799
        
        
          
            Tercüman-› Hakikat
          
        
        
          1878’de ‹stanbul’da yay›mlanmaya bafl-
        
        
          layan ve Kurtulufl Savafl› s›ras›nda Millî
        
        
          Mücadele’yi destekleyen günlük gazete
        
        
          (1878-1922). Ahmed Mithat Efendi ta-
        
        
          raf›ndan 27 Haziran 1878’de yay›n ha-
        
        
          yat›na girdi. Öncelikle gericili¤e, tutu-
        
        
          culu¤a karfl› halk› uyarma ve uyand›rma
        
        
          görevini yerine getirmeyi amaçlad›.
        
        
          1883’te Muallim Naci yönetiminde haf-
        
        
          tada bir yay›mlanan edebiyat eki, bas›n-
        
        
          da ve edebiyatç›lar aras›nda büyük yan-
        
        
          k› uyand›rd›. Halk›n anlayabilece¤i bir
        
        
          dille ekonomiden felsefeye, edebiyattan
        
        
          do¤abilime kadar her alanda genifl kitle-
        
        
          lere hitap etmeye çal›flt›. Gazetenin yaz›
        
        
          kadrosunda Ahmet Rasim, Hüseyin
        
        
          Rahmi (Gürp›nar), Veled Çelebi (‹zbu-
        
        
          dak), Ahmet ‹hsan (Tokgöz), Hüseyin
        
        
          Cahit (Yalç›n) gibi dönemin genç yazar-
        
        
          lar› da yer ald›. II.Meflrutiyet’in ilân›n-
        
        
          dan (1908) sonra bir süre tarafs›z kald›;
        
        
          daha sonra ‹ttihat ve Terakki’nin izledi-
        
        
          ¤i politikaya muhalif bir çizgide yay›n›-
        
        
          n› sürdürdü. Ahmet Mithat Efendi’nin
        
        
          ölümünden (1912) sonra baflyazarl›¤›n›
        
        
          A¤ao¤lu Ahmet Bey üstlendi; Kurtulufl
        
        
          Savafl›’nda Anadolu’ya destek veren ya-
        
        
          y›nlardan biri oldu.
        
        
          
            Tesanüt Grubu
          
        
        
          Birinci TBMM’de oluflan muhalif grup-
        
        
          lardan biri. “Dayan›flma Grubu” anla-
        
        
          m›ndad›r. Misak-› Millî çerçevesinde bir
        
        
          araya gelen Meclis üyeleri, padiflahl›k
        
        
          ve hilâfet konusunda farkl› görüfllere sa-
        
        
          hipti. K›sa sürede, Meclis’teki iki ana
        
        
          grubu oluflturacak olan Birinci ve ‹kinci
        
        
          Grubun çekirde¤ini oluflturan ‹stiklâl
        
        
          Grubu, Tesanüt Grubu, Müdafaa-i Hu-
        
        
          kuk Zümresi, Halk Zümresi gibi gruplar
        
        
          ortaya ç›kt›. ‹lk Anayasa’da yer alan
        
        
          “Egemenlik, kay›ts›z flarts›z ulusundur”
        
        
          ilkesi, muhafazakâr gruplar›n aç›kça ey-
        
        
          leme geçmesine neden oldu. Bunlar ara-
        
        
          s›nda yer alan Tesanüt Grubu, Mustafa
        
        
          Kemal’in de içinde bulundu¤u ‹stiklâl
        
        
          Grubu’na karfl›yd›. Mustafa Kemal ve
        
        
          arkadafllar›, 10 May›s 1921’de Anadolu
        
        
          ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk ad›yla res-
        
        
          mî bir meclis grubu oluflturup, bunu Bi-
        
        
          rinci Grup ad›yla örgütledikten sonra
        
        
          Tesanüt Grubu da di¤er gruplar gibi da-
        
        
          ¤›ld› ve üyelerinin bir bölümü, muhalif
        
        
          ‹kinci Gruba kat›ld›.
        
