turkce sozluk - page 64

as›ls›z
ön a.
Gerçe¤i yans›tmayan, temel-
siz, dayanaks›z:
Mahalleyi as›ls›z haber-
ler sarm›flt›.
as›lt›
a. fiz.
Madde parçac›klar›n›n s›v› or-
tamda çözünmeden kalmas› durumu.
as›nt›
a.
1.
Bir ifli hemen yapmay›p daha
sonraya b›rakma.
2.
Bir kimseyi tedir-
gin edecek boyutta sevme ve koruma.
as›nt› olmak
s›rnaflmak.
as›r, -sr›
a. Ar.
1.
Yüzy›l:
Biz, 15. as›rdan
beri bu topraklarda yafl›yoruz.
2.
Ça¤,
dönem.
as›rl›k, -¤›
a.
Yüzy›ll›k:
Bu a¤aç kaç as›rl›k
acaba?
asi
a.
ve
ön a. (a:si:)
Bafl kald›ran, isyan
eden, karfl› ç›kan, isyankâr:
Asi bir ço-
cuk oldun sen.
asidimetre
a. Fr.
Asitölçer.
asil
ön a. (asi:l) Ar.
1.
Soylu:
Asil bir aile-
den geliyordu.
2.
Yüksek bir duygu ile
yap›lan:
Bu yapt›¤›n›z asil bir davran›fl-
t›r.
3.
Bir görevde kal›c› olan:
Asil ö¤ret-
men olarak ifle bafllad›.
asileflmek
(nsz.)
Karfl› gelmek, kafa tut-
mak, bafl kald›rmak, isyan etmek:
Hepi-
niz asilefltiniz.
asilik, -¤i
a.
Asi olma durumu:
Asilik yap-
may›n.
asillik, -¤i
a.
1.
Soyluluk, asalet.
2.
Bir gö-
revin as›l sahibi olan kiflinin durumu,
asalet.
asilzade
a. (asi:lza:de) Ar.+Far.
Soylu.
asimetri
a. Fr. Bak›fl›ms›zl›k.
asimetrik
ön a. Fr.
Bak›fl›ms›z.
asimilasyon
a. Fr. dirb.
Kendine benzetme,
özümleme.
asistan
a. Fr.
1.
Yard›mc›.
2.
Araflt›rma gö-
revlisi:
Bitirdi¤im üniversiteye asistan
olarak geri döndüm.
asit, -di
a. Fr. kim.
Metaller ve bazlar üze-
rinde etki ederek tuzlar› oluflturan, ma-
vi turnusol k⤛d›n› k›rm›z›ya çeviren
hidrojenli bileflik.
asitölçer
a. kim.
Bir çözeltinin asit oran›n›
ya da bir asidin özelli¤ini ölçmeye yara-
yan ayg›t, asidimetre.
askat
a. mat.
Bir ölçü biriminin bölündü¤ü
eflit parçalar›ndan her biri.
asker
a. Ar.
1.
Yurt savunmas› için orduda
görev alan rütbeli ve rütbesiz kiflilerden
her biri:
Dedem, asker olarak uzun y›l-
lar ülkesine hizmet etti.
2.
Askerlik gö-
revi:
Önümüzdeki y›l askere gidece¤im.
3.
Rütbesiz asker, er:
Bu alayda asker-
leri e¤itiyoruz.
4.
ön a.
Düzenli, disiplin-
li:
Asker adamd› do¤rusu.
5.
ön a.
Yur-
du ve ulusu için savaflmaktan kaç›nma-
yan, savaflmaya yatk›n olan, dövüflken,
cesur:
Türkler, var olduklar›ndan beri
asker millet diye an›l›r.
asker olmak
as-
kerlik görevine bafllamak:
‹yi bir asker
olaca¤›m.
askere al›nmak
askerlik gö-
revi için e¤itim merkezine gönderilmek:
Haber bugün geldi, askere al›naca¤›m.
askerî
ön a. (askeri:) Ar.
Askerlikle ilgili,
askere özgü, askere ait:
Askerî hastane-
de tedavi oldu.
askerlik, -¤i
a.
Asker olma durumu, aske-
rin görevi, ordu görevi:
Askerli¤im yeni
bitti.
ask›
a.
1.
Üzerine bir fley asmaya yarayan
nesne:
Gömle¤ini ask›ya as.
2.
Baz› giy-
silerin, özellikle pantolonlar›n düflme-
mesi için omuzdan afl›r›larak tak›lan
ba¤.
3.
Çay, kahve tafl›maya yarar üst-
ten kulplu kahveci tepsisi.
4.
Hastane-
lerde alç›ya al›nm›fl kol ve bacaklar›n
as›larak tutturuldu¤u araç.
5.
Resmî ifl
ilanlar›n›n ilgili devlet dairesi duvar›nda
belli bir süre için as›l› kalmas›.
6.
‹pe di-
zilerek kurumas› için yüksekçe bir yere
as›lan meyve dizisi ya da hevengi:
üzüm
ask›s›.
7.
‹pek böce¤inin koza sarmas›
için kerevetlerin üzerine konan çal› ç›r-
p›.
ask›nt›
a. tkz.
Bir fleyi elde etmek amac›yla
uygunsuz, anlams›z istekte bulunan ki-
fli.
ask›nt› olmak
tkz.
bir fleyi elde et-
mek amac›yla uygunsuz, anlams›z is-
tekte bulunmak:
O adam bana da ask›n-
as›ls›z
ask›nt›
64
Emel-Zuhal Sözlük-Harfler 21/07/2010 20:58 Page 64
1...,54,55,56,57,58,59,60,61,62,63 65,66,67,68,69,70,71,72,73,74,...688
Powered by FlippingBook