çekimli eylem
a. dlb.
Zaman, kip ve kifli
ekleri alm›fl eylem.
çekimli fiil
a. dlb.
Çekimli eylem.
çekimser
ön a.
Taraf tutmaktan, oy kullan-
maktan, karar vermekten,bir giriflimde
bulunmaktan kaç›nan; karars›z.
çekimserlik, -¤i
a.
Çekimser olma duru-
mu.
çekimsiz
ön a.
1.
Çekimi olmayan.
2.
dlb.
Tüm durumlarda ayn› biçimde kalabi-
len, de¤iflmeyen. (sözcükler).
çekince
a.
Herhangi bir konuda çekinmeyi
gerektiren neden ya da durum.
çekince
koymak
herhangi bir konuda çekindi¤i-
ni, sak›nd›¤›n›; baz› kararlara kat›lmad›-
¤›n› belirtmek:
Hükûmet, bu antlaflma-
n›n ikinci maddesine çekince koydu.
çekingen
ön a.
Kendini göstermekten kaç›-
nan, her fleyden çekinme huyu olan, s›-
k›lgan, ürkek.
çekinik
a. dirb.
Birkaç kuflak sonra ortaya
ç›kan ve o zamana kadar gizli kalm›fl so-
ya çekim nitelikleri.
çekinmek
(-den)
1.
Korku, endifle, tedir-
ginlik, utanma gibi duygularla bir fleyi
yapmaktan kaç›nmak, yapmay› isteme-
mek:
Yabanc›larla konuflmaktan çekinir-
di.
2.
Duydu¤u sayg›dan ya da korku-
dan dolay› ölçülü davranmak:
Dedesin-
den çekinirdi.
çekirdek, -¤i
a.
1.
Etli meyvelerin içinde
bir ya da birden çok bulunan, ço¤u sert
kabuklu kapal› tohum:
erik çekirde¤i.
2.
Çerez olarak sat›lan kabak ya da ayçiçe-
¤i çekirde¤i.
3.
dirb.
Bir hücrenin mer-
kezini oluflturan cisimcik.
4.
fiz.
Bir ato-
mun, çevresinde elektronlar›n döndü¤ü
merkez bölümü.
5.
mec.
Bir fleyin te-
melini, özünü, bafllang›c›n›, esas›n›
oluflturan fley:
çekirdek kadro.
çekirdeksel
ön a. fiz.
Atom çekirde¤i ile il-
gili, nükleer.
çekirge
a. (çeki’rge) hayb.
Düz kanatl›lar-
dan, özellikle s›cak bölgelerde tar›ma
büyük zarar veren, uzun olan arka ba-
caklar›na dayanarak uza¤a s›çrayabilen,
birçok türü olan böcek.
çekirge kuflu
a. hayb.
S›¤›rc›k.
çekiflmek
(nsz., -le)
1.
Bir fleyi iki ucundan
karfl›l›kl› çekmek.
2.
(ad çekme, niyet,
k⤛t için) Aralar›nda çekmek:
K⤛t çe-
kifltiler.
3.
Sertçe tart›flmak, a¤›z kavga-
s› etmek:
Futbol konusunda hep birbir-
leriyle çekiflirler.
4.
Çaba göstermek,
mücadele etmek:
Türkiye birincili¤i için
bu tak›mla çekifliyoruz.
çekiflmeli
ön a.
1.
Çekiflmeye yol açan,
tart›flmal›:
Çekiflmeli bir konuydu.
2.
Zorlu bir mücadeleye dayanan, çetin,
sert:
Çekiflmeli bir maç oldu.
çekifltirmek
(-i)
1.
Uçlar›ndan tutarak kar-
fl›l›kl› çekmek.
2.
Çekip çekip b›rakmak:
S›k›nt›s›ndan saçlar›n› çekifltiriyordu.
3.
mec.
Bir kiflinin arkas›ndan konuflmak,
kötü niteliklerini say›p dökmek:
Çok
ay›p, insan arkadafl›n› çekifltirir mi!
çekme
a.
1.
Çekmek eylemi.
2.
Çekmece.
3.
Yüksekteki ince dallar› kesmeye ya-
rayan, orak biçiminde, uzun sapl› ve a¤-
z› t›rt›kl› b›çak.
4.
Bir tür ifl tulumu.
5.
ön a.
Düzgün biçimli:
çekme burun.
çekmece
a.
1.
Masa, dolap gibi eflyalarda
d›flar›ya do¤ru çekilerek aç›lan göz; çek-
me.
2.
‹çinde de¤erli eflyalar›n sakland›-
¤›, genellikle ifllemeli küçük sand›k.
3.
F›rt›nal› havalarda küçük gemiler ile ba-
l›kç› teknelerinin s›¤›nd›¤› küçük koy.
çekmek
(-i)
1.
Bir nesneyi tutup kendine
ya da baflka bir yöne do¤ru sürüklemek:
Küçük bir tekne, koca bir gemiyi çeki-
yordu.
2.
Bir nesneyi uçlar›ndan tutarak
germek, gererek düzlefltirmek:
teli çek-
mek.
3.
Bir nesneyi bir yerden baflka bir
yere tafl›mak, yerini de¤ifltirmek:
Koltu-
¤u flu köfleye çeker misin?
4.
‹çine al-
mak:
Duvar nem çekmifl.
5.
Bir kokuyu,
bir s›v›y›, havay› soluyarak içine almak:
Sigaradan iki nefes çektim, midem bu-
land›.
6.
Üzerinde bulundu¤u silah› kul-
lanmaya haz›rlanmak:
k›l›c›n› çekmek.
çekimli eylem
çekmek
162
Emel-Zuhal Sözlük-Harfler 21/07/2010 20:58 Page 162