turnike
a. Fr.
Teker teker geçmeyi sa¤la-
mak amc›yla baz› yerlerde kullan›lan,
düfley bir eksen üzerine yerlefltirilmifl
hareketli ve çapraz iki koldan oluflan
düzenek.
turnusol, -lü
a. Fr. kim.
Baz› bitkilerden el-
de edilen mavi boya maddesi.
turnusol k⤛d›
a.
Bir süzgeç k⤛d›na tur-
nusol emdirilerek haz›rlanan k⤛t.
turnuva
a. Fr.
Çeflitli spor ya da oyunlarda,
ayn› yerde ve ayn› sürede birçok oyun-
cuyu ya da tak›m› karfl› karfl›ya getiren
yar›flma.
turp
a. Far. bitb.
1.
Turpgillerden, çiçekleri
sar›, mor ya da beyaz renkli bir tar›m
bitkisi.
2.
Bu bitkinin yenilen etli kökü.
turp gibi
sa¤lam, sa¤l›kl›.
turpgiller
ç. a. bitb.
‹ki çeneklilerden; turp,
hardal, lahana gibi bitkileri kapsayan
genifl bir familya.
turflu
a. Far.
Tuzlu suda ya da sirkede b›ra-
k›larak özel bir k›vama getirilmifl sebze
ve meyve.
turflu gibi olmak
çok yorgun
düflmek.
turta
a. (tu’rta) ‹t.
Meyveli ya da kakaolu bir
pasta türü.
turuncu
a. Far.+Ar.
1.
Turunç rengi, k›z›l sa-
r›.
2.
ön a.
Bu renkte olan.
turunç, -cu
a. Far. bitb.
1.
Turunçgillerden,
Akdeniz ülkelerinde yetiflen ve yapra¤›-
n› dökmeyen bir a¤aç.
2.
Bu a¤ac›n
portakala benzeyen, suyu ac›mt›rak
meyvesi.
turunçgiller
ç. a. bitb.
1.
Sedef otugillerin
portakal, mandalina, turunç, limon
vb.ni kapsayan bir alt familyas›.
2.
Por-
takal, mandalina, turunç, limon vb.
meyve ve a¤açlar›n genel ad›; narenci-
ye.
tufl
a. Fr.
1.
Bir makinede, ayg›tta ayarla-
ma, seçme vb.ne kumanda için par-
makla bas›larak ya da dokunularak ha-
rekete geçirilen organ:
daktilo tuflu.
2.
müz.
Klavyeli çalg›larda, parmaklar›n
bast›rmas›yla inip kalkan ve mekani¤i
harekete geçiren itme dili.
3.
sp.
Gürefl-
te, rakibinin iki omzunu birden minder-
de tutma yoluyla rakibini yenme.
tufllamak
(-i)
1.
Telefon, hesap makinesi,
daktilo gibi makinelerde tufla basmak.
2.
sp.
Güreflte rakibini tufl yaparak yen-
mek.
tutacak, -¤›
a.
Tencere vb. mutfak eflyas›n›
tutmakta kullan›lan, birbirine bir fleritle
ba¤l› iki bez parças›; tutaç.
tutaç, -c›
a.
1.
Laboratuvar maflas›.
2.
Tu-
tacak.
tutam
ön a.
1.
Avuç içi ya da parmak uçla-
r›yla tutulabilen miktar:
bir tutam may-
danoz.
2.
Çok az.
tutanak, -¤›
a.
1.
Meclis, mahkeme gibi
yerlerde söylenen sözlerin tümüyle ya-
z›ya geçirilmesi, zab›t.
2.
Bir ifllem ya
da durumun saptanmas› için düzenle-
nen ve ilgililerce imzalanan yaz›.
tutar
ön a.
1.
Nicelik bak›m›ndan bir fleyin
bütünü.
2.
Para miktar›, mebla¤.
tutarl›
ön a.
Aralar›nda çeliflki bulunmayan,
dengeli, uygun:
tutarl› bir davran›fl.
tutars›z
ön a.
Tutarl› olmayan.
tutkal
a.
Sertleflme özelli¤iyle tahta, k⤛t
vb. fleyleri yap›flt›rmaya yarayan mad-
de.
tutkallamak
(-i)
Tutkalla yap›flt›rmak.
tutku
a.
Bir fleye karfl› duyulan fliddetli ve
sürekli e¤ilim, ihtiras.
tutkun
ön a.
1.
Gönül vermifl, âfl›k olmufl.
2.
a.
Bir fleye afl›r› derecede düflkün
olan, onu b›rakamayan kifli; düflkün;
müptela.
tutmak
(-i)
1.
Elinde bulundurmak, eline
almak:
kitab› tutmak.
2.
Ele geçirmek,
yakalamak:
Kediyi ensesinden tuttu ve
d›flar› att›.
3.
Avlamak:
bal›k tutmak.
4.
Birini ç›kamayaca¤› bir yere kapatmak:
Onu nezarette fazla tutmazlar.
5.
(kar,
k›ra¤›, çiy için) Bir yüzeyde görünür du-
rumda olmak:
Her taraf kar tutmufl.
6.
Denetimi ve yetkisi alt›na almak:
Polis
yolu tutmufltu.
7.
Birinden yana ç›k-
turnike
tutmak
615
Emel-Zuhal Sözlük-Harfler 21/07/2010 20:59 Page 615