turkce sozluk - page 95

Bir kiflinin ya da bir toplumun hak ve
özgürlüklerini k›s›tlama durumu:
Askerî
yönetim halka bask› yap›yordu.
5.
Kifli-
nin, yerleflik de¤er yarg›lar› nedeniyle
iradesi d›fl›nda davranmas› durumu:
Çevrenin bask›s› nedeniyle istemedi¤i
bir adamla evlenmek zorunda kalm›flt›.
6.
Düz dokuma üzerine renkleri uygula-
maya yarayan silindir.
bask› yapmak
bir
kimseyi bir ifli yapmas› için zorlamak:
Adayl›ktan çekilmem için bana bask›
yapt›lar.
bask›n
a.
1.
Güvenlik güçlerinin, suçluyu
yakalamak ve kan›tlar› elde etmek ama-
c›yla ans›z›n düzenledikleri eylem:
Polis
bask›n›nda hepsi yakaland›.
2.
Bir yere
yap›lan ani sald›r›:
Teröristler düzenle-
dikleri karakol bask›n›nda baflar›l› ola-
mad›lar.
3.
Üstün:
O benden daha bas-
k›n ç›k›nca sustum.
bask›n yapmak 1)
ans›z›n sald›rmak:
Öncü kuvvetler bas-
k›n yap›nca, düflman da¤›ld›.
2)
önce-
den haber vermeden bir yere konuk ola-
rak gitmek:
Bask›n yap›p sizi flafl›rtal›m
dedik.
baskül
a.
1.
Büyük kütleleri ölçmeye yara-
yan tart› ayg›t›, kantar.
2.
fiz.
Bir kald›-
raç türü.
basma
a.
1.
Basmak eylemi.
2.
Üzerine
bask›yla renkli desenler ve motifler ba-
s›lm›fl pamuklu kumafl:
Üç metre bas-
ma ald›.
3.
ön a.
Basmadan yap›lm›fl
olan:
basma elbise.
4.
ön a.
Bas›lm›fl
olan, matbu.
basmak
(-e)
1.
Vücut a¤›rl›¤›n› vererek
ayak taban›n› bir fleyin üstüne koymak:
Çamurlu ayakkab›lar›nla hal›ya bas›yor-
sun.
2.
(çocuk için) Ayakta durmaya
bafllamak ya da yürümek için aya¤a
kalkmak:
‹ki gündür yere bas›yor.
3.
Bir
fleye kuvvet uygulayarak itmek, bast›r-
mak:
Niçin aniden frene bast›n?
4.
(-i, -
e)
Bir fleyi bir yere s›k›flt›rarak yerlefltir-
mek:
Haz›rlad›¤› turfluyu büyük bir küpe
bast›.
5.
(-i)
Bas›m iflini gerçeklefltir-
mek, tabetmek:
Yar›n kitab›n›z› bas›yo-
ruz.
6.
(-i, -e)
Onayland›¤›n›, görüldü-
¤ünü belirtmek için o fleyin üzerine ka-
fle, kal›p, damga vb. bir araçla iflaret
koymak:
Faturaya kaflenizi basmam›fls›-
n›z.
7.
(-i) Bir yeri sarmak, kaplamak,
bürümek, örtmek:
Kasabay› sel bast›.
8.
(-i, nsz.) Bask›n yapmak:
Soyguncular
köfledeki bankay› basm›fllar.
9.
Yeni
yafltan gün almak:
On befl yafl›na bast›.
10.
Adlarla birlikte kullan›larak anlama
afl›r›l›k katar:
kahkahay› basmak, sinir
basmak.
11.
S›v› ve gaz maddeleri, ba-
s›nç uygulayarak bir yöne itmek:
fiu
pompayla lastiklere hava basar m›s›n?
basmakal›p, -b›
a.
ve
ön a.
Al›fl›lagelmifl
olan, özgün bir niteli¤i olmayan, klifle:
Bu roman›n basmakal›p bir anlat›m› var.
bast›bacak
ön a.
1.
K›sa bacakl› ya da ba-
caklar› k›sa (kifli).
2.
Yaramaz, ele avu-
ca s›¤mayan (çocuk).
bast›rmak
(-i, -e)
1.
Basmak eylemini bafl-
kas›na yapt›rmak:
fiiir kitab›m› henüz
bast›rmad›m.
2.
(-i) Bir eylemi, bir
ayaklanmay› önlemek:
Silahl› kuvvetler
ayaklanmay› bast›rd›.
3.
(-i)
Herhangi
bir konuda üstünlük sa¤lamak:
Söz po-
litikadan aç›l›nca hepimizi bast›r›rd›.
4.
Bir kumafl›n, bir giysinin, bir perdenin
uçlar›n› k›v›r›p dikmek:
Pantolonumun
paças›n› bast›rd›n m›?
5.
(nsz.)
Etkisini
birdenbire göstermek:
Ya¤mur iyice
bast›rd›.
6.
(-i)
Etkisini baflka bir fleyden
daha güçlü biçimde duyurmak:
Ö¤ret-
menimizin sesi, hepimizin sesini bast›r-
d›.
7.
(-i)
Bir fleyin etkisini gidermek:
Bi-
raz peynir ekmekle açl›¤›m› giderdim.
8.
Adlarla birlikte kullan›larak anlama
afl›r›l›k, beklenmezlik katar:
cevab› bas-
t›rmak, paray› bast›rmak.
9.
(nsz.)
Baz›
spor karfl›laflmalar›nda, özellikle futbol-
da sürekli hücum etmek:
Konuk tak›m
gol atmak için bast›r›yordu.
10.
(nsz.)
Bir yere bir anda çok say›da insan gel-
mek, sökün etmek:
Çabuk toparlan›n,
bask›n
bast›rmak
95
Emel-Zuhal Sözlük-Harfler 21/07/2010 20:58 Page 95
1...,85,86,87,88,89,90,91,92,93,94 96,97,98,99,100,101,102,103,104,105,...688
Powered by FlippingBook