turkce sozluk - page 103

müstü görüflürüz.
bayramüzeri
be.
Bayramüstü.
bayram yeri
a.
Bayram günlerinde çocuk-
lar›n e¤lenmeleri için haz›rlanm›fl aç›k
yer.
baytar
a.
Veteriner, hayvan doktoru.
baz
a. Fr.
1.
Bir fleyin dayand›¤› temel, da-
yanak noktas›:
Bu fiyat› baz alarak he-
saplay›n›z.
2.
kim.
Asitlerle etkileflerek
(birleflerek) tuz ve su oluflturan madde.
bazal
ön a. Fr. kim.
Baz› çok olan (tuz) ya
da baz özellikleri tafl›yan (madde).
bazalt
a. Fr. yerb.
Koyu renkli ve sert bir
yanarda¤ kütlesi.
bazen
be. (ba:zen) Ar.
Arada s›rada, ara s›-
ra, arada bir:
Bazen deniz kenar›nda yü-
rürüm.
baz›
ön a. (ba:z›) Ar.
1.
Birtak›m, kimi:
Ba-
z› insanlar çok konuflur.
baz› baz›
be.
Zaman zaman, arada bir, ara
s›ra:
Onlar baz› baz› buraya gelirler.
baz›lar›
ad.
Kimileri:
Baz›lar› beni hiç sev-
mezler.
baz›s›
ad.
Kimisi:
Baz›s› beni çok sever.
bazilika
a. Lat.
1.
Dikdörtgen biçiminde
Roma uygarl›¤›na ait yap›.
2.
Bu plana
göre yap›lm›fl kilise.
bazlama
a.
1.
Arpa, m›s›r, bu¤day ve dar›
unundan yap›lan sac ekme¤i.
2.
Tatl›s›
bol ve kal›n gözleme.
Be
kim.
Berilyum elementinin simgesi.
be (I)
a.
Türk abecesinin ikinci harfinin
okunuflu.
be (II)
ünl. tkz.
Ses tonuna göre k›zg›nl›k,
yak›nma, azarlama vb. fleyleri belirtir;
ey; yahu; hey:
Sen ne yap›yorsun be!
bebe
a. hlk.
1.
Bebek.
2.
Çocuk.
bebek, -¤i
a.
1.
Meme ya da kucak ça¤›n-
daki çocuk:
Bebe¤e mamas›n› verdin
mi?
2.
Plastik, bez, tahta vb. maddeler-
den yap›lm›fl insan biçimindeki oyun-
cak:
K›z›ma bir bebek ald›m.
3.
Sevgi
dolu bir seslenifli belirtir:
Bebe¤im, na-
s›ls›n?
bebek gibi 1)
çok güzel (kad›n):
Bebek gibi bir kar›s› var.
2)
fl›mar›kça,
çocukça:
Bebek gibi davran›yorsun.
bebeklik, -¤i
a.
1.
Bebek olma durumu.
2.
Yeni do¤an bebe¤in süt emme, bak›m
dönemi.
bebeklik etmek (yapmak)
ya-
fl›na uygun de¤il de bebek gibi davran-
mak:
Bebeklik etme, kendi bafl›na gide-
bilirsin.
Beberuhi
öz. a. (beberu:hi:)
Karagöz oyu-
nundaki geveze, fl›mar›k, kambur cüce
tiplemesinin ad›.
beceri
a.
1.
Elinden ifl gelme durumu, us-
tal›k, maharet, hüner.
2.
Kiflinin yatk›n-
l›k ve ö¤renimine ba¤l› olarak bir ifli ba-
flarma ve amaca uygun biçimde bir ifli
sonuçland›rabilme yetene¤i.
becermek
(-i)
1.
Zor görünen bir ifl ya da
duruma çözüm bulmak, üstesinden gel-
mek:
Sen bu ifli de becerirsin.
2.
alay
Bir fleyi bozmak, k›rmak, kirletmek, yok
etmek, kullan›lamaz duruma getirmek:
Bisikletini ilk günde becerdi.
bedava
ön a.
ve
be. (beda:va) Far.
Emek-
siz, ücretsiz, karfl›l›ks›z:
“Bedava sirke
baldan tatl›d›r.”
-Atasözü.
Bedava çal›fl-
mam.
bedbaht
ön a. Far.
Mutsuz, talihsiz, flans-
s›z.
beddua
a. (beddua:) Far.+Ar.
‹lenç, ilenme.
beddua etmek
ilenmek.
bedel
a. Ar.
1.
De¤er, fiyat, k›ymet.
2.
Bir
fleyin yerini tutabilen karfl›l›k:
kira bede-
li.
3.
Eflit, denk:
Babam iki kifliye bedel-
dir.
beden
a. Ar.
1.
Vücut.
2.
Vücudun gövde
bölümü.
beden e¤itimi
a. sp.
Vücudun dayan›kl›l›-
¤›n› art›rmak, sa¤l›¤›n› korumak ama-
c›yla yap›lan aletli ya da aletsiz sportif
al›flt›rma; idman.
bedesten
a. Far.
De¤erli eflyalar›n al›n›p sa-
t›ld›¤› kapal› çarfl›.
bedevi
ön a. (bedevi:)
1.
Çölde çad›r orta-
m›nda ve ilkel koflullarda yaflayan, gö-
çebe.
2.
a.
Çölde, çad›rda yaflayan kifli.
begonya
a. (bego’nya) bitb.
Begonyagiller-
bayramüzeri
begonya
103
Emel-Zuhal Sözlük-Harfler 21/07/2010 20:58 Page 103
1...,93,94,95,96,97,98,99,100,101,102 104,105,106,107,108,109,110,111,112,113,...688
Powered by FlippingBook