir:
0,6 (onda
alt›), 0,15 (yüzde on befl).
ongun
ön a.
1.
Bol ürün veren, çok verim-
li, eksiksiz.
2.
Mutlu, mesut.
3.
Kutlu,
u¤urlu.
ongunluk, -¤u
a.
Ongun olma durumu,
bolluk, bereket, mutluluk.
onikiparmak ba¤›rsa¤›
a. anat.
Sindirim
sisteminde mideden sonra gelen ince
ba¤›rsa¤›n bafllang›ç bölümü.
oluflum
onikiparmak ba¤›rsa¤›
467
Emel-Zuhal Sözlük-Harfler 21/07/2010 20:59 Page 467
1...,457,458,459,460,461,462,463,464,465,466 468,469,470,471,472,473,474,475,476,477,...688
Powered by FlippingBook