ma.
ç›ma
a. (ç›’ma) ‹t. den.
Halat ucu.
ç›mac›
a. den.
Vapur iskelelerinde, vapur-
larda ç›ma atan ya da tutan kifli.
ç›nar
a. Far. bitb.
‹ki çeneklilerden, boyu
otuz metreye kadar uzayabilen, kal›n
gövdeli, uzun ömürlü, genifl yaprakl› bir
a¤aç.
ç›n ç›n
be.
Metal bir eflyaya vuruldu¤unda
ç›kan sese benzeyen ses ç›kararak, ç›n-
layarak.
ç›ngar
a. Yun. argo
Gürültü, kavga, karga-
fla.
ç›ngar ç›karmak
gürültüye, kavga-
ya, kargaflaya neden olmak:
Burada
sessizce oturun, sak›n ç›ngar ç›karma-
y›n.
ç›ng›rak, -¤›
a.
1.
Küçük çan.
2.
Hayvanla-
r›n boyunlar›na tak›lan ve içindeki tane-
lerin sallanmas›yla ses ç›karan küçük
metal nesne.
ç›ng›rakl› y›lan
a. hayb.
Ç›ng›rakl› y›langil-
lerden, kuyruk ucundaki sert pullar› k›-
m›ldatarak kuru yaprak h›fl›rt›s›na ben-
zer bir ses ç›karan, kal›n vücutlu, zehir-
li bir y›lan.
ç›nlamak
(nsz.)
1.
Ç›n diye ses ç›karmak.
2.
Yank›lanmak.
ç›p›ldak
ön a.
(küçük çocuklar için) Ç›plak.
ç›plak, -¤›
ön a.
1.
Üzerinde giysi, örtü bu-
lunmayan.
2.
(bafl için) Saçs›z, kel.
3.
Üzerinde bitki bulunmayan:
ç›plak top-
rak.
4.
‹çinde hemen hemen hiç eflya ol-
mayan:
ç›plak oda.
5.
a.
Yoksul kifli.
6.
a
. Ç›plak vücut resmi, nü.
7.
Yal›n, süs-
süz.
8.
mec.
Hiçbir gizli yan› bulunma-
yan, apaç›k.
ç›plak gözle
be.
Görmeye yard›mc› hiçbir
araç kullanmadan:
Gece, gökyüzüne
ç›plak gözle bak›p gördüklerinizi yaz›n›z.
ç›plaklaflmak
(nsz.)
Ǜplak duruma gel-
mek.
ç›ra
a. Far.
Çam gibi reçineli a¤açlardan el-
de edilen, ya¤l› ve çabuk yanmaya uy-
gun tutuflturucu tahta parças›.
ç›rak, -¤›
a. Far.
1.
Bir mesle¤i ö¤renmek
için bir ustan›n yan›nda çal›flan genç ki-
fli:
marangoz ç›ra¤›.
2.
Bir ifl yerinde
ayak ifllerine bakan kifli:
bakkal ç›ra¤›.
ç›rç›plak
ön a. (ç›’rç›plak)
Ç›r›lç›plak.
ç›rç›r (I)
a.
Pamu¤u çekirde¤inden ay›rma-
ya yarayan ayg›t.
ç›rç›r (II)
a.
1.
Küçük p›nar.
2.
hlk.
C›rc›r
böce¤i.
ç›r›lç›plak, -¤›
ön a.
ve
a. (ç›r›’lç›plak)
1.
Bütünüyle ç›plak, ç›rç›plak.
2.
mec.
Çok
aç›k ve yal›n durumda:
Durumu ç›r›lç›p-
lak görünüyordu.
ç›rp›
a.
1.
Dal, budak k›rp›nt›s›.
2.
Maran-
gozlukta, boyal› ve gergin bir sicimi yay
gibi çekip b›rakarak çizgi çizme.
ç›rp›nmak
(nsz.)
1.
Ac›yla k›m›ldanmak,
hareket etmek:
Omzuna kurflunu yiyen
adam ç›rp›n›yordu.
2.
Bilinçli ya da bi-
linçsiz olarak h›zl› ve düzensiz hareket-
lerde bulunmak:
Bo¤ulmamak için ç›r-
p›n›yordu.
3.
(deniz için) Küçük dalga-
larla çalkalanmak.
4.
Ne yapaca¤›n› fla-
fl›rm›fl durumda üzüntü ya da telafl gös-
termek:
Kimden yard›m isteyece¤ini bi-
lemiyor, ç›rp›n›yordu.
5.
mec.
Çok iste-
nilen bir fleyi gerçeklefltirmek ya da güç
bir durumdan kurtulmak için afl›r› dere-
cede çaba göstermek:
Yar›fl› birinci bi-
tirmek için ç›rp›n›yordu.
ç›rp›nt›
a.
1.
Ç›rp›nma.
2.
Su yüzeyindeki
hafif çalkant›.
ç›rp›flt›rmak
(-i)
1.
‹nce de¤nekle hafifçe
vurmak.
2.
Bir ifli çarçabuk, özensiz,
üstünkörü yapmak.
ç›rpma
a.
1.
Ǜrpmak eylemi.
2.
‹¤nenin,
kenara göre çapraz tutularak ve çift kat-
tan bat›r›l›p tek kattan ç›kar›larak kulla-
n›ld›¤› dikifl biçimi.
3.
sp.
Güreflte, raki-
bin kollar›n› beli hizas›nda s›k›ca kavra-
yarak kendi üzerinden sa¤a ya da sola
s›rt üstü savurma oyunu.
ç›rpmak
(-i)
1.
Bir fleyin tozunu, kirini,
üzerindeki k›r›nt›lar› gidermek için h›zl›
ve kesik kesik silkelemek.
2.
‹ki fleyi bir-
birine vurmak, çarpmak:
el ç›rpmak, ka-
ç›ma
ç›rpmak
171
Emel-Zuhal Sözlük-Harfler 21/07/2010 20:58 Page 171