        
          
            Teflkilât-› Esasiye Kanunu
          
        
        
          Kurtulufl Savafl› dönemi ve sonras›
        
        
          TBMM taraf›ndan haz›rlan›p kabul edi-
        
        
          len 1921 ve 1924 tarihli anayasalar›n
        
        
          resmî ad›. bk.
        
        
          Anayasa
        
        
          
            Teflkilât-› Mahsusa
          
        
        
          I.Dünya Savafl› bafllar›nda kurulan yar›
        
        
          resmî nitelikte Osmanl› gizli haber alma
        
        
          örgütü. ‹ttihat ve Terakki F›rkas› taraf›n-
        
        
          dan Enver Pafla’ya ba¤l› olarak 1914’te
        
        
          kuruldu. Osmanl› s›n›rlar› d›fl›nda yafla-
        
        
          yan ya da bu s›n›rlar›n d›fl›nda kalma
        
        
          olas›l›¤› olan Türklerin ve Müslümanla-
        
        
          r›n aras›nda örgütlenme ve propaganda
        
        
          
            Teflkilât-› Mahsusa
          
        
        
          (...) Hat›ra gelir ki, her hükûmet, her zaman bu gensoru önergesi ile
        
        
          sorguya çekilebilir. Bir gensoruya bu kadar önem vermek do¤ru
        
        
          mudur? Arz etmeliyim ki, söz konusu olan gensoru, normal bir gen-
        
        
          soru de¤ildi. Haz›rlanan komplonun özel bir safhas›yd›. Bu gensoru
        
        
          sahnesinden sonrad›r ki, muhalifler, maskelerini atmaya mecbur
        
        
          edildiler. Bilindi¤i üzere “Terakkiperver Cumhuriyet F›rkas›” (‹lerici
        
        
          Cumhuriyet Partisi) diye bir parti kurdular. Bu partinin gizli eller
        
        
          taraf›ndan çizilen program›n› da ortaya att›lar.
        
        
          “Cumhuriyet” kelimesini a¤›zlar›na almaktan bile çekinenlerin, Cum-
        
        
          huriyet’i do¤du¤u gün bo¤mak isteyenlerin, kurduklar› partiye
        
        
          “Cumhuriyet” ve hem de “Terakkiperver Cumhuriyet” ad›n› vermifl
        
        
          olmalar›, nas›l ciddîye al›nabilir ve ne dereceye kadar samimî
        
        
          say›labilir.
        
        
          Rauf Bey ve arkadafllar›n›n kurduklar› bu parti “Muhafazakâr” ad› al-
        
        
          t›nda ortaya ç›km›fl olsayd›, belki bir anlam› olurdu. Fakat bizden
        
        
          daha çok Cumhuriyetçi ve bizden daha çok ilerici olduklar›n› iddiaya
        
        
          kalk›flmalar› elbette do¤ru de¤ildi.
        
        
          “Parti, dinî düflünce ve inançlara sayg›l›d›r” ilkesini bayrak olarak
        
        
          eline alan kimselerden iyi niyet beklenebilir miydi? Bu bayrak, yüz-
        
        
          y›llardan beri cahilleri, ba¤nazlar› ve hurafelere inananlar› kaz-
        
        
          d›rarak özel ç›karlar sa¤lamaya kalkm›fl olanlar›n tafl›d›klar› bayrak
        
        
          de¤il miydi? Türk milleti, yüz y›llardan beri, sonu gelmeyen felâket-
        
        
          lere, içinden ç›kabilmek için büyük fedakârl›klar›n gerekli oldu¤u pis
        
        
          batakl›klara, hep bu bayrak gösterilerek sürüklenmemifl miydi?:
        
