nir.
t›k
a.
‹nce ve küçük bir fleyle sert bir yere
vuruldu¤unda ç›kan ses.
t›ka basa
be.
Çok s›k›flt›rarak, boflluk kal-
mayacak biçimde:
Otobüs t›ka basa do-
luydu.
t›kaç, -c›
a.
Bir fleyin a¤z›n› ya da deli¤ini
t›kamakta kullan›lan nesne.
t›kamak
(-i, -e)
1.
Bir fleyin a¤z›n› ya da
deli¤ini bir nesneyle kapatmak:
fliflenin
a¤z›n› mantarla t›kamak.
2.
Bir fleyin
ak›fl›na, geçifline engel olmak:
Kaza ya-
pan araçlar yolu y›kam›flt›.
3.
(yiyecek-
ler için) ‹fltah› kesmek:
Bu tatl› beni t›-
kad›.
4.
mec.
Bir fleyin geliflimine engel
olmak:
Bu tutumunuz anlaflman›n önü-
nü t›k›yor.
t›kanmak
(nsz.)
1.
T›kamak ifline konu ol-
mak, kapanmak.
2.
‹fltah› kesilmek.
3.
Soluk almakta güçlük çekmek.
4.
mec.
Ola¤an gelifliminde önüne engel ç›k-
mak:
Görüflmeler t›kand›.
t›k›nmak
(nsz.) tkz.
1.
Eline geçen her yi-
yece¤i oburca yemek.
2.
Yemek yemek.
t›k›r
a.
T›k›rdayan, birbirine vuran fleylerin
ç›kard›¤› ses.
t›k›rdamak
(nsz.)
T›k›rt› ç›karmak.
t›k›rt›
a.
Hareket eden bir fleyin ç›kard›¤›
hafif gürültü.
t›k›r t›k›r
be.
Düzenli biçimde, kesintisiz
olarak:
Param› t›k›r t›k›r al›yorum.
t›k›flmak
(nsz., -le)
Birlikte bir yere t›k›l-
mak.
t›klatmak
(-i)
T›k sesi ç›kararak vurmak.
t›kl›m t›kl›m
be.
1.
Hiç bofl yeri kalmaya-
cak biçimde:
Salon t›kl›m t›kl›m dol-
mufltu.
2.
ön a.
Çok kalabal›k, a¤z›na
kadar dolu.
t›kmak
(-i, -e)
1.
Bir fleyi, bir fleye ya da bir
yere zorla bast›rarak ya da aceleyle sok-
mak:
Eflyas›n› bir torbaya t›kt› ve yola
koyuldu.
2.
tkz.
Birini bir yere kapat-
mak.
t›knaz
ön a.
K›sa boylu, fliflmanca ve kal›n
yap›l›.
t›ks›rmak
(nsz.)
A¤›z kapal› olarak hafifçe
aks›rmak.
t›ls›m
a.
1.
Do¤aüstü gücü oldu¤una ina-
n›lan fley.
2.
Büyü yap›lm›fl fley, muska.
t›mar (I)
a. Far.
Binek hayvanlar›n›n derisi-
ni, tüylerini özel bir araçla temizleme.
t›mar etmek
binek hayvanlar›n›n derisi-
ni, tüylerini özel bir araçla temizlemek.
t›mar (II)
tar.
Osmanl› toprak düzeninde,
y›ll›k geliri 3 ile 20 bin akçe aras›nda
olan küçük dirlik.
t›marhane
a. (t›marha:ne) Far.
Ak›l hasta-
nesi.
t›n
a.
Metal ya da içi bofl bir fleye vuruldu-
¤unda ç›kan ses.
t›naz
a.
Savrulmak üzere haz›rlanan dövül-
müfl tah›l y›¤›n›.
t›naz makinesi
a.
T›naz durumundaki ekin-
leri savurarak yabanc› tanelerden ayr›l-
mas›n› sa¤layan makine.
t›ng›rdamak
(nsz.)
(metal nesneler için)
Ç›nlamal› bir ses ç›karmak.
t›ng›rt›
a.
T›ng›rdayan bir fleyin ç›kard›¤›
ses.
t›ng›r m›ng›r
be.
Yavafl ve düzenli bir bi-
çimde yol al›nd›¤›n› belirtmek için söy-
lenir.
t›n›
a.
1.
Türlü müzik araçlar›n›n verdi¤i
sesleri birbirinden ay›rt etmeyi sa¤la-
yan ses özelli¤i.
2.
fiz.
Bir cismin titre-
fliminden ç›kan sesi, baflka nitelikteki
bir cisimden ayn› yükseklikte olarak ç›-
kan sesten ay›rt ettiren özellik.
t›p, -bb›
a. Ar.
Hastal›klar› önlemek, iyilefl-
tirmek ve hafifletmek için baflvurulan
bilimsel çal›flmalar›n tümü; hekimlik.
t›pa
a. (t›’pa)
Tapa.
t›pat›p
be. (t›’pat›p)
Bütünüyle, her bak›m-
dan, t›pk›.
t›pk›
(t›’pk›) Ar.+T.
1.
Tamamen, ayn›, t›pa-
t›p:
T›pk› annesi gibi.
2.
a.
Bir fleyin ay-
n›s›, efli, benzeri:
Bu kaza¤›n t›pk›s›n›
karfl›daki ma¤azada gördüm.
t›pk›bas›m
a.
Bir yaz›, bir desen, bir tablo
vb.nin foto¤raf›ndan kal›p ç›kar›larak
t›k
t›pk›bas›m
604
Emel-Zuhal Sözlük-Harfler 21/07/2010 20:59 Page 604