yerlerde a¤aç dallar›ndan örülerek ya-
p›lm›fl bar›nak.
2.
Asma gibi bitkilerin
dallar›n› sard›rmak için direklerle yap›l-
m›fl yer.
3.
Kameriye.
çare
a. (ça’re) Far.
1.
Bir sonuca ulaflmak,
ortadaki engelleri kald›rmak için tutul-
mas› gereken yol, çözüm yolu; umar:
Merak etmeyin, o iflin çaresine bakar›z.
2.
Bir fleyi önleme, tedavi etme yolu:
Bafl a¤r›lar›ma bir çare bulamad›m.
çaresiz
ön a.
1.
Çaresi bulunamayan,
umars›z:
Çaresiz bir hastal›¤a yakalan-
m›flt›.
2.
Çare bulamayan (kimse), biça-
re.
3.
be.
‹ster istemez:
Çaresiz bu du-
rumu kabul edeceksiniz.
çar›k, -¤›
a.
Tabaklanmam›fl s›¤›r derisin-
den yap›lan ve deliklerine geçirilen fle-
ritle s›k›ca ba¤lanan ayakkab›.
çariçe
a. (ça’riçe) Rus, tar.
Çar›n kar›s›na
ya da kad›n çara verilen unvan.
çark
a. Far.
1.
Bir eksenin döndürdü¤ü te-
kerlek biçimindeki makine parças›.
2.
ask.
Bir k›tan›n, düzenini ve biçimini
bozmadan kanatlardan biri çevresinde
dönerek yön de¤ifltirmesi.
çark etmek
1)
(bir do¤rultuda giden kifli ya da fley)
sa¤a ya da sola do¤ru yön de¤ifltirmek;
2)
geri dönmek.
çarkç›
a.
Vapurlarda makine bölümünü yö-
neten kifli.
çarkç›bafl›
a.
Vapurlarda birinci çarkç›.
çark›felek, -¤i
a. (ça’rk›felek) Far.+Ar.
1.
bitb.
Çark›felekgillerden; k›rm›z› ve bü-
yük çiçekleri olan t›rman›c› bir süs bitki-
si.
2.
Yak›l›nca dönerek k›v›lc›m saçan
havai fiflek.
3.
mec.
Talih, flans, kader.
çarliston
a. ‹ng.
1.
Birinci Dünya Sava-
fl›’ndan sonra Avrupa’da yayg›nlaflan bir
dans türü.
2.
bitb.
Ucu sivri, uzun ve ka-
l›n yeflil biber.
çarm›h
a. Far.
Suçlunun öldürülmek ama-
c›yla ellerinden ve ayaklar›ndan çivilen-
di¤i haç biçimindeki dara¤ac›.
çarm›ha
germek
haç biçimindeki dara¤ac›na çi-
vilemek.
çarpan
a. mat.
Bir çarpma iflleminde çar-
panlardan her biri.
çarp›
a. mat.
Çarpma iflaretinin (x) okunu-
flu.
çarp›c›
ön a.
Etkili, dikkat çekici:
Çarp›c› bir
filmdi.
çarp›k
ön a.
1.
Düzgün olmayan, e¤rilip
bükülmüfl.
2.
mec.
Gerçek niteli¤ini yi-
tirmifl, amac›ndan sapm›fl:
Çarp›k kent-
leflme, en büyük sorunlar›m›zdan biri-
dir.
çarp›k çurpuk
ön a.
Çok çarp›k, e¤ri bü¤rü.
çarp›klaflmak
(nsz.)
Çarp›k duruma gel-
mek.
çarp›lan
a. mat.
Çarpan.
çarp›lmak
(nsz., -e)
1.
Çarpmak eylemine
konu olmak.
2.
Çarp›k duruma gelmek.
3.
mec.
Çok etkilenmek, büyülenmek:
Manzaraya ikimiz birden çarp›ld›k.
çarp›m
a. mat.
Çarpma iflleminin sonucu
olan say›.
çarp›m tablosu
a. mat.
1’den 10’a kadar
olan say›lar›n çarp›mlar›n› gösteren çi-
zelge.
çarp›nt›
a.
Hastal›k, korku, heyecan gibi
nedenlerle kalp at›fllar›n›n h›zl› ve s›k ya
da düzensiz olmas› durumu.
çarp›flma
a.
1.
Çarp›flmak eylemi.
2.
ask.
Savaflta öncü ya da küçük birlikler ara-
s›nda geçen çat›flma.
çarp›flmak
(nsz., -le)
1.
Birbirine çarpmak,
tokuflmak:
Otobüs bir kamyonla çarp›fl-
t›.
2.
Çat›flmak, vuruflmak:
Düflman›n
öncü birlikleriyle çarp›flmaya bafllam›fl-
t›k.
3.
mec.
Üstün gelmeye çal›flmak:
Bu tart›flmada k›zlar erkeklerle çarp›fl›-
yordu.
çarp›tmak
(-i)
1.
Çarp›k duruma getirmek,
biçimini bozmak.
2.
Gerçek anlam›ndan
sapt›rmak, niteli¤ini de¤ifltirmek, boz-
mak:
Olay› çarp›tarak anlat›yordu.
çarpma
a.
1.
Çarpmak eylemi.
2.
mat.
Çarpmak ifllemi.
3.
Bal›k ve kalamar av-
lamakta kullan›lan çok kollu çengel.
çarpmak
(-i, -e)
1.
Bir yere h›zla de¤mek,
çare
çarpmak
157
Emel-Zuhal Sözlük-Harfler 21/07/2010 20:58 Page 157