turkce sozluk - page 163

7.
Mal, para vb. fleyleri bir amaçla bu-
lundu¤u yerden almak:
Bankadan para-
y› çektin mi?
8.
Bir fleyi bulundu¤u yer-
den d›flar› almak, ç›karmak:
Bal›kç›lar
a¤lar› çekiyorlard›.
9.
Bir do¤rultuda
çizmek, sürmek:
çizgi çekmek, sürme
çekmek.
10.
Kablo, tel vb. döflemek:
‹n-
flaata elektrik kablosu henüz çekilme-
miflti.
11.
Araya bir fley koymak, engel
kurmak:
çit çekmek.
12.
Bir a¤›rl›¤› ol-
mak:
O seksen kilogram çeker.
13.
Kuv-
vetlice bir hareketle örtmek ya da aç-
mak:
Perdeyi iyice çekti.
14.
Bir metni
kopya etmek:
Ders notlar›m› temize çe-
kece¤im.
15.
Duman› rahat bir biçimde
d›flar› vermek:
Baca t›kanm›fl, çekmiyor.
16.
(ad çekme, niyet, piyango vb. için)
Çok say›daki nesnenin aras›ndan birini
rastlant›sal olarak seçmek:
piyango
çekmek.
17.
(nsz.)
(kumafl için) K›sal-
mak, daralmak:
Gömle¤im y›kan›nca
çekmifl.
18.
(-i, -e)
Giymek:
Ayakkab›s›-
n› aya¤›na çekti, evden ç›kt›.
19.
Baz› ta-
neli yiyecekleri ö¤ütmek, toz durumuna
getirmek:
kahve çekmek.
20.
(araba,
motor vb. için) Gücü çok iyi olmak, iyi
gitmek:
Otomobilin iyi çekiyor.
21.
Bir
nesnenin a¤›rl›¤›n› kald›rmak:
Bu bal-
kon yirmi kifliyi çekmez.
22.
(-i, -e)
(bayrak, flama vb. için) Bir yere, özellik-
le dire¤e asmak, dire¤in ucuna do¤ru
yükseltmek:
bayra¤› göndere çekmek.
23.
Vurmak, h›zla atmak:
flut çekmek.
24.
(telgraf, faks vb. için) Yollamak,
göndermek:
telgraf çekmek.
25.
(pro-
testo, çek, poliçe vb. için) Yürürlü¤e, ifl-
leme koymak.
26.
Görüntüyü film üzeri-
ne kaydetmek:
foto¤raf çekmek.
27.
(-
e)
(bir kifli) Ailesinden birine benzemek,
birini and›rmak:
Bu çocuk teyzesine
çekmifl.
28.
(ay, yol için) Belirli bir za-
man sürmek:
Nisan ay› otuz gün çeker.
‹stanbul buradan bir saat çeker.
29.
(-i,
-e)
(söz ve davran›fl için) Bir anlam ver-
mek:
Sözümü oraya çekme.
30.
(dikkat,
ilgi vb. için) Üzerinde toplamak:
Gülüflü
herkesin dikkatini çekiyordu.
31.
Bir ta-
fl›t› bir yere sürmek, götürmek:
Beflik-
tafl’a çek!
32.
(-e)
(boya, badana vb.
için)
fiu kap›ya da bir kat boya çekelim.
33.
Kaçm›fl ilmekleri flifl, t›¤ gibi araç-
larla örerek onarmak:
ilmek çekmek.
34.
Harcamalar› karfl›lamak, üstlenmek:
Otobüs paralar›n› ben çekerim.
35.
Bir
fley söylemek:
nutuk çekmek.
36.
Bir
duyguyu içinde yaflatmak:
ac› çekmek.
37.
Üzüntüye, s›k›nt›ya, ac›ya katlan-
mak, dayanmak:
Gençli¤inde çok çek-
mifl.
38.
argo
‹çki içmek:
Gel birer bira
çekelim.
39.
(flifle, vantuz, sülük için)
Tedavi amac›yla kullanmak:
vantuz çek-
mek.
40.
Bir durumu, bir eylemi hofl
görmek:
Bunu benden baflka kimse
çekmez.
41.
Tartmak:
Çek bakal›m, kaç
kilogram gelecek.
42.
A¤›rlamak:
ziyafet
çekmek.
43.
Dam›tmak.
44.
(bir kimse-
yi ya da bir fleyi) Geri almak:
Adam›m›-
z› oradan çekelim, yoksa yakalanacak.
45.
Tafl›ma ya da gücü olmak:
Bu kam-
yon kaç ton çeker?
46.
(bir fleyin içyü-
zünü ö¤renmek için) Soru sormak, s›-
k›flt›rmak:
sorguya çekmek.
çekme kat
a.
Yap›larda dört taraf› teras
olarak b›rak›lan en üst kat.
çekmen
a.
1.
dirb.
Baz› hayvanlarda yer
de¤ifltirmeye, tutunmaya yarayan or-
gan; vantuz.
2.
Deri üzerine yap›flt›r›l›p
çekip emmeye yarayan, genifl a¤›zl› kü-
çük cam kap; vantuz.
çektirmek
(-i, -e)
1.
Çekmek eylemini yap-
t›rmak.
2.
Birinin zor duruma düflmesi-
ne yol açmak:
Y›llard›r bana s›k›nt› çek-
tiriyor.
çekül
a. fiz.
Yer çekiminin do¤rultusunu ya
da düfley do¤rultuyu belirlemek için
sark›t›larak kullan›lan ve ucuna a¤›rl›k
as›l› bir ipten oluflan araç.
çelebi
ön a.
1.
Olgun, terbiyeli, görgülü,
efendi (erkek):
Çelebi bir adamd›r.
2.
esk.
Bay:
Ahmet Çelebi.
çekmek
çelebi
163
Emel-Zuhal Sözlük-Harfler 21/07/2010 20:58 Page 163
1...,153,154,155,156,157,158,159,160,161,162 164,165,166,167,168,169,170,171,172,173,...688
Powered by FlippingBook