s›z gemi adam›n›n, anlataca¤› pek çok fley olurdu kuflkusuz.
Bob, kendisine gerekli olan bilgiyi toplad›ktan sonra, gemiye
döndü. Ertesi sabah bir kay›k kiralayarak Tasmanya Körfe-
zi’ne do¤ru kürek çekmeye bafllad›. ‹nce direkli, üç yelkenli
küçük ‹ngiliz teknesi Janet-Smith (Cen›t-Simit)’e gidiyordu.
Lüks yata yanafl›p kendini tan›tt›. Bir kaptan, onu ortada-
ki büyük kamaraya götürdü. ‹çeride, yüzlerindeki garip bir ifa-
de olan dört kifli vard›. Bir gece önce, son gitti¤i kahvedeki
yafll› denizciden, bu dört adam›n kim oldu¤unu ö¤renmiflti.
Hiç yabanc›l›k çekmedi.
Kenardaki koltu¤a gömülür gibi oturmufl olan aç›k mavi
gözlü, soluk yüzlü adam, “Yafll› Kurt” dedikleri olacakt›. Ke-
mikli ellerinde, de¤erli tafllar› olan yüzükler parl›yordu. Ada-
m›n kendini kabul ettiren güçlü bir duruflu vard›. Bob, biraz
daha dikkat edince, adam›n yüzüklerinin yaln›zca sol elinde
oldu¤unu fark etti. Sa¤ elindeyse, yaln›zca bafl parma¤› kal-
m›flt›...
Adam, so¤uk bak›fllar›n› Bob’a dikmiflti. Bob, birden ken-
dini büyük bir mahkemenin karfl›s›ndaym›fl gibi duyumsad›.
Biraz sonra bak›fllar sanki hiçbir fleyi görmüyormuflças›na
anlam›n› kaybetti. Bob, derin bir iç çekti.
Giysisi, ütü tahtas›ndan yeni ç›km›fl gibi olan birisi sessiz-
li¤i bozdu. Büyük bir ma¤azan›n bafltezgâhtar›na benziyordu.
– Ne kadar kazanmak istiyorsunuz?
Uzun boylu, zay›f, orta yafll› adam; Arizonal› çiftçi olmal›y-
46
