Kabotaj
          
        
        
          Bir devletin, kendi karasular› içindeki
        
        
          deniz ticaretini kendi gemileriyle yapa-
        
        
          bilme hakk›.
        
        
          
            Kabotaj Kanunu
          
        
        
          Türk karasular›nda yolcu ve mal tafl›ma,
        
        
          her türlü liman hizmeti, karasular›m›zda
        
        
          ve nehirlerimizde gemi çal›flt›rma, deniz
        
        
          avc›l›¤›, bat›k ç›karma, dalg›çl›k, k›la-
        
        
          vuzluk, liman iflçili¤i gibi haklar›n yal-
        
        
          n›z Türk vatandafllar›na verilmesi hak-
        
        
          k›nda kanun 19 Nisan 1926 tarih ve 815
        
        
          say›l› “Türkiye Sahillerinde Nakliyat-›
        
        
          Bahriye (kabotaj) ile Limanlarla Kara-
        
        
          sular› Dahilinde ‹cra-y› Sanat ve Ticaret
        
        
          Hakk›nda Kanun”. 1 Temmuz 1926’da
        
        
          yürürlü¤e giren Kabotaj Kanunu’na gö-
        
        
          re, Türkiye k›y›lar›n›n bir noktas›ndan
        
        
          di¤erine mal ve yolcu tafl›ma ifli sadece
        
        
          Türk gemilerinin tekelindedir. Yabanc›
        
        
          gemiler yaln›z Türk limanlar›ndan al-
        
        
          d›klar› yük ve yolcuyu yabanc› limanla-
        
        
          ra ya da d›fl ülkelerden ald›klar› yük ve
        
        
          yolcuyu kendi limanlar›na getirebilir ve
        
        
          bu limanlardan yabanc› ülkelere gidecek
        
        
          yük ve yolcu alabilirler. Türkiye’de 1
        
        
          Temmuz 1935’ten itibaren her y›l 1
        
        
          Temmuz günü Kabotaj Bayram› olarak
        
        
          kutlan›r.
        
        
          
            Kad›köy Mitingi
          
        
        
          ‹zmir’in iflgalini protesto amac›yla 22
        
        
          May›s 1919’da ‹stanbul Kad›köy’de ya-
        
        
          p›lan, konuflmac› olarak Halide Edip
        
        
          Ad›var’›n da kat›ld›¤› büyük miting.
        
        
          
            Kad›n Haklar›
          
        
        
          Türk kad›n›n›n Atatürk döneminde Me-
        
        
          denî Kanun ve Seçim Kanunu ile elde
        
        
          etti¤i haklar. 17 fiubat 1926’da kabul
        
        
          edilen 743 say›l› Medenî Kanun ile Türk
        
        
          kad›n›na da birtak›m haklar tan›nd›.
        
        
          Yüzy›llar boyu tamamen bir tarafa b›ra-
        
        
          k›lan Türk kad›n›na, Atatürk’ün emir ve
        
        
          direktifleriyle sa¤lanan ve Medenî Ka-
        
        
          nun’da yer alan haklardan baz›lar› flun-
        
        
          lard›r: 1) Kad›n, kendi kiflili¤ine sahip-
        
        
          tir. 2) Kad›n, vesayete muhtaç de¤ildir.
        
        
          3) Kad›n, hürdür. Ergin olan bir Müslü-
        
        
          man k›z, istedi¤i ve diledi¤i erkekle ev-
        
        
          lenebilir. 4) Kad›n›n flahitli¤i ve kefilli¤i
        
        
          geçerlidir. 5) Kad›n›n al›flverifli, erke¤in
        
        
          al›flveriflinden farks›zd›r. 6) Kad›n›n oyu
        
        
          geçerlidir, diledi¤ine oy verir. 7) Evli bir
        
        
          kad›n, erke¤inin esiri de¤il, fakat âmiri
        
        
          de de¤ildir. 8) Kad›n›n pratik bilgi ve
        
        
          felsefesi geçerlidir. 9) Çal›flmak, para
        
        
          kazanmak, bilim sahibi olmak, erkekle-
        
        
          re oldu¤u kadar kad›n›n da hakk›d›r.
        
