Afyon’da bafllayan ve 31 A¤ustos’ta ‹z-
        
        
          mir’e yönelen Büyük Taarruz haberi, ‹z-
        
        
          mir’de panik yaratt›. Türk ordusunun ‹z-
        
        
          mir’e giriflinden iki-üç gün önce baflgös-
        
        
          teren ya¤ma olaylar›, 8 Eylül’de inan›l-
        
        
          maz boyutlara ulaflt›. Ayn› günün gecesi,
        
        
          panik içindeki binlerce Rum, Kordonbo-
        
        
          yu’nu t›kl›m t›kl›m doldurmufltu. Yunan
        
        
          askerî karargâh› gemilere bindirilip son
        
        
          resmî memurlar da ayr›ld›ktan sonra ge-
        
        
          ride kalan Yunan askerlerinden bir bölü-
        
        
          mü, Türk birliklerinin önünden kaçarak
        
        
          9 Eylül sabah› ‹zmir liman›na ulaflt›kla-
        
        
          r›nda, kendi gemilerinin körfezi terk etti-
        
        
          ¤ini ö¤renince limanda bekleyen birkaç
        
        
          ‹ngiliz ve Frans›z gemisine s›¤›nd›lar. 9
        
        
          Eylül 1922 sabah› ‹zmir’e ilk giren bir-
        
        
          lik, 2.Süvari Tümeni’nin öncüsü 4.Alay
        
        
          oldu. Bu s›rada, 1.Süvari Tümeni’ne
        
        
          ba¤l› 14.Alay’dan Yüzbafl› Zeki Bey de,
        
        
          bir öncü birli¤in bafl›nda Konak Meyda-
        
        
          n›’na vard
        
        
          duran Yu
        
        
          Türk bayra
        
        
          ren ‹zmir i
        
        
          mir’in al›n
        
        
          mal flu me
        
        
          Akdeniz h
        
        
          r›n gösterd
        
        
          met ve ta
        
        
          mir’e gire
        
        
          Pafla, ‹zmi
        
        
          bafllad›. 10
        
        
          fa Kemal,
        
        
          Pafla (Çak
        
        
          tan› ‹smet
        
        
          halde ‹zmi
        
        
          aras›nda h
        
        
          Türk ordu
        
        
          süre sonra
        
        
          t›lan yang›
        
        
          mir’e ac›l›
        
        
          
            9 Eylül 1922 sabah› ‹zmir’e giren Türk birli¤i, Kordonboyu’nda.
          
        
        
          
            ‹zmir’in Ku
          
        
        
          
            a¤›rl›klar›n›
          
        
        
          
            limandan uz
          
        
        
          
            9 Eylül 1922’de ‹zmir Hükûmet Kona¤›’na Türk bayra¤›n› ilk çekenlerden (soldan sa¤a)
          
        
        
          
            Yüzbafl› fierafettin (‹zmir), Te¤men Ali R›za Atanca ve Te¤men Hamdi Yurteri.
          
        
        
          
            Ordular›m›z ‹zmir R›ht›m›nda ‹lk Verdi¤im Hedefe,
          
        
        
          
            Akdeniz’e Ulaflt›lar
          
        
        
          Do¤rudan do¤ruya bana gönderilen bir telsiz telgrafta da, ‹zmir’de-
        
        
          ki ‹tilâf Devletleri konsoloslar›na benimle görüflmelerde bulunma
        
        
          yetkisinin verildi¤i bildirilerek, onlarla hangi gün ve nerede bulufla-
        
        
          bilece¤im soruluyordu. Buna verdi¤im cevapta da, 9 Eylül 1922’de
        
        
          Nif’te (Kemalpafla) görüflebilece¤imizi bildirmifltim. Gerçekten de,
        
        
          söz verdi¤im gün, ben Nif’te bulundum. Fakat görüflme isteyenler
        
        
          orada de¤ildi. Çünkü ordular›m›z, ‹zmir r›ht›m›nda ilk verdi¤im hede-
        
        
          fe, Akdeniz’e ulaflm›fl bulunuyorlard›
        
        
          Sayg›de¤er Efendiler, Afyonkarahisar-Dumlup›nar Meydan Muhare-
        
        
          besini ve ondan sonra düflman ordusunu tamam›yla yok eden veya
        
        
          esir eden ve k›l›ç art›klar›n› Akdeniz’e, Marmara’ya döken harekât›-
        
        
          m›z› aç›klay›c› ve vas›fland›r›c› söz söylemeyi gereksiz sayar›m.
        
        
          
            Her safhas›yla düflünülmüfl, haz›rlanm›fl, idare edilmifl ve zaferle so-
          
        
        
          
            nuçland›r›lm›fl olan bu harekât Türk ordusunun, Türk subay ve ko-
          
        
        
          
            muta heyetinin yüksek kudret ve kahramanl›¤›n› tarihe bir kere da-
          
        
        
          
            ha geçiren muazzam bir eserdir.
          
        
        
          
            Bu eser, Türk milletinin hürriyet ve istiklâl düflüncesinin ölümsüz
          
        
        
          
            bir abidesidir. Bu eseri yaratan bir milletin evlâd›, bir ordunun bafl-
          
        
        
          
            komutan› oldu¤umdan, mutluluk ve bahtiyarl›¤›m sonsuzdur.
          
        
        
          Efendiler, iflte flimdi diplomasi alan›na geçebiliriz. Gerçi, ordumuzun
        
        
          zafere ulaflaca¤›ndan ümitsiz olduklar› için, bu meseleyi daha önce
        
        
          diplomasi yoluyla çözüme ba¤lama kanaat ve iddias›nda olanlar›, de-
        
        
          diklerini yapma hususunda biraz fazlaca bekletmifl oldum. Bununla
        
        
          birlikte, sonunda benim de diplomasi alan›nda ciddî olarak çaba har-
        
        
          cad›¤›m› görerek memnun olmalar› gerekirdi. Böyle olup olmad›¤›n›
        
        
          görece¤iz.
        
        
          Ordular›m›z, ‹zmir ve Bursa’y› geri ald›ktan sonra, Trakya’y› da Yu-
        
        
          nan ordusundan kurtarmak için ‹stanbul ve Çanakkale do¤rultusun-
        
        
          da yürüyüfllerine devam ederken, ‹ngilizlerin o zamanki baflbakan›
        
        
          bulunan Lloyd George, fiilen harbe karar vermifl bir tav›rla ve yar-
        
        
          d›mc› birlikler gönderilmesi iste¤iyle dominyonlara müracaat etmifl.
        
        
          Yaln›z, ondan sonra olup bitenlere bak›l›rsa Lloyd George’un iste¤i-
        
        
          nin yerine getirilmedi¤ini kabul etmek gerekir.
        
        
          
            Nutuk : s.457.
          
        
        
          
            Ba
          
        
        
          
            ‹z
          
        
        
          
            so
          
        
        
          ‹ZM‹R’‹N KURTULUfiU
        
        
          
            ATATÜRK’ÜN
          
        
        
          
            ANLATIMIYLA
          
        
        
          
            NUTUK’TA