turkce sozluk - page 165

lar›n gagas›n› oluflturan alt ve üst bö-
lümlerden her biri.
3.
hayb.
Böceklerde
a¤z›n iki yan›nda yer alan ve parçalama
özelli¤i olan sert organ.
çeneli
ön a.
1.
Çenesi olan ya da çenesi
belirtilen özellikte olan:
sivri çeneli
adam.
2.
mec.
Çok konuflan, geveze:
Ne
çeneli biriymifl!
çenesi kuvvetli
ön a.
Etkili ve güzel konu-
flan, konuflmaktan yorulmayan, konufl-
mas›n› dinleten.
çenet, -di
a.
1.
bitb.
Aç›ld›¤›nda tohumla-
r›n ortaya ç›kt›¤› kabuk.
2.
hayb.
‹ki çe-
nekli yumuflakçalarda ve kolsu ayakl›-
larda kabu¤u oluflturan iki bölümden
her biri.
çengel
a. Far.
Bir yere tak›lmaya, geçiril-
meye yarayan hareketli ve e¤ri demir.
çengellemek
(-i)
Çengelle tutturmak, çen-
gelini takmak.
çengelli i¤ne
a.
‹nce metal bir telin bükül-
mesiyle yap›lan, bast›r›larak aç›l›p kapa-
nan, bir fleyi tutturmak için serbest ucu
özel yuvas›na geçirilen i¤ne.
çengi
a. Far.
Dü¤ünlerde, e¤lencelerde çal-
g› eflli¤inde oynamay› meslek edinmifl
kad›n.
çentik, -¤i
a.
Bir fleyin kenar›nda oluflan,
oyularak ya da kesilerek bir fley üzerin-
de yap›lan küçük oyuk; kertik; t›rt›k:
Her
gün a¤aca bir çentik atard›.
çentiklemek
(-i)
Bir fleyin üzerinde çentik-
ler oluflturmak.
çentmek
(-i)
Bir fleyin kenar›na çentik aç-
mak, kentmek.
çepçevre
be. (çe’pçevre)
Çevresini kuflata-
cak biçimde, dört bir yandan, f›rdolay›:
Düflman birlikleri kenti çepçevre kuflat-
t›lar.
çepeçevre
a. (çepe’çevre)
Çepçevre.
çepel
a.
Bir ürünün, özellikle de bir tah›l›n
içine kar›flm›fl yabanc› madde.
çeper
a.
1.
Vücuttaki do¤al bir bofllu¤un,
bir kab›n iç yüzeyi:
Çaydanl›¤›n çeperi
kireç ba¤lam›fl.
2.
dirb.
Zar.
3.
Çit.
çer
a.
“Çal› ç›rp›” anlam›ndaki “çer çöp”
sözcü¤üyle “dayan›ks›z” anlam›ndaki
“çerden çöpten” ikilemesinde geçer.
çerçeve
a. Far.
1.
Resim, ayna, yaz› vb.
fleyleri süslemek ya da bir yere as›lacak
duruma getirmek için bunlara geçirilen
kenarl›k:
Resmin çerçevesi çatlam›fl.
2.
Kap›, pencere ile bunlar›n cam ve tabla-
lar›n›n yerlefltirilmifl oldu¤u kenarl›k.
3.
Bir yaz› ya da resmin dört bir yan›na çi-
zilen çizgi.
4.
Beden e¤itiminde as›lma
ve t›rmanma hareketlerinde kullan›lan
bir araç.
5.
mec.
Bir düflünce alan›n›n
s›n›rlar›:
Bu ifl, sizin belirtti¤iniz çerçeve
içinde gerçekleflmez.
çerçevelemek
(-i)
Bir fleyi çerçeve içine al-
mak ya da bir fleye çerçeve geçirmek.
çerçi
a.
Köy, pazar vb. yerlerde dolaflarak
ufak tefek tuhafiye eflyas› satan gezgin-
ci esnaf.
çer çöp
a.
1.
Çal› ç›rp›:
Kufllar a¤aca çer
çöpten yuva yapm›fllar.
2.
Döküntü,
süprüntü çöp:
Evin içi çer çöpten geçil-
miyordu.
3.
ünl.
Baz› çocuk oyunlar›nda
“dikkat” anlam›nda kullan›lan bir uyar›
sözü.
çerez
a Rum.
1.
Yemek d›fl›nda yenen
meyve, özellikle de kuru yemifl.
2.
Ye-
mek öncesi yenen h›yar, peynir, zeytin,
salam gibi yiyecekler.
çerge
a.
1.
Derme çatma çad›r, göçebe ça-
d›r›.
2.
Çingene çad›r›.
çeri
a. esk.
Asker.
çeribafl›, -y›
a.
1.
Çingene topluluklar›na
baflkanl›k eden kifli.
2.
tar.
Alay beyi.
Çerkez
öz. a.
1.
Kafkasya’da yaflayan bir
halk ya da bu halktan olan kifli.
2.
ön a.
Çerkezlere özgü, Çerkezlerle ilgili olan.
Çerkezce
öz. a. (çerke’zce)
Çerkez dili.
Çerkez tavu¤u
öz. a.
Hafllanm›fl tavuk ya
da hindi eti üzerine, dövülmüfl ceviz, ek-
mek içi, sar›msak; kiflnifl; kavrulmufl
so¤an, biber ve tavuk suyuyla yap›lan
sosun dökülmesiyle haz›rlanan bir ye-
mek.
çeneli
Çerkez tavu¤u
165
Emel-Zuhal Sözlük-Harfler 21/07/2010 20:58 Page 165
1...,155,156,157,158,159,160,161,162,163,164 166,167,168,169,170,171,172,173,174,175,...688
Powered by FlippingBook