turkce sozluk - page 70

Yapt›¤› at›l›m sayesinde iflinde çok iler-
ledi.
at›lmak
(-e, -den, nsz.)
1.
Atmak eylemine
konu olmak:
‹ki y›l önce okuldan at›l-
m›flt›.
2.
(-e)
Sald›rmak:
Birdenbire üze-
rime at›ld›.
3.
(nsz.)
Birden bir fleye
do¤ru hamle yapmak:
Babas› içeri girer
girmez üzerine at›ld›.
4.
Bir ifle, bir et-
kinli¤e giriflmek ya da bafllamak:
Okulu
bitirdikten sonra ticarete at›lacakm›fl.
at›m
a.
1.
Atmak eylemi.
2.
At›lan bir fleyin
gidebilece¤i uzakl›k:
Bir tafl at›m› uzak-
ta duruyor.
3.
Silahla bir kez atefl etme:
‹kinci at›mda hedefi vurdu.
at›ml›k
ön a.
‹stenilen say›da at›fl yapmay›
sa¤layacak ya da silah› doldurmaya ye-
tecek miktarda olan (barut, mermi):
Bir
at›ml›k mermisi kalm›flt›.
at›fl
a.
1.
Atmak eylemi ya da biçimi.
2.
Bir
mermiyi, bir silahla hedefe gönderme
eylemi:
Son at›fl›nda hedefi vurdu.
3.
(kalp, nab›z için) Vurufl, çarp›fl:
Heye-
candan kalp at›fllar› artm›flt›.
at›flma 1.
At›flmak eylemi.
2.
Halk ozanla-
r›n›n aralar›nda yapt›klar› sazl› sözlü ya-
r›flma.
at›flmak
(nsz., -le)
1.
A¤›z kavgas› yap-
mak:
Dün onunla biraz at›flt›k.
2.
(halk
ozanlar› için) Verilen bir aya¤a uygun
olarak karfl›l›kl› saz çal›p deyifller söyle-
mek.
at›flt›rmak
(-i)
1.
Aceleyle yemek, içmek:
Zaman›m›z yok, flu büfede bir fleyler
at›flt›ral›m.
2.
(ya¤mur, kar için) Serpifl-
tirmek:
Sabahleyin biraz kar at›flt›rd›.
atik
ön a.
H›zl› hareket eden, çabuk davra-
nan, çevik:
Atik bir hareketle otobüse
atlad›.
at kestanesi
a. bitb.
1.
At kestanesigiller-
den, 15-30 m yükseklikte, güzel çiçek-
ler açan, kokulu bir a¤aç.
2.
Bu a¤ac›n
kestaneye benzeyen meyvesi.
at kestanesigiller
ç. a. bitb.
‹ki çenekliler-
den, örnek türü at kestanesi olan çiçek-
li bir bitki familyas›.
atk›
a.
1.
So¤uktan korunmak için boyna
sar›lan ya da omza at›lan örtü.
2.
Baz›
ayakkab›larda, aya¤›n üzerinden geçiri-
lerek yan tarafa tutturulan parça.
3.
Ya-
p›larda kap›, pencere gibi aç›kl›klar›n
üst taraf›na yerlefltirilen a¤aç, beton ya
da metal destek; üst eflik.
atkuyru¤u
a.
1.
bitb.
Atkuyru¤ugillerden,
nemli topraklarda yetiflen çiçeksiz bir
bitki.
2.
Saç biçimi.
atlama
a.
1.
Atlamak eylemi.
2.
sp.
Atle-
tizmde en uza¤a atlamay› ya da en yük-
se¤i aflmay› amaçlayan yar›flma dal›:
uzun atlama, üç ad›m atlama, yüksek
atlama.
3.
sp.
Su sporlar›nda tramplen-
den ya da kuleden belirli kurallara göre
atlamaya dayanan yar›flma dal›.
atlama beygiri
a. sp.
Atlamay› gerçeklefl-
tirmek için destek al›nan beden e¤itimi
arac›.
atlamak
(-den)
1.
Bir engeli aflmak ya da
bir fleyi yakalamak için s›çrayarak ileri
doru at›lmak:
Çitin üzerinden atlayabi-
lirsin.
2.
(-den, -e)
Yüksek bir yerden
kendini yere b›rakmak:
Balkondan atla-
y›p kaçmaya bafllad›.
3.
(nsz.)
Binmek:
Oradan bir an önce uzaklaflmak için bir
taksiye atlad›m.
4.
(nsz.)
(gazetecilikte)
Haber kaç›rmak:
Bu gazete, böylesine
önemli bir konuyu nas›l atlam›fl!
5.
(-i)
Okuma, yazma, say› sayma gibi etkin-
liklerde baz› bölümleri b›rakarak geç-
mek:
Son paragraf› atlad›n.
6.
(-i) Bir
s›n›f› okumadan üst s›n›fa geçmek:
Ka-
ç›nc› s›n›f› atlam›flt›n?
7.
(-i)
Gözden
kaç›rmak ya da unutmak:
Üzgünüm, o
ifli atlam›fl›m.
8.
Bir fleyden baflka bir
fleye geçmek:
Olaydan olaya atlayarak
anlat›yordu.
atlas (I)
a. Yun.
1.
Genellikle düz renkli ve
parlak, bir cins ipekli kumafl.
2.
mec.
Dümdüz, sakin, par›lt›l›:
Atlas gibi bir
deniz gözüküyordu.
atlas (II)
a. Yun.
1.
Co¤rafya, tarih, ekono-
mi gibi konularda toplu bilgi vermek
at›lmak
atlas
70
Emel-Zuhal Sözlük-Harfler 21/07/2010 20:58 Page 70
1...,60,61,62,63,64,65,66,67,68,69 71,72,73,74,75,76,77,78,79,80,...688
Powered by FlippingBook