Akarken ya da dökülürken fl›r›l fl›r›l ses
ç›karmak.
fl›r›l fl›r›l
be.
Sürekli ve hafif hafif akarken
ya da dökülürken ç›kan ses.
fl›r›nga
a. (fl›’r›nga) ‹t.
1.
Vücuda ilaç ver-
mek için kullan›lan ucu i¤neli küçük
pompa, enjektör.
2.
Havay› ya da s›v›la-
r› emmeye, itmeye yarayan ayg›t.
fl›r›n-
ga yapmak
vücuda fl›r›ngayla ilaç ver-
mek.
fliddet
a. Ar.
1.
Bir hareketin, bir gücün
dengesi, etkisi; ye¤inlik; sertlik:
depre-
min fliddeti.
2.
Afl›r› sald›rganl›k, kaba
kuvvet:
Toplumdaki fliddet gittikçe art›-
yordu.
3.
mec.
(duygu için) Afl›r›l›k:
Öf-
kesinin fliddeti bir türlü dinmedi.
fliddetlenmek
(nsz.)
fiiddeti giderek art-
mak.
flifa
a. (flifa:) Ar.
Hastal›ktan kurtulma, iyi-
leflme, onma.
flifon
a. Fr.
1.
‹pek iplikle dokunmufl, ince
ve fleffaf kumafl.
2.
ön a. Bu kumafltan
yap›lm›fl olan.
flifoniyer
a. Fr.
Üst üste çekmeceleri olan
çamafl›r dolab›.
flifre
a. (fli’fre) Fr.
Gizli haberleflmede kul-
lan›lan, baflkalar›n›n anlamayaca¤› bi-
çimde düzenlenmifl iflaretlerin tümü.
fiii
öz. a.
ve
ön a. (fli:i:) Ar.
fiiilik mezhebin-
den olan kifli.
fiiilik, -¤i
öz. a. (fli:i:lik)
Hz. Muham-
med’den sonra halifeli¤in Hz. Ali ve
onun soyundan gelenlere ait oldu¤unu
ileri sürenlerin kurduklar› mezhep.
fliir
a. Ar.
1.
‹nsanda yo¤un duygular uyan-
d›ran, güzel hayallerle süslenmifl, etkili
ve uyumlu sözlerle ortaya ç›kan anlat›m
biçimi.
2.
Bir döneme, bir flaire özgü,
bu sanat› kullanma biçimi:
sembolik fli-
ir.
3.
Manzume.
fliir gibi
pek güzel, çok
hofl.
flikâyet
a. (flikâ:yet) Ar.
Hoflnutsuzluk be-
lirten söz ya da yaz›, s›zlanma, yak›n-
ma.
flikâyet etmek 1)
s›zlanmak, yak›n-
mak;
2)
bir kimseyi, yapt›¤› yanl›fl ifl ya
da davran›fl nedeniyle ilgili kifli ya da
makamlara bildirmek.
flike
a. Fr.
1.
sp.
Bir ç›kar karfl›l›¤›nda anla-
flarak bir karfl›laflman›n, yar›flman›n so-
nucunu önceden ve gizlice belirleme;
anlaflmal›, dan›fl›kl› spor karfl›laflmas›,
yar›flmas›.
2.
mec.
Bir ç›kar sa¤lamak
amac›yla anlaflarak bir ifli yapma.
flike
yapmak 1)
anlaflmal›, dan›fl›kl› spor
karfl›laflmas›, yar›flmas› yapmak;
2)
mec.
Bir ç›kar sa¤lamak amac›yla anla-
flarak bir ifli yapmak.
fiile bezi
a.
1.
Gömlek, gecelik vb. giye-
ceklerin yap›m›nda kullan›lan, ince ve
pamuklu bir tür kumafl.
2.
Bu kumafl-
tan yap›lm›fl olan.
flilep, -bi
a. Alm.
Yük gemisi.
flilin
a. ‹ng.
Avusturya ve baz› ülkelerde pa-
ra birimi.
flilt, -di
a. ‹ng.
Arma¤an olarak bir kifliye
ya da bir tak›ma verilen, üzerinde ge-
nellikle bir kuruluflun ad›, iflareti kaz›l-
m›fl olan levha.
flilte
a.
Üzerine oturulan ya da yat›lan; içi
yünle, pamukla doldurulmufl döflek.
flimal, -li
a. (flima:l) Ar. esk.
Kuzey.
flimdi
be. (fli’mdi)
1.
Yaflad›¤›m›z, içinde
bulundu¤umuz zamanda, flu anda:
fiimdi göster.
2.
Yak›nda, birazdan, az
sonra:
Biraz bekleyin, flimdi gelir.
3.
Az
önce, biraz önce, demin:
fiimdi ç›kt›,
kap›da yakalars›n›z.
4.
Bundan böyle,
bu duruma göre:
‹flimiz bitti, flimdi eve
gidebilirsin.
flimdiki
ön a. (fli’mdiki)
Yaflan›lan, içinde
bulunulan anda olan ya da yap›lan; bu
zamandaki; bu andaki:
fiimdiki gençler
bunlar› bilmez.
flimdiki zaman
a. dlb.
Eylemin, sözün söy-
lendi¤i anda yap›ld›n› bildiren zaman;
flimdiki zaman kipi “-(i)yor” ekiyle ku-
rulur:
gülüyor (gül-üyor), geliyorlar
(gel-iyor-lar).
flimflek, -¤i
a.
1.
Bir bulut içinde elektrik
boflal›rken oluflan k›r›k çizgi biçiminde-
fl›r›l fl›r›l
flimflek
575
Emel-Zuhal Sözlük-Harfler 21/07/2010 20:59 Page 575