turkce sozluk - page 608

toksin
a. Fr.
Canl› organizmalarda bulunan
ve zehirleyici özelli¤i olan madde.
tokuflmak
(nsz., -le)
1.
‹ki fley karfl›l›kl› ola-
rak birbirine çarpmak, çarp›flmak.
2.
Kafa kafaya vuruflmak.
tokyo
a. (to’kyo)
(Tokyo kentinin ad›ndan)
Daha çok plastikten yap›lan, üstten at-
k›l› bir tür terlik.
tolerans
ön a. Fr.
Hoflgörü, müsamaha.
tolga
a.
Savaflç›lar›n ya da itfaiyecilerin
bafllar›na giydikleri demir bafll›k.
tomar
a. Ar.
Dürülerek boru biçimi verilmifl
k⤛t, deri vb. bir fley.
tombala
a. (to’mbala) Fr.
1.
Torbadan nu-
maral› tafllar çekilerek, üzerinde numa-
ra yaz›l› kartlarla oynanan bir flans oyu-
nu.
2.
Tombala kart›nda bütün numara-
lar›n doldurulmas›yla kazan›lan en bü-
yük ödül.
tombalak, -¤›
ön a.
K›sa boylu, fliflman ve
t›knaz.
tombul
ön a.
1.
fiiflman, dolgun.
2.
Etli,
fliflmanca.
tombullaflmak
(nsz.)
Tombul duruma gel-
mek, fliflmanlamak.
tomografi
a. Fr. t›p
Bir organ kesitinin rönt-
genle filmini çekme yöntemi.
tomruk, -¤u
a.
Belirli uzunlukta kesilerek
dallar› budanm›fl a¤aç gövdesi.
tomurcuk, -¤u
a. bitb.
1.
Bir bitkinin üze-
rinde yer alan ve ileride sap, çiçek ya da
yaprak verecek olan filiz.
2.
Özellikle çi-
çe¤i verecek olan gonca.
tomurcuklanmak
(nsz.)
Tomurcuk olufl-
mak:
Bahar geldi, a¤açlar tomurcuklan-
d›.
ton (I)
a. Fr. fiz.
Bin kilograma eflit kütle öl-
çüsü birimi.
ton (II)
a. Fr.
1.
Bir sesin yüksekli¤i, flidde-
ti, t›n›s› vb. ile beliren niteli¤i:
Ses tonu-
nu yükseltmeden konufl.
2.
Bir duygu-
yu, bir ruh hâlini yans›tan konuflma bi-
çimi:
Heyecanl› bir tonda konuflmaya
bafllad›.
3.
Bir rengin koyuluk ya da
aç›kl›k derecesi:
mavinin tonlar›.
4.
dlb.
Ses titreflimlerinin yükselip alçalmas›,
hecenin pes ya da tiz söylenifli.
tonaj
a. Fr.
Bir tafl›t›n alabilece¤i ton mikta-
r›.
ton bal›¤›
a. hayb.
Orkinos.
tonik, -¤i
a.
1.
Baz› içkilere kar›flt›r›lan s›v›
madde.
2.
Cilt bak›m›nda kullan›lan los-
yon.
tonlu
ön a. dlb.
Ötümlü, titreflimli, yumu-
flak (ünsüz).
tonsuz
ön a. dlb.
Ötümsüz, titreflimsiz, sert
(ünsüz).
tonton
a. tkz.
fiirin, sevimli, hofl kifli.
top
a.
1.
Çeflitli spor oyunlar›nda kullan›-
lan; a¤›rl›¤›, z›plama yetene¤i ve biçimi
kullan›ld›¤› spor dal›na göre de¤iflen;
ço¤unlukla deri ya da kauçuktan yap›l-
m›fl yuvarlak ya da oval araç:
tenis to-
pu.
2.
Baz› ayg›tlarda yer alan küre biçi-
minde parça:
kantar›n topu.
3.
Kumafl,
k⤛t vb. fleylerin belli miktardaki ba¤›:
bir top kumafl.
4.
Bir toplulu¤u olufltu-
ranlar›n tümü:
Topu birden yok oldu.
5.
ask.
Gülle ve flarapnel atan, ateflli ve
a¤›r bir silah.
topaç, -c›
a.
Çevresine ip sar›l›p birden b›-
rak›larak döndürülen koni biçiminde
oyuncak.
topaç gibi
toplu, sa¤l›kl› (ço-
cuk).
topak, -¤›
a.
1.
Yufka açmak için avuç için-
de yuvarlak bir biçim verilmifl hamur
parças›.
2.
Bu biçim verilmifl herhangi
bir fley:
ya¤ topa¤›.
topaklamak
(-i)
Toz ya da küçük parçalar
durumundaki bir fleyi kütle ya da y›¤›n
biçiminde birlefltirmek.
topal
ön a.
Baca¤›ndaki sakatl›k yüzünden
seker gibi yürüyen (insan ya da hay-
van).
topallamak
(nsz.)
Baca¤›ndaki sakatl›k yü-
zünde seker gibi yürümek.
toparlak, -¤›
ön a.
Top biçiminde olan, yu-
varlak.
toparlamak
(-i)
1.
Bir araya getirmek:
Oyuncaklar›n› toparlad›, sonra da yatt›.
toksin
toparlamak
608
Emel-Zuhal Sözlük-Harfler 21/07/2010 20:59 Page 608
1...,598,599,600,601,602,603,604,605,606,607 609,610,611,612,613,614,615,616,617,618,...688
Powered by FlippingBook