çini mürekkebi
a.
Simsiyah, ince ve sol-
maz bir is mürekkebi.
çinko (I)
a. (çi’nko) ‹t.
1.
kim.
Havadan faz-
la etkilenmeyen, mavimsi beyaz renkte
ve atom numaras› 30, atom kütlesi
65,39 olan sert bir element (simgesi:
Zn).
2.
ön a.
Bu elementten yap›lm›fl:
çinko kutu.
çinko (II)
a. (çi’nko) ‹t.
1.
Tombala oyu-
nunda kart›n bir ya da iki s›ras›n› doldu-
runca söylenen söz.
2.
Tombala oyu-
nunda kart›n bir ya da iki s›ras›n› doldu-
rana verilen ödül.
Çinli
öz a.
ve
ön a.
Çin halk›ndan ya da bu
halk›n soyundan olan kifli.
çipil
ön a.
(göz için) Çapakl›, kirpikleri dö-
külmüfl.
çipura
a. (çipu’ra) Yun. hayb.
Akdeniz’de
yayg›n biçimde yaflayan, s›rt› koyu ma-
vi ve grimsi, yanlar› sar› ve gümüfl ren-
ginde bir bal›k.
çirifl otu
a. bitb.
Zambakgillerden, beyaz ve
pembe çiçekli otsu bir bitki.
çirkef
a. Far.
1.
Pis, bulan›k su.
2.
ön a.
mec.
Terbiyesiz, i¤renç, bulaflkan (kifli):
B›rak flu çirkef adam›!
3.
ön a. mec.
Dü-
flük, baya¤› (durum):
Hiç sorma, öyle
bir çirkefe bulaflt›m ki...
çirkin
ön a. Far.
Göze ve kula¤a hofl gelme-
yen:
çirkin bir manzara.
2.
Yak›fl›k alma-
yan:
Çirkin bir teklifte bulundu.
3.
Kötü,
berbat:
Çirkin sözler söylememelisin.
çirkince
ön a.
ve
be. (çirki’nce)
Çirkine ya-
k›n, çirkin bir biçimde (olan):
Çirkince
davran›yorsun.
çirkinleflmek
(nsz.)
Çirkin bir duruma gel-
mek.
çirkinlik, -¤i
a.
1.
Çirkin olma durumu.
2.
Çirkin olan›n niteli¤i:
‹nsan olan bu çir-
kinli¤i yapmaz.
çiroz
a. Yun.
1.
Yumurtalar›n› atarak zay›f-
lam›fl uskumru bal›¤›.
2.
Bu bal›¤›n te-
mizlendikten sonra tuzlan›p kurutulmu-
flu.
3.
mec.
Çok zay›f, s›ska kifli.
çirozlaflmak
(nsz.)
1.
(uskumru için) Yu-
murtalar›n› atarak zay›flamak.
2.
mec.
Çok zay›flamak.
çiselemek
(nsz.)
(ya¤mur için) ‹nce ince
ya¤mak.
çisenti
a.
Toz gibi ince ya¤an ya¤mur.
çifl
a.
Sidik, idrar.
çifl etmek
iflemek.
çit
a.
Ba¤, bahçe, bostan gibi yerlere girifli
engellemek amac›yla çal›, kam›fl, a¤aç
dal› vb. fleylerden çekilen duvar.
çita
a. hayb.
Kedigillerden, Afrika ve As-
ya’da yaflayan, uzun bacakl› ve çok iyi
koflabilen etçil memeli bir hayvan.
çiti
a.
Çitilemek eylemi.
çitilemek
(-i)
Y›karken, kirini ç›karmak için
çamafl›r›n iki yan›n› birbirine sürtmek.
çitlembik
a. bitb.
Karaa¤açgillerden, ›l›man
ve tropikal bölgelerde yetiflen, küçük ve
buruk lezzette meyvesi olan bir a¤aç.
çivi
a.
Bir fleyi bir yere ya da iki fleyi birbi-
rine çakarak tutturmaya yarayan, sivri
uçlu, bafll› a¤aç ya da metalden yap›l-
m›fl küçük çubuk.
çivi gibi 1)
(kifli için)
çok sa¤lam, güçlü, çevik;
2)
(su için)
çok so¤uk:
Su çivi gibiydi, üflüdüm.
çivileme
a.
1.
Çivilemek eylemi.
2.
a.
Suya
dimdik ve önce ayaklar girecek biçimde
yap›lan atlay›fl.
3.
be.
Suya dimdik ve
önce ayaklar girecek biçimde:
Denize
hep çivileme atlard›.
çivilemek
(-i, -e)
1.
Bir fleyi bir yere çiviy-
le tutturmak, m›hlamak:
Tabloyu duvara
çiviledim.
2.
mec.
Bir kimseyi oldu¤u
yerde hareketsiz b›rakmak:
Etti¤im bir
söz onu oldu¤u yere çiviledi.
3.
mec.
Vurmak, yaralamak, öldürmek.
çivit, -di
a.
Eskiden çivit otundan, günü-
müzde yapay yollarla elde edilen ve be-
yaz çamafl›rlara beyazl›k vermek için ça-
mafl›r›n son suyuna kat›lan mavi renkte
toz boya.
çivit a¤ac›
a. bitb.
S›cak bölgelerde yeti-
flen, pembe ya da beyaz renkte çiçekle-
ri olan bodur a¤aç.
çivit otu
a. bitb.
Turpgillerden, mavimsi ye-
flil renkte yapraklar› ve sar› çiçekleri
çini mürekkebi
çivit otu
175
Emel-Zuhal Sözlük-Harfler 21/07/2010 20:58 Page 175