turkce sozluk - page 145

zemin üzerine bak›r rengi çizgileri olan
bir akvaryum bal›¤›.
cennet kuflu
a. hayb.
Cennet kuflugiller-
den, bafl›n›n üstündeki arkaya yat›k alt›
tüyüyle ay›rt edilen güzel renkli bir kufl.
cennetlik, -¤i
a.
1.
Öldükten sonra öbür
dünyadaki yerinin cennet olaca¤›na ina-
n›lan kifli.
2.
(ölmüfl biri için) Yeri cen-
net olan kifli.
centilmen
a.
ve
ön a. ‹ng.
‹yi e¤itim gör-
müfl, kibar, sayg›l›, seçkin (erkek):
Yap-
t›¤›n›z bu davran›fl, sizin gibi bir centil-
mene yak›flm›yor.
cep, -bi
a. Ar.
1.
‹çine birtak›m ufak fleyler
koymak için, giysinin belirli bir yeri aç›-
larak yap›lm›fl torba.
2.
Çanta, bavul,
cüzdan vb. fleylerin ek bölmesi.
3.
Ad
tamlamalar›nda tamlayan olarak “cepte
tafl›nabilecek denli küçük boyutta” anla-
m›n› verir:
cep saati.
4.
Trafik ak›fl›n› en-
gellememek için yol kenarlar›na yap›lan
yanaflma yeri.
cephane
a. (cepha:ne) Far.
Ateflli silahlarla
at›lmas› için haz›rlanm›fl mermi, barut,
füze vb. malzemelerin tümü.
cephanelik, -¤i
a.
Cephanenin korunmas›
için yap›lm›fl kapal› ve korunakl› yer.
cep harçl›¤›
a.
Ufak tefek gündelik harca-
malar› karfl›layacak para.
cephe
a. Ar.
1.
Bir yap›da giriflin bulundu-
¤u yüz, ön yüz, ön taraf:
Evimizin cep-
hesi denize bak›yor.
2.
Yan, yön, taraf:
arka cephe, güney cephesi.
3.
Savafl
alan›:
Cephede çetin bir savafl yaflan›-
yordu.
4.
Ortak bir düflünce, bir ideolo-
ji çevresinde oluflturulan birlik:
ulusal
cephe.
cepheleflmek
(nsz.)
Bir düflünce, bir ide-
oloji çevresinde bir araya gelerek her-
hangi bir konuda, bir düflüncede karfl›-
l›kl› cepheler oluflturmak:
Siyasi partiler,
ülkemizin Avrupa Birli¤ine kat›lmas› ko-
nusunda cepheleflti.
cepken
a.
Çulhadan yap›lan, kollar› uzun ve
y›rtmaçl›, yakas›z, k›sa giysi.
cep telefonu
a.
Elde tafl›nabilir, kablosuz
telefon.
cerahat
a. (cera:hat) Ar.
‹rin.
cereme
a. Ar. esk.
Baflkas›n›n neden oldu-
¤u ya da bir kaza sonucu ortaya ç›kan
zarar› ödeme.
ceremesini çekmek
bafl-
kas›n›n neden oldu¤u zarar› ödemek:
Vazoyu o k›rd› ama ceremesini ben çe-
kiyorum.
cereyan
a. (cereya:n) Ar.
1.
Bir yöne do¤-
ru ak›nt›, akma, ak›fl.
2.
Elektrik ak›m›:
Cereyan kesildi.
3.
Hava ak›m›:
Cere-
yanda kal›nca hastaland›.
4.
Bir iflin, bir
durumun olufl, geliflme biçimi.
5.
mec.
Ayn› e¤ilimde, ayn› görüflte olanlar›n
oluflturdu¤u hareket; ak›m.
cereyan et-
mek
(ifl, durum, olay için) geçmek, ge-
liflmek, olmak:
Tart›flma nas›l cereyan
etti?
Cermen
ön a. Fr.
Eski ça¤larda, günümüz-
deki Almanya, Bohemya ve Polonya’n›n
bat›s›n› kapsayan Cermenya’da yaflayan
halk ve bu halktan olan kifli.
Cermen dilleri
ç. a. db.
Hint-Avrupa dil ai-
lesi içinde yer alan ve Kuzey Avrupa’da
konuflulan diller (‹ngilizce, Almanca,
Hollandaca, ‹skandinavca, Danca).
cerrah
a. (cerra:h) Ar.
Ameliyat uzman› he-
kim, operatör.
cerrahi
ön a. (cerra:hi:) Ar.
1.
Cerrahl›kla
ilgili.
2.
a.
Hekimli¤in ameliyatla tedavi
etmeyi öngören dal›:
kalp ve damar cer-
rahisi.
cesaret
a. (cesa:ret) Ar.
1.
Kiflinin, tehlike-
li ve güç bir ifle giriflirken kendinde bul-
du¤u güven; yüreklilik, korkusuzluk,
gözü peklik:
Bu ifli yapmak için cesaret
gerekir.
2.
Çekinmezlik, at›lganl›k:
Ya-
r›flmaya kat›lmaya cesaretim yok.
cesa-
ret etmek
tehlikeli bir ifle korkmadan gi-
riflmek:
Ben o yükseklikten denize atla-
maya cesaret edemem.
cesaretlenmek
(nsz., -den)
Korkusu, çe-
kingenli¤i, y›lg›nl›¤› gitmek; yüreklen-
mek:
Senden cesaretlenip ben de ata
cennet kuflu
cesaretlenmek
145
Emel-Zuhal Sözlük-Harfler 21/07/2010 20:58 Page 145
1...,135,136,137,138,139,140,141,142,143,144 146,147,148,149,150,151,152,153,154,155,...688
Powered by FlippingBook