hastal›ktan pek y›pranm›flt›. Yaflam›n› kurtaran bu adama say-
g›s›n› göstermek için aya¤a kalkmaya çal›flt›, ama yine koltu-
¤una gömüldü.
— Kendinizi nas›l hissediyorsunuz yavrum, diye sordu Bay
Brownlow.
— Çok mutluyum efendim. Bana yapt›¤›n›z iyilikler için si-
ze minnettar›m.
— Aferin o¤lum. Ona yemek verdiniz mi Bayan Bedwin?
— Evet efendim. fiimdi, bir kâse nefis et suyunu bitirdi.
Bay Brownlow’un gözleri birden duvardaki resme iliflince
flaflk›nl›kla ba¤›rd›.
— Bedwin, fluraya bak! Tanr› aflk›na! Bu da ne demek olu-
yor?
Bunlar› söylerken bir parma¤›yla resmi, di¤eriyle de çocu-
¤un yüzünü iflaret ediyordu. Çocuk, resmin canl› bir kopyas›y-
d› sanki. Gözler, bafl, a¤›z birbirine çok benziyordu.
Bu ani feryad›n nedenini anlayamayan Oliver, henüz he-
yecana dayan›kl› olmad›¤› için kendini kaybetti.
Bütün bunlar olurken, Düzenbaz ve Charley Bates olanla-
r› Yahudi’ye haber vermek üzere dar ve pis sokaklardan ko-
flarak eve dönmüfllerdi. Oliver’i göremeyen Yahudi, öfkeden
deliye döndü.
— Oliver nerde? Alçaklar! Nerede çocuk?
Küçük h›rs›zlar, önce birbirlerine sonra korkuyla Yahudi’ye
bakt›lar. Yahudi, Düzenbaz’›n yakas›na yap›fl›nca çocuk ho-
murdanarak;
— Aynas›zlar yakalad› onu. B›rak beni, diye ba¤›r›p kedi
gibi bir çeviklikle paltosunun içinden s›yr›ld›.
37
4-Oliver Twist * 28/03/2008 12:04 Page 37
