turkce sozluk - page 137

t›c› ve serbest hareketlerden oluflan da-
l›.
buzdolab›
a.
Yiyecek, içecek ya da normal
›s›da çabuk bozulacak malzemeleri sak-
lamaya, buz yapmaya yarayan, iç s›cak-
l›¤› bir makineyle ayarlanabilen ›s› yal›-
t›ml› dolap.
buzhane
a. (buzha:ne) T+Far.
1.
So¤uk ha-
va deposu.
2.
Buz üretilen yer.
buz hokeyi
a. sp.
Bir buz pistinde alt›flar ki-
flilik iki tak›m aras›nda, yirmifler dakika-
l›k üç devre hâlinde oynanan ve bir topu
yass› sopalarla kaleye sokmaya daya-
nan bir spor dal›.
buzk›ran
a.
Deniz, göl ve ›rmaklarda ulafl›-
m› engelleyen buz kütlelerini k›rmak
amac›yla özel olarak yap›lm›fl gemi.
buzla
a. co¤.
Kutup bölgelerinde oluflan
genifl buz alanlar›.
buzlu
ön a.
1.
Buz tutmufl olan, donmufl:
buzlu ›rmak.
2.
Buz içinde tutularak ya
da içine buz konularak so¤utulmufl
olan:
buzlu viski.
3.
Saydam olmayan:
buzlu cam.
buzluk, -¤u
a.
1.
Yiyecek ve içicekleri so-
¤utarak saklamakta kullan›lan, buzla so-
¤utulan kap ya da dolap.
2.
Buzdolab›-
n›n içinde buz yapan bölme.
3.
Buz ol-
mas› için buzlu¤a konulan bölmeli kap,
buz kal›b›.
buzul
a. co¤.
Kutup bölgelerinde kar›n ye-
niden billurlaflmas›, vadilerde kar›n biri-
kip buza dönüflmesi ya da kar›n da¤
eteklerinde yelpaze biçiminde birikme-
siyle oluflan ve a¤›r hareketlerle yer de-
¤ifltiren büyük buz ve kar kütlesi.
buzul devri
a. yerb.
Dördüncü zaman›n,
yeryüzünde buzullar›n oluflmas› ve yay-
g›nlaflmas›yla belirginleflen dönemi.
buzullaflma
a.
1.
Buzul durumuna gelme.
2.
yerb.
Buzul devrinde ve günümüzde
bir alan›n buzullarla örtülmesi olay›.
buzullaflmak
(nsz.)
Buzul durumuna gel-
mek.
buzul tafl
co¤.
ve
yerb.
Buzullar›n tafl›y›p
biriktirdikleri, üzerleri genellikle par›lt›l›
ve çizikli tafllar.
bücür
ön a.
Ufak tefek, k›sa boylu, bodur
(kifli).
büfe
a. (bü’fe) Fr.
1.
‹çine sofra tak›mlar›-
n›n kondu¤u, genellikle camekânl› do-
lap.
2.
Davet ve toplant›larda konuklara
sunulmak üzere üstüne çeflitli yiyecek
ve içeceklerin konuldu¤u masa.
3.
Haz›r
yiyecek, içecek, sigara, gazete vb. mad-
deler satan küçük dükkân.
büklüm
a.
Bükülmüfl, k›vr›lm›fl, katlanm›fl
fleylerin oluflturdu¤u kat:
‹ki büklüm
orada duruyordu.
bükmek
(-i)
1.
E¤mek, k›v›rmak:
Kal›n teli
olabildi¤ince büktü.
2.
Çevirmek, dön-
dürmek:
Direksiyonu aniden sola büktü.
3.
Vücudun bir bölümünü e¤mek:
Boy-
nunu büküp a¤lamaya bafllad›.
4.
Bir-
kaç tel ipli¤i bir arada saracak biçimde
döndürmek:
ipek bükmek.
5.
(k⤛t, ku-
mafl vb. için) K›v›rmak, katlamak:
Defte-
rinin sayfalar›n› bükmemelisin.
bükük
ön a.
Bükülmüfl, e¤ilmifl, k›vr›lm›fl
olan.
büküm
a.
1.
Bükmek eylemi.
2.
Bir fleyin
bükülmüfl yeri, kat, k›vr›m.
bülbül
a. Far
.
hayb.
Karatavukgillerden, se-
sinin güzelli¤iyle bilinen, üst bölümleri
koyu, alt bölümleri aç›k kahverengi ve
kuyru¤u k›z›l kahverengi olan ötücü
kufl.
bülbül yuvas›
a.
Yuvarlak biçimde ve içine
Antep f›st›¤› konularak yap›lan bir ha-
mur tatl›s›.
bülten
a. Fr.
Devlet ve özel kurumlar, der-
nekler ya da yetkili kiflilerce herhangi bir
durumla ilgili olarak halka duyuru yap-
mak amac›yla süreli ya da süresiz ya-
y›mlanan yaz›l› bildirim.
bülu¤
a. Ar.
Erin olma durumu, erinlik.
bünye
a. Ar.
1.
Vücut yap›s›, beden.
2.
Ya-
p›, kurulufl.
büro
a. (bü’ro) Fr.
1.
Çal›flma odas›, yaz›-
hane, ofis:
avukatl›k bürosu.
2.
Belirli
buzdolab›
büro
137
Emel-Zuhal Sözlük-Harfler 21/07/2010 20:58 Page 137
1...,127,128,129,130,131,132,133,134,135,136 138,139,140,141,142,143,144,145,146,147,...688
Powered by FlippingBook