Çeklere özgü, Çeklerle ilgili olan.
çekap
a. ‹ng.
Tam bak›m.
çekap yapt›rmak
tam bak›m yapt›rmak.
Çekçe
öz. a.
Çek dili.
çekçek, -¤i
a.
1.
Dört tekerlekli el arabas›.
2.
Uzak Do¤u’da insan tafl›makta kulla-
n›lan ve bir kifli taraf›ndan çekilen iki te-
kerlekli hafif araba.
çekecek, -¤i
a.
Ayakkab› giymeyi kolaylafl-
t›ran ve topu¤un üzerinde kayabilece¤i,
oluk biçiminde olan metal, plastik ya da
tahtadan yap›lm›fl araç; kerata.
çekememek
(-i)
1.
Çekmek eylemini yapa-
mamak.
2.
mec.
Katlanamamak:
Bu
adam› art›k çekemiyorum.
3.
mec.
K›s-
kanmak, hofl görmemek:
Onun s›n›f bi-
rincisi olmas›n› çekemiyordu.
çekememezlik, ¤i
a.
Çekememe durumu,
k›skançl›ktan do¤an davran›fl:
Çekeme-
mezlik huyu yoktu.
çeker
a.
1.
Bir tart›n›n kald›rabilece¤i a¤›r-
l›k miktar›.
2.
Çekici ayg›t.
çeki
a.
1.
Tart› arac›.
2.
Odun, kömür, kireç
gibi kaba ve a¤›r fleyleri tartmakta kulla-
n›lan iki yüz elli kilograma eflit bir a¤›r-
l›k ölçüsü.
çekici
ön a.
1.
Çekme eylemini yapan.
2.
mec.
‹lgi ve e¤ilim uyand›ran, cazip,
al›ml›:
Çekici bir havas› var.
çekicilik, -¤i
a.
Bir kiflinin ya da bir fleyin
hofla gitmesini sa¤layan nitelik, al›ml›-
l›k, albeni, cazibe.
çekiç, -ci
a.
1.
Çivi çakmak ve madenleri
dövmek için kullan›lan, genellikle sert
çelikten bir bafl ve tahta bir saptan olu-
flan araç.
2.
sp.
Atletizm yar›fllar›nda f›r-
lat›lan bir ucu zincire ba¤l› metal gülle.
çekiç atma
a. sp.
Çekici en uza¤a atma te-
meline dayanan bir atletizm dal›.
çeki düzen
a.
Düzenlilik, özen, intizam.
çe-
ki düzen vermek
düzen vermek, da¤›-
n›kl›ktan kurtarmak:
Üstüne bafl›na bi-
raz çeki düzen ver.
çekik
ön a.
1.
Yana do¤ru çekilerek geril-
mifl gibi olan:
çekik göz.
2.
‹çeriye do¤-
ru girmifl, bat›k:
çekik kar›n.
çekilifl
a.
1.
Çekilmek eylemi, biçimi.
2.
Çok say›daki nesnenin aras›ndan birini
rastlant›sal olarak seçme ifli:
piyango
çekilifli.
çekilme
a.
1.
Çekilmek eylemi.
2.
Bir iflten,
bir görevden, bir etkinlikten, bir anlafl-
madan kendi iste¤i ile ayr›lma, istifa.
3.
yerb.
Yerin yükselmesi nedeniyle bir ye-
ri kaplayan deniz sular›n›n gerilemesi.
4.
Savaflta bir birli¤in ya da ordunun
düflmandan uzaklaflmak için geriye gel-
mesi durumu.
çekilmek
(nsz., -e, -den)
1.
Çekmek eyle-
mine konu olmak.
2.
Bulunulan bir yer-
den baflka bir tarafa gitmek:
Oradan çe-
kilir misiniz?
3.
Bir iflten, bir görevden,
bir etkinlikten, bir anlaflmadan kendi is-
te¤i ile ayr›lmak, istifa etmek:
Politika-
dan çekilmiflti.
4.
Durum de¤ifltirmek,
bir yerden uzaklaflmak:
köfleye çekil-
mek.
5.
Gerilemek, geriye gitmek:
Düfl-
man birlikleri yavafl yavafl çekiliyorlard›.
6.
Azalmak, yok olmak, kesilmek:
Dere-
nin suyu çekildi.
7.
Kat›lmamak, vaz-
geçmek:
Yar›flmadan çekildi.
çekim
a.
1.
Çekmek eylemi.
2.
Kamerayla
görüntü saptama.
3.
fiz.
ve
gökb.
Kütle-
sel olarak bütün cisimler aras›nda birbi-
rini çekme gücü.
4.
dlb.
Eylemlerin za-
man, kip ve kiflilere; adlar›n da durum,
iyelik, soru vb. durumlara göre u¤rad›k-
lar› de¤iflikler.
5.
mec.
Çekme gücü, çe-
kicilik, cazibe.
çekim eki
a. dlb.
Sözcü¤ün tümce içindeki
görevini belirleyen ya da sözcü¤ü çe-
kimli duruma getiren ek:
kitab›m (kitab-
›m), geldik (gel-di-k), evler (ev-ler),
okula (okul-a), gelme (gel-me).
çekimlemek
(-i)
1.
(bir cisim) Genel çekim
yasas›na göre baflka bir cismi çekmek.
2.
dlb.
Çekim eklerini kullanarak bir
sözcü¤ü çekimli duruma getirmek.
çekimli
ön a.
1.
Çekimi olan.
2.
dlb.
Çekim
ekleri alabilen.
çekap
çekimli
161
Emel-Zuhal Sözlük-Harfler 21/07/2010 20:58 Page 161