        
          Medenî Kanun ayr›ca kad›na da mirasta
        
        
          erkekle eflitlik flans› tan›rken medenî ni-
        
        
          kâh gibi çok önemli bir problemi hallet-
        
        
          mifl oldu. Cumhuriyet’in ilân›yla birlik-
        
        
          te kafes, çarflaf ve peçeyi ç›karan Türk
        
        
          kad›n›, medenî dünyada lây›k oldu¤u
        
        
          yeri buldu. Kad›n ile erkek farkl›l›¤› or-
        
        
          tadan kalkarken kad›n da toplum içinde
        
        
          erkekle eflit haklara sahip oldu. Erke¤in,
        
        
          kad›n› bir mal gibi kullanmas› ve birden
        
        
          fazla kad›nla evlenmesi yasaklan›p Me-
        
        
          denî Kanun’a aile yaflam›n› düzenleyen
        
        
          yeni hükümler kondu. Talâk (boflanma),
        
        
          erke¤in iradesinden ç›k›p mahkemelerin
        
        
          kanunla düzenleyece¤i ifllemler hâline
        
        
          geldi ve kad›na da boflanma hakk› tan›n-
        
        
          d›. Ailede k›z-erkek fark› gözetilmeksi-
        
        
          zin çocuklar›n okutulabilmesi, kad›n›n
        
        
          her alanda ilim ve sanat sahibi olabilme-
        
        
          si sa¤land›. Medenî Kanun ile temel
        
        
          haklar›n› elde eden (1926) Türk kad›n›,
        
        
          daha sonra Belediye Meclislerine üye
        
        
          seçme ve seçilme haklar›na kavufltu (3
        
        
          Nisan 1930). Bunu, TBMM’ye üye seç-
        
        
          me ve seçilme hakk›n› almas› izledi (5
        
        
          Aral›k 1934). Millî Mücadele’de, vatan›
        
        
          kurtarmak için erke¤inin yan›nda görev
        
        
          yapan Türk kad›n›n›n siyasî hayatta da
        
        
          lây›k oldu¤u yeri almas› gerekti¤ine ina-
        
        
          nan Atatürk, Türk kad›n›na, milletvekili
        
        
          seçme ve seçilme hakk›n›n verilmesiyle
        
        
          ilgili olarak; “Türk kad›n›na bu hakk›n
        
        
          bir lütuf olarak verildi¤i kanaatinde de-
        
        
          ¤iliz. Kimse bu kanaatte olamaz. Bir
        
        
          memlekette, -ki yurdun her taraf› istilâ-
        
        
          ya u¤rad›¤›nda- kad›nlar, atefl alt›nda er-
        
        
          keklerle beraber omuz omuza çarp›fl›r-
        
        
          lar, memleketin geri kalan k›sm›n› koru-
        
        
          mak ve beslemek için tarlan›n kara top-
        
        
          ra¤›ndan yiyecek ç›karmaya çal›fl›rlar;
        
        
          elbette bu varl›klar›n, yurdun her köfle-
        
        
          sinde ve her tabakas›nda söz söylemeye
        
        
          haklar› vard›r. Tarih, Türk ink›lâb›n› an-
        
        
          lat›rken, bunun bir kurtulufl oldu¤unu en
        
        
          baflta söyleyecektir. Bu kurtuluflun çeflit-
        
        
          li aflamalar› içinde de, özellikle kad›nla-
        
        
          r›n kurtulmas›n› anacakt›r. Kad›nlar›m›z
        
        
          için as›l mücadele alan›, as›l zafer kaza-
        
        
          n›lmas› gereken alan, biçim ve k›l›kta
        
        
          baflar›dan çok, ›fl›kla, bilgi ve kültürle,
        
        
          gerçek faziletle süslenip donanmakt›r.
        
        
          Ben muhterem han›mlar›m›z›n Avrupa
        
        
          kad›nlar›n›n afla¤›s›nda kalmayaca¤›n-
        
        
          dan, aksine pek çok yönden onlardan
        
        
          480
        
        
          
            Kabotaj
          
        
        
          
            6 Aral›k 1934 tarihli Cumhuriyet gazetesinin, kad›n haklar›yla ilgili manflet haberi.
          
        
        
          
            Türk Kad›nlar Birli¤i’nin 7 Aral›k 1934’te ‹stanbul’da düzenledi¤i mitingten bir görünüm.
          
        
        
          
            3 Nisan 1930’da Belediyeler Kanunu’nda seçme ve seçilme hakk›n› kazanan kad›nlar, bir
          
        
        
          
            belediye seçiminde oy kullan›rken.
          
        
        
          K