belerin önünde yere gömülü duran su yalaklar›na bolca su
boflaltt›.
Köpeklerin kap›s›n› açt›. Gürültüyle ve homurdanarak su-
yun bafl›na koflufltular. Yürüyemeyecek kadar güçsüz olanla-
r› Gabriel ite kaka suyun bafl›na getiriyordu.
Bayan Davis:
– Bu hayvanlar lefl gibi kokmufllar, dedi.
Bir yandan da parfümlü mendiliyle burnunu kapat›yordu.
– Y›kar›z, bundan kolay ne var, diye yan›t verdi Gabriel.
Sonra bütün köpekleri biraz önce su içtikleri yalaklara
soktu. Hepsini teker teker sabunlayarak f›rçalad›. Bazen de
kafalar›n› suya sokarak, “Daha iç, daha iç,” diyerek alay edip
gülüyordu. Direnenler olursa tekme tokatla yola getirmeye
çal›fl›yordu.
Y›kanmas› biten köpekleri Bayan Davis (Deyvis) s›k›ca
kuruluyordu. Üflütüp zatürree olmalar›ndan korkuyordu.
S›ras› gelince, Herbert, hiç ses ç›karmadan sabunlan›p
f›rçalanmas›na izin verdi. Fakat Gabriel kafas›n› suyun içine
sokmaya kalk›fl›nca homurdan›p huysuzland›. Gabriel, öteki-
ler gibi onu da tekmeleyecekti. Fakat kim oldu¤unu fark edin-
ce vazgeçti.
– Bak kar›c›¤›m, dedi. Wildy City’den getirdi¤im teriyer bu.
Hiçbir ifle yaram›yormufl. Sonra Herbert’a dönerek:
– Bu kez, iyi taraf›ma rastlad›. Ses ç›karmad›m. Ama bir da-
ha inatç›l›k edersen, yaflam›n›n sonuna kadar piflman olursun...
142