yap›lan ayn› bas›m›.
t›pk›çekim
a.
Fotokopi.
t›rabzan
a.
Merdiven korkulu¤u.
t›rafl
a. Far.
1.
(sakal, b›y›k, k›l için) Dibin-
den kesme, kaz›ma:
sakal t›rafl›.
2.
Bir
erke¤in saç›n› belli bir biçim vererek
kesme, k›saltma.
3.
Kesilme zaman›
gelmifl saç ya da sakal:
T›rafl›n gelmifl.
4.
Bir fleyin üzerindeki pürüzleri alma,
belli bir biçim vermek için yontma.
t›-
rafl etmek
birinin saç›n› ya da sakal›n›
kesmek.
t›rafl olmak
flaç›n› sakal›n›
kesmek ya da baflka yerde kestirmek.
t›rafl b›ça¤›
a.
Erkeklerin yüzlerindeki k›l-
lar› kesmek için kulland›klar› çelikten
yap›lm›fl ince b›çak, jilet.
t›rafllamak
(-i)
1.
Üzerindeki pürüzleri al-
mak, yontmak.
2.
T›rafl etmek, kaz›-
mak.
t›rafl f›rças›
a.
Sakal t›rafl› olurken yüzü sa-
bunlamaya yarayan f›rça.
t›rafl kremi
a.
Krem k›vam›nda t›rafl sabu-
nu.
t›rafl makinesi
a.
T›rafl etmekte kullan›lan
araç.
t›r›s
a.
At›n k›sa ad›mlarla yürüyüflü.
t›rmalamak
(-i)
1.
T›rnaklar›yla çizmek, t›r-
naklamak.
2.
mec.
(ses için) Kula¤› ra-
hats›z edici olmak:
Sesi kula¤›m› t›rma-
l›yor.
t›rmanma
a.
1.
T›rmanmak eylemi.
2.
sp.
Da¤c›n›n kol ve bacaklar›n› kullanarak
dik kayalar boyunca ilerleyerek da¤a
ç›kmas›.
3.
mec.
Bir durumun, bir olgu-
nun giderek güç kazanmas›, etkisini ar-
t›rmas›:
Terör olaylar› t›rmanma göste-
riyor.
t›rmanmak
(-e)
1.
El ve ayaklar›n› kullana-
rak, t›rnaklar›n› geçirerek dik bir yere
ç›kmak.
2.
Yokufl, merdiven ç›kmak.
3.
(tafl›t için) Dik bir yolu izlemek.
4.
(bit-
ki için) Yak›n›ndaki dik bir yüzey boyun-
ca yükselmek.
5.
mec.
Belli bir durum,
bir eylem giderek güç kazanmak, art-
mak:
Enflasyon yine t›rman›yor.
t›rmanma fleridi
a.
Kara yollar›nda, yokufl-
larda a¤›r tafl›tlara ayr›lm›fl en sa¤daki
flerit.
t›rm›k, -¤›
a.
1.
Biçilen otlar›, ekinleri ya da
harmanda ekin saplar›n› toplamakta
kullan›lan, bir uzun sapla ona ba¤l› sey-
rek diflli bir çubuktan oluflan tar›m ara-
c›.
2.
Kaz›lm›fl bahçe ve tarlay› temizle-
mek için kullan›lan, bir k›sa sapla ona
ba¤l› seyrek diflli bir çubuktan oluflan el
arac›.
t›rnak, -¤›
a.
1.
‹nsanda ve omurgal› hay-
vanlar›n birço¤unda parmak uçlar›n›n
d›fl yüzeyini örten boynuzsu tabaka.
2.
Baz› araçlar›n k›vr›k bölümü.
t›rnak ka-
dar
çok küçük, çok az.
t›rnak iflareti
a. dlb.
Bir metin içinde bafl-
kalar›ndan eksiksiz olarak aktar›lan,
önemi belirtilmek istenen ya da karfl›l›k-
l› konuflmalarda sözlerin bafl›na ve so-
nuna konur (“ ”):
Atatürk, “Kimsenin
düflüncesine ve vicdan›na egemen olu-
namaz.” demifltir.
t›rnaklamak
(-i)
T›rmalamak.
t›rnaks› kemik, -¤i
a. anat.
Göz çukurunun
iç çeperinde yer alan, küçük ve dört kö-
fle, ince bir çift kemik.
t›rpan
a. Yun.
1.
Ot, ekin biçmeye yarayan,
uzun sap›n›n ucuna tutturulan, hafifçe
k›vr›k ve uzun b›çak.
2.
sp.
Güreflte, ra-
kibi devirmek amac›yla aya¤›n iç yan›y-
la onun ayak bile¤ine vurma biçiminde
uygulanan oyun.
t›rpanlamak
(-i)
T›rpanla biçmek.
t›rt›k, -¤›
a.
Çentik.
t›rt›klamak
(-i) argo
Yavafl yavafl, azar azar
afl›rmak.
t›rt›l
a. hayb.
Kelebek kurtçu¤unun yumur-
tadan ç›kt›ktan sonra krizalit oluncaya
kadarki durumu.
t›rt›l (II)
a.
1.
Bir pulun ya da metal para-
n›n kenar›ndaki kertiklere verilen ad.
2.
ask.
Palet.
t›s
a.
Kedi, kaz, y›lan›n düflman›n› püskürt-
mek istedi¤inde ç›kard›¤› ses.
t›pk›çekim
t›s
605
Emel-Zuhal Sözlük-Harfler 21/07/2010 20:59 Page 605