turkce sozluk - page 164

çelenk, -gi
a.
Çiçek, dal ve yapraklarla ya-
p›lan halka.
çelenk koymak
bir kimseyi
anmak amac›yla mezar›na ya da an›t›na
çelenk b›rakmak.
çelik, -¤i (I)
a.
1.
‹fllenerek çok çeflitli özel-
likler kazanabilen, birlefliminde az mik-
tarda karbon bulunan demir ve karbon
alafl›m›.
2.
Çelikten yap›lm›fl:
çelik ten-
cere.
çelik, -¤i (II)
a.
1.
K›sa kesilmifl dal.
2.
Ana
bitkiden kopar›l›p kök salabilece¤i orta-
ma dikilen dal.
3.
Çelik çomak oyunun-
da çomakla vurulan iki ucu sivri k›sa
de¤nek.
çelik çomak, -¤›
a.
Çomak ad› verilen uzun
ve kal›n bir de¤nekle çeli¤e vurularak
oynanan bir çocuk oyunu.
çelimsiz
ön a.
Güçsüz, zay›f.
çeliflik, -¤i
ön a.
Çeliflki durumunda olan,
çeliflken.
çeliflken
ön a.
Çeliflik.
çeliflki
a.
Birbirini tutmama, birbirine ters
olma, tutars›zl›k.
çeliflme
a.
Çeliflki.
çeliflmek
(nsz., -le)
(söz, düflünce, davra-
n›fl) Birbirini tutmamak, birbirine ters
olmak, tutars›z olmak:
Sözlerinle davra-
n›fllar›n çelifliyor.
çello
a. ‹t.
Viyolonselin k›salt›lm›fl ad›.
çelme
a.
1.
Çelmek eylemi.
2.
Birini yere
düflürmek için aya¤›n› onun ayaklar›n›n
önüne uzatmak.
çelmek
(-i)
1.
Birini çelme takarak düflür-
mek.
2.
Bir fleyi yolundan çevirmek,
sapt›rmak, engellemek:
Kaleci topu son
anda çeldi.
3.
Örtü, çarflaf vb. bir fleyi
örtünüp iki ucunu birlefltirmek.
4.
mec.
Çeliflmek.
5.
mec.
Bir kimseyi kand›ra-
rak ya da ikna ederek yapaca¤› fleyden
vazgeçirmek, cayd›rmak:
Bunu almaya-
cakt›m, ama komflum akl›m› çeldi.
çelmelemek
(-i)
Çelme takmak.
çeltik, -¤i
a. Far.
Kabu¤u ay›klanmam›fl pi-
rinç.
çember
a. Far.
1.
mat.
Her noktas›, merkez
denilen sabit bir noktaya eflit uzakl›k ve
düzlemdeki noktalar kümesini olufltu-
ran kapal› e¤ri.
2.
Bu biçime sokulmufl
kat› cisimlerin çevresi:
teker çemberi.
3.
Yük sand›klar›, balyalar, denkler, a¤aç
f›ç›lar› gibi fleylerin parçalan›p da¤›lma-
mas› için üzerlerine geçirilen dayan›kl›
maddelerden yap›lm›fl kuflak.
4.
Çocuk-
lar›n çevirerek oynad›klar› tekerlek biçi-
minde oyuncak.
5.
Büyük yazma, yeme-
ni.
6.
sp.
‹çinden topun geçmesiyle sa-
y› kazan›lan a¤l› demir halka.
7.
mec.
Bir kimseyi etkisine alan bir duyguyu
belirtir:
Çevremizi sevgi çemberi sar-
m›flt›.
çember aç›
a. mat.
Çember üzerinden al›-
nan bir noktadan uzat›lan ve çember
üzerinde bir yay ay›ran iki kiriflin olufl-
turdu¤u aç›.
çemberlemek
(-i) Çemberle kuflatmak,
sarmak.
çember sakal
a.
Yuvarlak biçimde kesilmifl
sakal.
çemen
a.
1.
bitb.
Maydanozgillerden bir
bitki.
2.
bitb.
Bu bitkinin kokulu tohu-
mu.
3.
Bu tohumun k›rm›z›biber ve sa-
r›msakla birlikte dövülüp macun duru-
muna getirilmesiyle haz›rlanan ve pas-
t›rman›n üzerine sürülen kar›fl›m.
çene
a. Far.
1.
Omurgal›larda, bo¤az›n bafl-
lang›c›nda yer alan, kemik ya da k›k›r-
dakla desteklenen, diflleri tafl›yan ve a¤-
z›n aç›l›p kapanmas›n› sa¤layan bölüm.
2.
hayb.
Omurgas›zlarda buna benze-
yen yap›.
3.
Kerpeten, mengene, pens
gibi aletlerde, bir fleyi tutmaya, çekme-
ye yarayan karfl›l›kl› iki parçadan her bi-
ri.
4.
mec.
Aral›ks›z konuflma huyu:
Sende de ne çene varm›fl!
çenebaz
ön a. Far.
Çok konuflan, çenesi
kuvvetli, geveze.
çenek, -¤i
a.
1.
bitb.
Tohumdaki embriyo-
nu besleyen bölüm:
Embriyonlar›nda
bir çenek bulunan çiçekli bitkiler bir çe-
nekliler olarak adland›r›l›r.
2.
hayb.
Kufl-
çelenk
çenek
164
Emel-Zuhal Sözlük-Harfler 21/07/2010 20:58 Page 164
1...,154,155,156,157,158,159,160,161,162,163 165,166,167,168,169,170,171,172,173,174,...688
Powered by FlippingBook