turkce sozluk - page 135

bulvar
a. (l ince okunur) Fr.
Kent içinde bu-
lunan a¤açl› ve genifl cadde.
bumbar
a. Far.
1.
Büyükbafl ve küçükbafl
hayvanlar›n kal›n ba¤›rsa¤›.
2.
Bu kal›n
ba¤›rsa¤›n temizlenip, içine çeflitli mal-
zemeler konularak haz›rlanan yemek:
bumbar dolmas›.
bunak, -¤›
ön a.
ve
a.
Bunam›fl olan (kim-
se).
bunal›m
a.
1.
Ola¤an iflleyifli ya da yaflay›-
fl› engelleyen ya da tümüyle durduran
s›k›nt›l› durum, buhran, kriz, bunluk:
si-
yasi bunal›m.
2.
Umutsuzluktan kay-
naklanan ve tehlikeli sonuçlar do¤urabi-
len iç s›k›nt›s›, gerginlik, buhran.
3.
t›p
Birdenbire oluflan fizyolojik de¤ifliklik,
kriz.
4.
tic.
Sat›n alma gücünün azalma-
s›, sat›fl de¤erlerinin düflmesi, iflsizlik,
iflaslar gibi nedenlerle ortaya ç›kan eko-
nomik durum; kriz.
bunalmak
(nsz.)
1.
Soluk almakta güçlük
çekmek:
S›caktan bunalm›flt›.
2.
mec.
Çok s›k›lmak, tedirgin olmak:
Bofl otur-
maktan art›k bunalm›flt›.
bunalt›
a.
Güçlü bir korku ve kayg› duygu-
su, s›k›nt›.
bunalt›c›
ön a.
S›k›nt› veren, s›k›c›, bo¤u-
cu:
Bunalt›c› s›caklar bafllam›flt›.
bunama
a. t›p
Yafll›l›¤a ya da bir hastal›¤a
ba¤l› olarak bellek ve yarg›lama gücü ile
konuflma ve hareket yetene¤inin zay›fla-
mas›.
bunamak
(nsz.)
Zihinsel gücünü yitirmek.
bunca
ön a. (bu’nca)
1.
Oldukça çok, epey-
ce:
Aradan bunca zaman geçti.
2.
Bu
kadar, bu denli:
Bunca emek bofla gitti.
bungalov
a. ‹ng.
1.
S›cak ülkelerde, genel-
likle tahtadan yap›lm›fl ve veranda ile
çevrili tek katl› ev.
2.
Tatil yörelerinde
tahta gibi hafif malzemelerden basitçe
yap›lm›fl tek katl› ev.
bunlar
ad.
“Bu” ad›l›n›n ço¤ul durumu.
bunluk, -¤u
a.
Bunal›m, s›k›nt›.
bunmak
(nsz.) hlk.
Be¤enmemek, küçüm-
semek:
Buldukça bunuyorsun.
bura
ad. (bu’ra) (bu+ara)
Bu yer (Orta he-
ce düflmesiyle kalma durumunda
bur-
da
, ç›kma durumunda
burdan
biçimin-
de de kullan›l›r.).
bura¤an
a.
K›sa süren fliddetli rüzgâr.
buram buram
be.
Duman, koku gibi hava-
da yay›lan maddelerin yo¤unlu¤unu be-
lirtmek için kullan›l›r:
Buram buram ter-
ledim.
buras›
ad. (bu’ras›)
Bu yer, bura.
burcu
a.
Güzel koku, ›t›r.
burcu burcu
be.
(koku için) Güzel güzel,
pek hofl.
burç, -cu
a. Ar.
1.
Kalelerin köflelerinde
bulunan, surlardan daha yüksek, yuvar-
lak, dört köfle ya da çok köfleli savunma
kulesi.
2.
gökb.
Burçlar kufla¤›nda yer
alan on iki tak›my›ld›za verilen ortak ad.
burçak, -¤›
a. bitb.
1.
Baklagillerden, tane-
leri hayvan yemi olarak kullan›lan y›ll›k
bitki.
2.
Bu bitkinin tanesi.
burgaç, -c›
a. co¤.
Anafor, girdap.
burçlar kufla¤›
a. gökb.
Gök küresinde tu-
tulma çemberinin geçti¤i ve üzerinde on
iki burcun (Koç, Bo¤a, ‹kizler, Yengeç,
Aslan, Baflak, Terazi, Akrep, Yay, O¤lak,
Kova, Bal›k) eflit olarak da¤›ld›¤› kuflak,
zodyak.
burgu
a.
1.
Tahtada delik açmaya yarayan
yivli çelik alet.
2.
Yerin derin katmanla-
r›na inmeyi sa¤layan delici alet.
3.
Telli
sazlardan telleri germeye yarayan man-
dal.
4.
sp.
Güreflte bir oyun.
5.
Uça¤›n
kendi ekseni çevresinde dönerek yapt›¤›
akrobasi hareketi.
6.
sp.
Tramplenden
suya bafl afla¤› atlayan sporcunun, ken-
di ekseni etraf›nda dönerek yapt›¤› ak-
robatik harekete verilen ad.
7.
sp.
Artis-
tik patinajda kendi ekseni etraf›nda dö-
nülerek yap›lan harekete verilen ad.
burjuva
a. Fr.
Orta s›n›ftan olan kimse, kent
soylu.
burjuvazi
a. Fr.
Burjuva s›n›f›, kent soylu-
luk.
burkmak
(nsz.)
1.
Bir organ›n eklem yeri-
bulvar
burkmak
135
Emel-Zuhal Sözlük-Harfler 21/07/2010 20:58 Page 135
1...,125,126,127,128,129,130,131,132,133,134 136,137,138,139,140,141,142,143,144,145,...688
Powered by FlippingBook