turkce sozluk - page 574

yüksek derecedeki devlet adamlar› ile
komutanlar›n karfl›lanma ve u¤urlan-
malar›nda haz›r bulunan tören k›tas›.
fleref konu¤u
a.
Bir toplant›, davet vb. yer-
lere ça¤r›lan konuklar aras›nda kendisi-
ne en çok de¤er verilen kifli.
flereflendirmek
(-i)
Onurland›rmak.
fleref sözü
a.
Namus sözü.
fleref tribünü
Stadyum, hipodrom gibi aç›k
seyir yerlerinde önemli ve yetkili kiflile-
re ayr›lm›fl özel yer.
fleriat
a. (fleri:at) Ar.
‹slamiyetin Kur’an’a
ve peygamberin sözlerine dayanan ya-
sas›; ‹slam hukuku.
flerit, -di
a. Ar.
1.
Dar, uzun parça, özellik-
le kumafl parças›:
s›rma flerit, daktilo
fleridi.
2.
Dar, uzun k›y› parças›.
3.
Bir
kara yolunun trafik çizgileriyle ayr›lm›fl
bölümlerinden her biri.
4.
hayb.
fierit-
gillerden, vücudu yass› ve birbirine ke-
netlenmifl bo¤umlar› olan, baz›lar› met-
relerce uzunlukta bir ba¤›rsak asala¤›;
tenya.
flevk
a. Ar.
1.
‹stek, heves.
2.
Sevinç, nefle.
fley
a. Ar.
1.
Belirsiz bir anlamda madde,
eflya, söz, olay, durum vb.nin ad› yerine
kullan›l›r:
O fleye ne derler?
2.
Nesne,
eflya:
Bu k›r›k fleyi at›n gitsin.
fleyh
a. Ar.
1.
Tarikat kurucusuna ya da ta-
rikatlar›n bafl›nda olan kiflilere verilen
ad.
2.
Araplarda kabile baflkan›.
fleyhülislam
a. (fle’yhülisla:m) Ar. tar.
Os-
manl› ‹mparatorlu¤u’nda en yüksek din
görevlisi.
fleytan
a. Ar.
1.
Din kitaplar›na göre Tan-
r›’ya isyan eden meleklerin ve kötü ruh-
lar›n bafl› olarak nitelenen varl›k.
2.
mec.
Kötü düflünce, kötü niyet.
fleytan
diyor ki
yap›lmamas› gereken kötü bir
ifli yapma iste¤i duyuldu¤unda söylenir.
fleytan gibi
çok zeki ve kurnaz.
fleytanca
be. (fleyta’nca)
Kurnazca, kur-
nazl›kla.
fleytan tafllama
a.
Hac görevini yerine ge-
tiren Müslümanlar›n Mina adl› yerde,
Kurban Bayram›’n›n birinci, ikinci ve
üçüncü günleri fleytana yedifler tafl at-
malar› olay›.
fleytant›rna¤›
a. bitb.
Çan çiçe¤igillerden,
birço¤u da¤larda yetiflen, kal›n köklü,
uzun yaprak sapl›, otsu bir bitki.
fleytan t›rna¤›
a.
T›rna¤›n yan›nda oluflan,
sertleflerek kalkm›fl, rahats›z edici üst
deri.
flezlong
a. Fr.
Eklemli iki tahta metal çerçe-
ve aras›na gerilen bir bezden oluflan ve
üzerine uzan›labilecek biçimde ayarla-
nan portatif koltuk.
fl›k (I)
ön a. Fr.
1.
Modaya uygun, güzel,
zarif (giysi).
2.
Modaya uygun, güzel
giyinmifl olan:
‹çeriye fl›k bir adam gir-
di.
fl›k, -kk› (II)
a. Ar.
Seçenek, alternatif.
fl›k›rdamak
(nsz.)
Birbirine çarpan küçük
metal nesnelerin ç›kard›¤› sese benzer
ses ç›karmak.
fl›mar›k, -¤›
a.
ve
ön a.
fi›marm›fl, fl›mart›l-
m›fl (kifli).
fl›marmak
(nsz.)
Kendisine gösterilen sev-
giden, ilgiden ya da verilen de¤erden
yüreklenerek yersiz ve afl›r› davran›fllar-
da bulunmak.
fl›ng›rdamak
(nsz.)
(küçük cam ve metal
nesneler için) Birbirine ya da bir yere
çarparken ç›nlama sesi ç›karmak.
fl›p
a.
Düflen su damlas›n›n ç›kard›¤› ses.
fl›p diye 1)
ans›z›n, beklenmedik bir an-
da:
fi›p diye sular kesiliverdi.
2)
hemen,
çabucak:
Bu ilaç a¤r›n› fl›p diye keser.
fl›p›d›k, -¤›
a.
ve
ön a.
Ökçesi ve arkal›¤›
olmayan (terlik ya da pabuç).
fl›p›rdamak
(nsz.)
(su ya da baflka bir s›v›)
Sürekli damlalar hâlinde akarken fl›p
sesi ç›karmak.
fl›psevdi
a.
Görür görmez seven, âfl›k olan
kifli.
fl›ra
a. (fl›’ra) Far.
1.
Mayalanmam›fl üzüm
suyu.
2.
Baz› meyve ve sebzelerin özle-
rine verilen ad.
fl›r›ldamak
(nsz.)
(su ya da baflka bir s›v›)
fleref konu¤u
fl›r›ldamak
574
Emel-Zuhal Sözlük-Harfler 21/07/2010 20:59 Page 574
1...,564,565,566,567,568,569,570,571,572,573 575,576,577,578,579,580,581,582,583,584,...688
Powered by FlippingBook