¤ü belirli yafla gelmifl olan, reflit.
erguvan
a. Far. bitb.
Baklagillerden, bahçe-
de süs bitkisi olarak da yetifltirilen ve ef-
latunla k›rm›z› aras› renkte çiçekler açan
a¤aç.
erik, -¤i
a. bitb.
1.
Gülgillerden, beyaz çi-
çekler açan bir a¤aç.
2.
Bu a¤ac›n sar›,
k›rm›z›, mor, yeflil renklerde; tek ve sert
çekirdekli; ince kabuklu; etli ve sulu
meyvesi.
eril
ön a. dlb.
Baz› dillerde erkek cinsten
say›lan (sözcük).
erim
a.
Bir fleyin eriflebilece¤i uzakl›k,
menzil.
erimek
(nsz.)
1.
Kat› cisim, s›v› içine kar›-
flarak s›v› durumuna geçmek.
2.
Kat› ci-
sim ›s› etkisiyle s›v› duruma gelmek.
3.
(dokuma için) Afl›n›p incelerek da¤›l-
mak.
4.
mec.
Çok zay›flamak:
Üzüntü-
den eridi.
erin
ön a.
Döl verme yetkinli¤ine eren.
erinç, -ci
a.
Hiçbir eksi¤i, hiçbir üzüntüsü,
hiçbir ac›s› olmama durumu; dirlik; ra-
hat; huzur.
erinlik, -¤i
a.
Çocukluk ve ergenlik ça¤lar›
aras›nda kalan bir insana, döl verme ye-
tene¤i kazand›ran birtak›m fizyolojik de-
¤iflikliklerin oldu¤u dönem; bülu¤.
eriflkin
ön a. dirb.
Vücudunun geliflimi ta-
mamlanm›fl olan.
eriflmek
(-e)
1.
Var›lmas› zamana, eme¤e
ba¤l› olan ya da uzakta bulunan bir
amaca ulaflmak:
‹stedi¤i makama eriflti.
2.
Bir yere ulaflmak, varmak:
Dün ak-
flam Marmaris’e eriflmifller.
eriflte
a. Far.
Kesilip kurutulmufl hamur, ev
makarnas›.
eritmek
(-i)
1.
Erimesini sa¤lamak, erime-
sine neden olmak.
2.
mec.
Harcay›p tü-
ketmek:
Paras›n› iki ayda eritti.
3.
mec.
Zay›flatmak:
Spor yapmak seni eritti.
eriyik, -¤i
a. kim.
‹çinde kat› bir madde eri-
mifl olan s›v›.
erk
a.
1.
Bir ifli yapabilme gücü, kudret, ik-
tidar.
2.
‹stedi¤ini yapt›rabilme gücü,
sözü geçerlik, nüfuz.
erkek, -¤i
a.
1.
‹nsan, hayvan ve bitkilerin
difliyi dölleyecek cinsten olan›.
2.
Adam.
3.
Koca.
4.
Birinin ç›k›nt›s› di¤e-
rinin girintisine tam olarak oturan nes-
nelerden ç›k›nt›l› olan›:
erkek fifl.
5.
ön
a. mec.
Sözüne güvenilir, mert.
erkekçe
ön a.
ve
be. (erke’kçe)
Erkek gibi,
erke¤e yak›fl›r (biçimde), yi¤itçe, mert-
çe:
Erkekçe davranmal›s›n.
erkekleflmek
(nsz.)
1.
(erkek çocuk için)
Çocukluk ça¤›ndan ç›k›p erkeklik ça¤›na
girmek.
2.
(k›z, kad›n için) Erkek gibi
sert davran›fllar kazanmak.
erkeklik, -¤i
a.
1.
Erkek olma durumu.
2.
Erkekçe davran›fl, yi¤itlik, mertlik.
3.
Bir
erke¤in fizyolojik görevini yerine getir-
me gücü.
erkek organ
a. bitb.
Bitkilerde taç yaprak-
lar›n çevreledi¤i, döllenmeyi sa¤layan
tek ya da birço¤u bir arada bulunan or-
gan.
erken
be.
1.
Zaman›n ilerlememifl bir an›n-
da:
Yar›n erken gel.
2.
Al›fl›lan zaman-
dan önce:
Bugün erken geldin.
erken bunama
a. t›p
Birbirinden ayr› özel-
likler gösteren flizofreni türündeki has-
tal›klar›n ad›.
ermek
(-e)
1.
Ulaflmak, kavuflmak:
Sonun-
da murad›na erdi.
2.
Yetiflip dokunabil-
mek:
Z›play›nca elim tavana eriyor.
3.
(nsz.)
(kendini Tanr› yoluna adam›fl
kimseler için) ‹nsanüstü nitelikler ka-
zanmak.
Ermeni
öz. a.
1.
Ermenistan halk›ndan olan
kimse.
2.
ön a.
Ermenistan’a, Ermeni
halk›na özgü olan fley: Ermeni dili.
Ermenice
öz a. (ermeni’ce)
Hint-Avrupa dil
ailesinden Ermenilerin konufltu¤u dil.
ermifl
a.
Dinî inançlara göre kendisinde
ola¤anüstü manevi güç bulunan kifli,
eren, evliya.
eroin
a. Fr.
Morfinden kimyasal yolla elde
edilen uyuflturucu bir madde.
eroinman
a.
ve
ön a. Fr.
Eroin kullanma
erguvan
eroinman
244
Emel-Zuhal Sözlük-Harfler 21/07/2010 20:59 Page 244