        
          Cumhuriyetçi ve yenilikçi olduklar›n› zannettirmek isteyenlerin, yine
        
        
          bu bayrakla ortaya at›lmalar›, dinî ba¤nazl›¤› coflturarak, milleti,
        
        
          Cumhuriyet’e, ilerlemeye ve yenileflmeye karfl› k›flk›rtmak de¤il miy-
        
        
          di? Yeni parti, dinî düflünce ve inançlara sayg› perdesi alt›nda: “Biz
        
        
          Hilâfet’i yeniden isteriz; biz yeni kanunlar istemeyiz; bize Mecelle
        
        
          yeterlidir; medreseler, tekkeler, cahil softalar, fleyhler, müritler, biz
        
        
          sizi koruyaca¤›z; bizimle birlikte olunuz ! Çünkü, Mustafa Kemal’in
        
        
          partisi, Hilâfet’i kald›rd›. ‹slâmiyet’e zarar veriyor; sizi gâvur
        
        
          yapacak, size flapka giydirecektir” diye ba¤›rm›yor muydu? Yeni par-
        
        
          tinin kulland›¤› slogan bu gerici hayk›r›fllarla dolu de¤il miydi?
        
        
          Efendiler, bu slogana ba¤l› olanlardan birinin, çok zaman önce (10
        
        
          Mart 1923 tarihinde) idam edilmifl olan Cebranl› Kürt Halit Bey’e yaz-
        
        
          d›¤› mektuptaki flu cümlelere bak›n›z: “‹slâm dünyas›n›n ebedîli¤ini
        
        
          sa¤layan ilkelere sald›r›yorlar.” “Bu konudaki aç›klamalar›n›z› ar-
        
        
          kadafllara da okudum. Hepsinin gayretlerini art›rd›” “Bat›y› örnek al-
        
        
          mak, tarihimizi, medeniyetimizi, kaybetmeyi zarurî k›lar.” “... Hilâfet’i
        
        
          y›kmak, lâik bir idare kurmay› düflünmek, hep ‹slâml›¤›n gelece¤ini
        
        
          tehlikeye sokacak sebepleri yaratmaktan baflka bir sonuç veremez.”
        
        
          Efendiler, olaylar ve olup bitenler ortaya koydu ve ispat etti ki,
        
        
          “Terakkiperver Cumhuriyet F›rkas›”n›n program›, en hain kafalar›n
        
        
          eseridir. Bu parti, memlekette suikastç›lar›n, gericilerin s›¤›na¤› ve
        
        
          ümitlerinin dayana¤› oldu. D›fl düflmanlar›n, yeni Türk Devleti’ni kör-
        
        
          pe Türk Cumhuriyeti’ni y›kmay› hedef alan planlar›n›n kolayl›kla uy-
        
        
          gulanmas›na yard›m etmeye çal›flt›. Tarih, (gizli maksatlarla haz›r-
        
        
          lanm›fl, genel ve gerici nitelikteki) Do¤u isyan›n›n sebeplerini in-
        
        
          celeyip araflt›rd›¤› zaman, onun önemli ve belirli sebepleri aras›nda
        
        
          “Terakkiperver Cumhuriyet F›rkas›”n›n dinî konularda verdi¤i söz-
        
        
          leri, do¤u ya gönderdi¤i sorumlu sekreterinin kurdu¤u örgütü ve
        
        
          yapt›¤› k›flk›rtmalar› bulacakt›r.
        
        
          Hat›ra defterini “fazladan ve gece k›l›nan namazlar›n (nafile ve
        
        
          teheccüt namazlar›)” sevab›n› anlatan hadislerle dolduran bu
        
        
          sorumlu sekreter, do¤u illerimizde dinî k›flk›rtmalarda bulunurken,
        
        
          partisinin program›n› uygulam›yor muydu? Masum halka, befl vakit
        
        
          namazdan baflka, geceleri de fazla namaz k›lmay› vaaz ve nasihat
        
        
          eden, belki de ömründe hiç namaz k›lmam›fl olan bir politikac› olur-
        
        
          sa, bu hareketin hedefi anlafl›lmaz olur mu?
        
        
          
            Nutuk : s.601.
          
        
        
          
            Terakkiperver Cumhuriyet F›rkas›
          
        
        
          
            Nizamnâmesi
          
        
        
          
            Tercüman-› Hakikat gazetesinin 1 Eylül 1922
          
        
        
          
            tarihli nüshas›.
          
        
        
          TERAKK‹PERVER CUMHUR‹YET FIRKASI
        
        
          
            ATATÜRK’ÜN
          
        
        
          
            ANLATIMIYLA
          
        
        
          
            NUTUK’TA