yorsun?.
ars›zlaflmak
(nsz.)
Ars›z bir duruma gel-
mek:
Lütfen ars›zlaflma!
ars›zl›k, -¤›
a.
Ars›z olma durumu, ars›z
olan›n davran›fl›; y›l›fl›kl›k; yüzsüzlük.
ars›zl›k etmek (yapmak)
utanmazca,
yüzsüzce, sayg›s›zca davranmak;
açgözlülük etmek:
Ars›zl›k etmeyin, bu
davran›fl size hiç yak›flm›yor.
arfl
a. Ar.
‹slam inanc›na göre gö¤ün en
yüksek kat›, Allah kat›.
arfle
a. Fr.
1.
Keman yay›.
2.
Tramvay, tren
gibi elektrikle çal›flan tafl›tlarda telden
elektrik ak›m›n› almaya yarayan ve tel
üzerinde kayan yay biçimindeki düze-
nek.
arfl›n
a. esk.
Ülkemizde metre sistemine
geçilmeden önce kullan›lan yaklafl›k 68
santimetereye eflit uzunluk ölçüsü biri-
mi.
arfl›nlamak
(-i)
1.
esk.
Bir fleyi arfl›nla ölç-
mek.
2.
mec.
Amaçs›zca yürüyerek do-
laflmak:
Bütün gün sokaklar› arfl›nlad›k.
arfliv
a. Fr.
Belgelerin, gerekti¤inde baflvur-
mak üzere düzenlenerek sakland›¤› yer,
belgelik:
Arad›¤›m› Milliyet gazetesi ar-
flivinde buldum.
art, -d›
a.
ve
ön a.
1.
Bir fleyin arkas›, geri-
si:
Ard›ndan uzun süre a¤lad›.
2.
Bir fle-
yin di¤er yüzü:
Kap›n›n ard›ndan bafl›n›
uzatt›.
3.
Bir fleyin gizlenen yönü:
Bu
mutlulu¤unun ard›nda baflka fleyler ol-
mal›.
art arda
be.
Birbiri arkas›ndan, arka arka-
ya, pefli s›ra:
Art arda deprem oldu.
artç› deprem
a.
Ana depremin arkas›ndan
gelen küçük depremler.
art düflünce
a.
Bir düflüncenin alt›nda ya-
tan, aç›kça ortaya konmam›fl ve genel-
likle olumsuz olan as›l düflünce, art ni-
yet:
Bu konuda onun art düflünceli ol-
du¤unu sanm›yorum.
arter
a. Fr. anat.
1.
Atardamar.
2.
mec.
Tra-
fi¤in yo¤un oldu¤u kent içi ulafl›m yolu.
artezyen
a. Fr.
Burgu ile topra¤› delerek
aç›lan ve do¤al bas›nçla yüzeye f›flk›ran
kaynak suyu.
artezyen kuyusu
a.
Artezyen.
art›
a.
1.
Toplama iflaretinin (+) okunuflu.
2.
ön a. mat.
ve
fiz.
De¤eri s›f›rdan bü-
yük olan pozitif:
Deniz suyunun s›cakl›-
¤› bugün art› 24 derece olacakm›fl.
art›k, -¤›
ön a.
1.
Bir fleyin kullan›ld›ktan ya
da yenilip içildikten sonra geriye kalan:
Art›k yemekleri kedilere vermeyi unut-
ma.
2.
a.
Bir ifllem s›ras›nda ya da so-
nunda a盤a ç›kan, kalan ya da artan
bölüm:
Fabrikan›zdan ç›kan art›klar› ne
yap›yorsunuz?
3.
be.
Bundan böyle,
bundan sonra:
Art›k haftaya görüflürüz.
4.
be.
Tamam, yeter:
Sus art›k, çok ko-
nufltun.
art›k de¤er
a. ekon.
‹flçinin, ifl gücü karfl›-
l›¤› olarak iflveren taraf›ndan ödenen
de¤erin üzerinde üretti¤i ifl ve iflverenin
bu sayede karfl›l›ks›z olarak elde etti¤i
ek de¤er.
art›k gün
a.
Art›k y›llarda flubat ay›na ekle-
nen ve dört y›lda bir gelen yirmi doku-
zuncu gün.
art›k y›l
a.
Dört y›lda bir gelen ve ola¤an
y›llardan bir gün uzun olan 366 günlük
y›l:
2004 y›l› art›k y›ld›r.
art›m
a.
Artmak eyleml, artma, art›fl, ço¤al-
ma.
art›r›m
a.
Bir fleyin tümünün harcanmaya-
rak bir bölümünün biriktirilmesi, tasar-
ruf:
Bütçemizin aç›k vermemesi için he-
pimiz art›r›m yapmak zorunday›z.
art›rmak
(-i)
1.
Bir fleyin artmas›n› sa¤la-
mak, ço¤altmak, miktar›n› fazlalaflt›r-
mak:
fiipariflleri karfl›layabilmemiz için
üretimimizi art›rmal›y›z.
2.
Bir mal›n fi-
yat›n› yükseltmek, o mala di¤er al›c›la-
r›n verdi¤i fiyattan daha yüksek bir fiyat
vermek.
3.
Bir fleyin tümünü harcama-
yarak bir bölümünü biriktirmek:
Bu pa-
ray› üç y›l boyunca harçl›¤›mdan art›r-
d›m.
4.
(durum, davran›fl, tutum vb.
için) ‹leri götürmek, yo¤unlaflt›rmak,
ars›zlaflmak
art›rmak
61
Emel-Zuhal Sözlük-Harfler 21/07/2010 20:58 Page 61